AYM’den şüpheli asker ölümü kararı: Etkili soruşturma yürütülmedi
AYM, Şırnak Cizre’de görevli Gökhan Yaşartürk’ün 2005'teki şüpheli ölümüyle ilgili etkili soruşturma yürütülmediğine hükmetti.
Fotoğraf: Hasan Kırmızıtaş/DHA
Erdi TÜTMEZ
İstanbul
Şırnak’ın Cizre ilçesine bağlı Akçay köyünde bulunan 6. İç Güvenlik Piyade Tugay Komutanlığı’nda görevli Levazım Teğmen Gökhan Yaşartürk’ün 2005'de şüpheli ölümüyle ilgili Anayasa Mahkemesi karar verdi. AYM, etkili bir ceza soruşturması yürütülmediğini, yaşam hakkının ihlal edildiğine hükmetti.
Gökhan Yaşartürk’ün şüpheli ölümü 28 Ocak 2005'de meydana gelmişti. İddiaya göre, Küpeli Dağı’nda iki ‘zıpkın timi’ oluşturuldu. Yeterli personel olmadığı gerekçesiyle Levazım Teğmen Yaşartürk, mevzuata aykırı bir şekilde 8 köy korucusuyla birlikte göreve gönderildi. Teğmenin komutasındaki ‘zıpkın timi’, Şırnak’ın Akdizgin Köyü yakınlarındaki Tilki Tepe mevkiinde pusu faaliyeti için göreve gönderildi. Saat 2.00 sıralarında mevzileri kontrole çıkan Teğmen Yaşartürk, Korucu Mehmet Ali Erbey tarafından vuruldu. Korucu Erbey tutuklandı ve hakkında kamu davası açıldı. Askeri Mahkemedeki yargılamada görevsizlik kararı verilerek dosyanın Asliye Ceza Mahkemesine gönderilmesine ve tutuklu kaldığı süre ile delillerin toplanmış olduğu gözetilerek sanığın tahliyesine hükmedildi. Askeri Yargıtay da görevsizlik kararını onadı. Yargılamaya daha sonra Asliye Ceza Mahkemesinde devam edildi ve bu mahkemenin de görevsizlik kararıyla dosya Ağır Ceza Mahkemesine gönderildi. Ağır Ceza Mahkemesi sanığa taksirle adam öldürme suçunu işlediği kanaatiyle 3 yıl 5 ay 20 gün hapis cezası verdi. Daha sonra Yargıtay’ın kararıyla da zamanaşımının dolması nedeniyle düşme kararı verildi. Askeri yetkililer hakkında yürütülen ceza soruşturmasında yargılananlar hakkında da beraat kararı verildi. Temyiz istemi reddedildi, karar Askerî Yargıtay tarafından da onandı. Yaşartürk’ün annesi ve babası bunun üzerine konuyu Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) taşıdı.
“OLAY YERİNDEKİ MERMİLER BULUNAMADI”
AYM, kararını açıkladı. AYM, ekspertiz raporlarında olay yerinden elde edilen on adet boş kovanın sanık ve diğer korucuların silahlarıyla ilişkili olmadığının tespit edildiğini, yapılan incelemede kovanlardan beşinin 2006 yılında yine aynı askeri birlikte bir piyade onbaşının vurularak öldürülmesi olayında da kullanılan tüfeğe ait olduğu belirlendiğini hatırlattı.
Yargılama sürecinde bu tüfeğin olayın gerçekleştiği tarihte hangi askeri personelin zimmetinde olduğu tespit edilemediğini belirten AYM, bu belirsizliklerin olayın gerçekleşme koşullarının tespiti açısından soruşturmanın etkililiğini zedelediğini söyledi. AYM, olay yerinden hiçbir mermi çekirdeğinin elde edilemediğini de hatırlattı.
AİLE VE TANIĞIN İFADELERİ DİKKATE ALINMADI
Yaşartürk’ün ailesinin çocuklarının kasıtlı bir şekilde öldürüldüğü iddiasına olay yeri incelemesine katılan askeri personelden olan bir tanığın da katıldığını belirten AYM, “Bunlara rağmen Ağır Ceza Mahkemesince olay yerinde ve saatinde uygulamalı keşif yapılmaması soruşturmanın etkililiği açısından önemli bir eksiklik olarak dikkat çekmiştir.” dedi.
“KORUCUNUN KİMLERLE KONUŞTUĞU AYDINLATILMADI”
Olay yerinde bulunan koruculardan birinin de olayın gerçekleşmesinden önce cep telefonu ile konuştuğuna dair iddiaların araştırılmadığını belirten AYM, “Olayın gerçekleştiği gün ve ertesi gün olağan dışı sayıda görüşme yapan korucunun kimlerle görüştüğü araştırılmamıştır. Olayın bu yönüyle aydınlatılmaya çalışılmaması etkili soruşturma yürütülmesinin gerektirdiği titizlikle bağdaşmamaktadır” dedi AYM, olayla ilgili soruşturmanın 8 yıl 7 ayı aşkın bir sürede tamamlanması nedeniyle de soruşturmanın yaşam hakkının gerektirdiği makul süratle yürütülmediğini belirtti. AYM, açıklanan gerekçelerle, yaşam hakkının usul boyutunun ihlal edildiğine ve soruşturmanın makul sürede tamamlanmaması nedeniyle başvuruculara tazminat ödenmesine karar verdi.