21 Haziran 2019 01:15

Suriyeli mülteci gençler: Ekonomik kriz hem sizi hem bizi etkiliyor

Volkan PEKAL
Adana

Türkiye’de hakim olan mülteci algısının aksine Suriyeli mülteciler ağır ekonomik koşullar altında hayata tutunma mücadelesi veriyor. Adana’da konuştuğumuz saya işçisi mülteci gençler, iddiaların aksine Suriyeli ailelere ciddi yardımların gelmediğini ifade etti. Mültecilere harcanan paralarla ilgili tartışmaya değinen Suriyeli mülteci Kemal, “Sadece Kızılay kartından faydalanıyoruz. Bunun dışında bir şey verilmedi. Benim ailem 8 kişi, 5 erkek kardeş çalışıyor, iki kız kardeşimizi gelecekleri olsun diye okutuyoruz. Tekstilde çalışan iki kardeşim şu an işsiz. Doların yükselmesinden dolayı iş bir var bir yok. Bayram tatilinden sonra 4 gün ya çalıştım ya çalışmadım. Kim çalışırsa onu harcıyoruz” diye konuştu.

İşsizlik nedeniyle iş aradığını belirten Kemal, “Bir kebapçıya gittim. Aylık bin 500 TL veriyor. Oradakilere sigorta ve asgari ücret var ama Suriyelilere yok! Ben kabul etmedim ama mecburiyetten çalışanlar var” ifadelerini kullandı. Kemal ayrıca mültecilerin sigortalı çalışmalarının kolaylaştırılmasını istedi.  

"1,5 LİRA OLAN EKMEK 2,5 LİRA OLDU"

Hayat pahalılığından yakınan Kemal, “Mesela biz Suriye ekmeği yiyoruz. 1,5 liradan 2,5 liraya çıktı. Mahalle, protesto etmek için ekmek almadı, somun ekmek aldık ama fiyatı yine de düşürmediler. 8 kişilik nüfusun masrafı zor. Çorap alsan 8 çift almak zorundasın” dedi. Bir mülteci öğrenci masraflarının diğer öğrencilerle aynı olduğunu ifade eden Kemal, “Üç ayda bir 50-60 lira harçlık veriyorlar. Bu da zaten bir şeye yetmez. Birkaç ay sonra okul açılınca, defteri, kitabı, kalemi, harçlığı yeniden masraf yapacağız” diye konuştu.  

ECZANE YERİNE ESNAFTAN İLAÇ!

Mahallede esnafının denetim dışı olduğunu dile getiren Kemal, “Eczacılıkla ilgisi olmayan esnaflar ilaç satıyor, Suriyeliler küçük görüldükleri için hastaneye gitmeyip bu ilaçları alıyorlar. Daha önce hastaneye gidince ilaç parası almıyorlardı. Ama bir aydır artık para almaya başladılar. Esnafın ilaç satmasının önüne geçilmesi lazım. Bu adam doktor mu nasıl güvenip ilaç alayım?​” dedi.

"BİR HALKI SUÇLAMAK DOĞRU DEĞİL"

Adana’da bir başka saya işçisi Suriyeli Suphi ise Bursa Mudanya ve Antalya Gazipaşa’da gündeme gelen plaj yasağının topluma zarar verdiğini söylüyor. “Kurala uymayanı uyar ama bir halkı suçlamak doğru değil” diyor. 

EVRENSEL'İNMANŞETİ

İhyanın aslı

İhyanın aslı

Maraş depremlerinin ardından geçen iki yılda ne yiten on binlerce canın hesabı sorulabildi ne de kalanların bir derdine derman olundu. İki yıl sonra iktidar, ”Asrın İhyası” sloganıyla toplumu aldatmaya çalışıyor. Oysa asıl ihya ihaleler, inşaatlar, rezerv alan ilanları, teşvikler, vergi indirimleriyle, depremi gerekçe eden siyasi baskılarla geldi.

Teslim edilen konut sayısı ihtiyacın 3'te biri.

Deprem bölgesinde 'rezerv alan' kılıfıyla halkın evleri, arsaları gasbedildi.

Deprem işçiye yoksulluk, sermayeye 'fırsat' oldu.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
Sezgin Tanrıkulu: "Depremin maliyetini en aza indirmek için her ay vergi veriyoruz. Nereye harcandığını bilmiyoruz"

Evrensel'i Takip Et