Erdoğan’ın korumalarından vatandaşı kim koruyacak?
Av. Tugay Bek, Çırağan Sarayı’ndaki yolun trafiğe neden kapatıldığını soran ve ardından koruma şiddetine maruz kalan Avukat Sertuğ Sürenoğlu'nu yazdı.
Ekran görüntüsü, TBB Başkanı Feyzioğlu'nun Facebook'tan yayımladığı videodan alınmıştır.
Av. Tugay BEK
Demirören ve Kalyoncu ailelerinin çocuklarının düğününün yapıldığı Çırağan Sarayı’ndaki yolun trafiğe neden kapatıldığını soran Avukat Sertuğ Sürenoğlu koruma şiddetine maruz kaldı.
Basına yansıyan bilgilere göre Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın korumaları, Avukat Sürenoğlu’nu zorla bir minibüse bindirmiş, ters kelepçe takıp gözlerini bağlamış ve araç Çırağan Sarayının içine alınmış. İçerde eğlence yapıldığı saatlerde meslektaşımız iki saat boyunca işkenceye maruz kalmış. Sonradan açığa çıktığı üzere; korumalar Sürenoğlu’na Cumhurbaşkanına hakaret ettiği iddiasını kabul eden bir tutanak da imzalatmaya çalışmış, aksi takdirde dayağın devam edeceğini söylemiş. Zor durumda kalan Sürenoğlu tutanağı imzalayınca, korumalar Sürenoğlu’nu polise teslim etmiş. Sonuç olarak tutuklama talebi ile Sulh Ceza Hakimliğine sevk edilen meslektaşımız hakkında ev hapsi kararı verildi.
İBRAHİM ALICI OLAYINI HATIRLATTI
Bu olay, 2014 yılında Osmaniye mitinginde pankart açan İbrahim Alıcı’ya yapılan koruma şiddetini anımsattı. Ki o korumalar da dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan’ın korumalarıydı. Bizim de avukatı olduğumuz İbrahim Alıcı, miting alanında gözaltına alındıktan sonra, emniyete götürülmeden önce korumalar tarafından bir minibüse bindirilmiş, elleri kelepçelenerek 1 saat süreyle dövülmüştü. Ölümle tehdit edilmiş ve kafasına silah dayanmıştı. İşkence mağduru İbrahim Alıcı, kendisine içinde hiç koltuk bulunmayan camları karartılmış bir minibüste işkence yapıldığını anlatmıştı. Avukat Serenoğu’nun da benzer bir şekilde işkence ve şiddete maruz kalması kafalarda soru işaretlerinin uyanmasına yol açıyor. O zaman Alıcı adına, Erdoğan’ın korumaları hakkında yapmış olduğumuz suç duyurusuna, beklediğimiz gibi takipsizlik kararı verildi. Erdoğan’a hakaret ettiği iddiası ile İbrahim Alıcı hakkında dava açıldı.
KORUMA ŞİDDETİ ABD’DE GÜNDEME GELMİŞTİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2017 yılında ABD'yi ziyareti sırasında Türk Büyükelçiliği önündeki protestocular da korumalar tarafından tekme ve yumruklarla darbedilmişti. Koruma polislerinin müdahalesi neticesinde 9 protestocu ile birlikte 1 polis memuru ve 2 gizli servis görevlisi yaralanmıştı. Ardından 15 koruma polisi hakkında ABD'de dava açılmıştı. Devlet Başkanı korumalarının, koruma polisliğinin çok ötesinde protestoculara yönelik müdahalede bulunması, ABD kamuoyu tarafından şaşkınlıkla karşılanmıştı. O dönem Erdoğan ve Dışişleri Bakanlığı, koruma polislerinin eylemlerini savunup protestocuları suçlamıştı.
FEYZİOĞLU’NUN TEPKİSİ
Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu, avukata yönelik işkenceye sosyal medya hesabından yapmış olduğu paylaşımla “tepki” gösterdi. Meslektaşımıza karşı bu suçu işleyenlerin Erdoğan’ın korumaları olduğu hususunda bir tereddüt yokken, Feyzioğlu açıklamasında bu olaya karışan kişileri genel olarak polisler diye tanımlayarak, Cumhurbaşkanı ile ilişkisinin bozulmaması için “özenli” davrandığını göstermiş oldu. Koruma polislerinin yapmış olduğu işkenceyi, genel bir polis işkencesi olarak tanımlamak da failleri korumanın bir başka yoludur.
CEZASIZLIK EN TEMEL SORUN
Failler suç işlemek hususunda çok rahatlar, aynı alışkanlık ve yöntemlerle, alenen suç işleyebiliyor, sanki yakalanma ve cezalandırılmaktan çekinmiyorlar. İz bırakmaktan kaçınmak bir yana sanki kim oldukları ve kim adına bu suçu işledikleri bilinsin istiyorlar. Var olan hiçbir hukuk kuralının onları bağlamayacağını ve yine sanki savcılara, mahkemelere hesap vermeyeceklerini düşünüyorlar. Şu ana kadar adı geçen işkence ve kötü muamele suçlarından dolayı haklarında hiç işlem yapılmamış olması, yani cezasızlık bu rahatlıklarının en önemli nedeni.
Barolar ve avukatların ısrarı, demokrasi mücadelesini büyütecek Avukat Sertuğ Sürenoğlu’na yönelik işkencenin faillerinin cezasız kalmasını engelleyebilecek güçtedir. Bir başka insanımızın benzer bir hak ihlaline maruz kalmaması için demokrasi güçleri hep birlikte “işkenceye sıfır tolerans” diye haykırmalıdır.