Dr. Filiz Ünal: Aile hekimlerine yeni yükler getiriliyor
TTB Aile Hekimliği Kolu Başkanı Dr. Filiz Ünal, 11. Kalkınma Planında yer alan aile hekimlerine yönelik maddeleri değerlendirdi.
İLGİLİ HABERLER
Kıdem tazminatını fona devreden 11. Kalkınma Planı TBMM'de kabul edildi
Hükümet, 11. Kalkınma Planında hedefleri yarıya indirdi; 2023 hayal oldu
Burcu YILDIRIM
Ankara
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Aile Hekimliği Kolu Başkanı Dr. Filiz Ünal, 11. Kalkınma Planında yer alan aile hekimlerine yönelik yeni maddeleri Evrensel'e değerlendirdi. Planda yer alan maddelerin aile hekimlerine yeni yükler getirdiğini ifade eden Ünal "Var olan sorunları çözmeden, yapısal reformları yapmadan, bunların üzerine konulacak her taş sistemin daha kolay çökmesine neden olacak" dedi.
11. Kalkınma Planında aile hekimliğini ilgilendiren en önemli detaylardan birinin ikinci ve üçüncü basamak performans sistemiyle entegre hale getirilmesi olduğunu söyleyen TTB Aile Hekimliği Kolu Başkanı Filiz Ünal, TTB olarak performans sisteminin her türlüsüne karşı olduklarını söyledi. Ünal, “Zaten sayılar üzerinden bir performans vardı, kaç tane hastan var, ona göre maaşın belirleniyor. Kaç aşı yaptıysan yaptığın aşılar sayılıyor, sen aynı maaşı alıyorsun ama yapmazsan ‘negatif performans’ dediğimiz ceza veriliyordu. Sonradan ödüllendirme üzerinden pozitif performans getirdiler. Bütün bunlar da iş barışının bozulmasına sebep oldu” dedi.
"AİLE HEKİMLİĞİ ÇÖKEBİLİR"
Bu sistemin kriterinin tamamen paradan oluştuğunu, kimi aile hekiminin 4 bin, kiminin ise 2 bin hasta baktığını şimdi ise 2 bin 700’lerden bahsedildiğini ama eşitlik sağlanamadığını anlatan Ünal “Sıfır nüfuslu birimlerde ise bina, hasta ve oranın ihtiyaçlarının karşılanmasını tamamen aile hekimlerine bıraktılar ve işler iyice karmaşıklaştı. Eşitlik sağlanmadığında ve performans işin içine girdiğinde etik olmayan çalışmalara yol açılıyor. Sağlık emekçileri birbirine kötü gözle bakan, birbirinden hasta alan, birbiriyle çatışan pozisyona getirildi. Biz bu konuda iyileştirme beklerken 11. Kalkınma Planında 2. ve 3. basamakta entegre bir performanstan bahsediyorlar. Bu şekilde sevk sisteminin kurulmasına karşı değiliz ama bu sistem, zaten temeli sağlam olmayan aile hekimliğinin tamamen çökmesine neden olacaktır” değerlendirmesinde bulundu. Ayrıca planda ‘Teşhis ve tedavi isabetliliği’nden bahsedildiğini söyleyen Ünal, “Bu ölçülebilir bir şey değil, kim belirleyecek? Aile hekimlerine performans vermemek için yeni bir yol buldular. Bundan sonra maaşları düşürmek için haklı bir gerekçe bulmaya çalışıyorlar. ‘Teşhis ve tedaviniz isabetli değil’ diyecekler herhalde. İnsanların çalışma şevkini kıracaktır” dedi.
"TOPLUM SAĞLIĞI İÇİN BİRŞEY YAPILMIYOR"
Planda, bulaşıcı olmayan hastalıklara önem atfedildiğini ve sağlıklı yaşam merkezleri ile aile hekimlerinin destekleneceği ibaresine dikkat çeken Ünal, “Hastalara birinci basamakta yeterli hizmet veremezken ikinci bir yere gönderme olasılığınız düşüyor. Zaten fakir insanlar bir yerden başka bir yere gitmeye para bulamazken buralara nasıl göndereceğiz? Sağlık ocaklarını güçlendirmek varken, başka merkezleri güçlendirmek ne kadar işe yarayacak?” sorularını yöneltti. Bu şekliyle sadece başvuranın hizmet aldığına değinen Ünal, “Bu noktada toplum sağlığı açısından bir şey yapmıyor sadece bireysel sağlık hizmeti verebiliyoruz. 11. kalkınma planı ne aile hekimliğini düzeltmeye ne de sistemin açıklarını kapatmaya yönelik bir işe yarar. Zaten birçok sorumluluğu olan aile hekimlerine yenilerini de yüklemek doğru değil” dedi.
DEVLETİN PARMAKLARI AİLE HEKİMLİĞİDİR
Ünal, aile hekimliği sisteminin sorunlarına ilişkin kendi yaşadığı bir olayı da şu sözlerle anlattı: “Benim dördüncü çocuğunu doğuran bir hastam var ve Urfa’da yaşıyor, kaydını Urfa’ya almıyor. Hiçbir çocuğuna aşı yaptırmıyor, gebe takibine gelmiyor. Sadece doğum için hastaneye gidiyor. Böyle özel gruplar var, bu özel gruplarla ayrı çalışılması gerekiyor. Bunu aile hekimine ceza vererek çözemezsin” diye konuştu. “Bu çocukların sağlığından, hayatta olduklarından endişe ediyorum” diye dilekçe verdiğini belirten Ünal “Hayattalar, Urfa’dalar, yaşıyorlar” cevabını aldığını ancak bir hekime böyle bir cevap verilemeyeceğini söyledi. Devletin çocukların sağlık koşullarından doğduğu andan itibaren sorumlu olduğunu belirten Ünal, “Devletin parmakları aile hekimliğidir. Aile hekimi size bu çocukların sağlığından endişe ediyorum diyorsa o aileyi ikna etmek, çocukların sağlık hakkını kullandırtmak gerekir” dedi. Birinci basamak koruyucu sağlık hizmetleri verilmek isteniyorsa aile hekimlerinin çalışma koşullarını düzelten, yapısal reform ve yasaların çıkarılması gerektiğini söyleyen Ünal, “Birinci basamağın işçi sağlığı, evde bakım, koruyucu sağlık hizmetleriyle, incinebilir gruplar için yapılmış özel programlarla bir bütün halinde çözülmesi ve sonrasında hekime hastayı talep etme görevinin verilmesi gerekir” dedi.
HEKİMLER SORUŞTURMA KISKACINDA
Performans sistemiyle Diyarbakır’da 3 hekimin sözleşmelerinin feshedildiğini, Antalya’da ise 104 hekime soruşturma açıldığını hatırlatan Ünal "Antalya’da hekimlere açılan soruşturmanın sebebi ise hasta yakınları tarafından sopalarla dövülen ve burnu kırılan İzmir’deki hekimin yanına gitme istekleriydi. Buna karşı Antalya İl Sağlık Müdürlüğü soruşturma açıyor. Bu duyguyu hissedememek tahammül edilebilir değil ve Antalya’daki hekimler buradan ceza puanı aldı" dedi.
Evrensel'i Takip Et