İsveç’te hasta bakıcıların ‘bütçe kesintisi’ isyanı: 6 kentte eylemler yapıldı

Murat KUSEYRİ
Stockholm

İsveç’te Sosyal Demokrat ve Yeşiller’den oluşan azınlık hükümetinin sağ partilerle işbirliği yaparak hasta ve yaşlıların bakımı için belediyelere verilecek bütçede 300 milyon kronluk kesintiye gitmesi hastabakıcılar için bardağı taşıran son damla oldu.

Nisan ayında sosyal medya üzerinden “Hasta bakıcı İsyanı” adını verdikleri bir örgütlenmeye giden hasta bakıcılar, çalışma koşullarının düzeltilmesi ve ücretlerin artırılması talebiyle ülke çapında kampanya başlattı.

6 KENTTE PROTESTO GÖSTERİLERİ

Başta başkent Stockholm olmak üzere 6 kentte sokaklara çıkarak eylemler yapan hasta bakıcılara üyesi oldukları Kommunal Federasyonu da destek verdi.

Stockholm’de parlamento binası önünde yapılan eylemde bir konuşma yapan “Hasta bakıcı İsyanı”nın kurucularından Maria Wiberg, “Artık hükümetin yaşlılar bakımında bir kriz olduğunu anlamasının zamanı. Eğer önlem alınmazsa bu kriz daha da derinleşecek” dedi.

İşyerlerinde çalışan hasta bakıcıların sayıları yetersiz olduğu için hasta ve yaşlılar bakımında aksaklıklar yaşandığını dile getiren Wiberg, çalışanların sayılarının artırılmasını, çalışma koşullarında iyileştirilmelere gidilmesini talep etti.

Kommunal Federasyonu Başkanı Tobias Baudin, iş yerlerinde çalışma koşullarının hastabakıcılar için çekilemez bir hale geldiğini söyledi. Hasta bakıcıların düzenledikleri gösterilerin çalışma koşullarının değiştirilmesi için büyük bir istek olduğunu gösterdiğini ve hükümetin artık bunu anlaması gerektiğini ifade etti.

15 BİN İMZAYI BAKANA VERDİLER

Konuşmalardan sonra hasta bakıcıları temsilen 3 kişilik bir heyet, toplanan 15 bin imzayı Sosyal Hizmet Bakanı Lena Hallengren’e verdi.

Gösteriye katılan hasta bakıcılardan Anita Salven, Evrensel’e yaptığı açıklamada İsveç’in Avrupa Birliği üyesi olmasından sonra hasta ve yaşlılık bakımında özelleştirmelere gidilmesiyle sorunların yaşanmaya başladığını söyledi.

Daha önce belediyenin yaptığı hizmetlerin özel firmalara verilmesinden sonra iş yükünün arttığını belirten Salven, “Belediyeye bağlı olarak çalıştığımda çok memnundum. Özelleştirmelerden sonra Attendo adındaki şirkette çalışmak zorunda kaldım. Şirketler için kâr her şeyden önce geliyor. İş yükümüz kat kat arttı. Bundan dolayı erken emekli olmak zorunda kaldım” dedi.

AB, ÖZELLEŞTİRME DAYATIYOR

Salven, özelleştirmeler ve tasarruf politikalarının hem çalışanlar hem de hasta ve yaşlılar için olumsuz sonuçlara yol açtığını belirttikten sonra “İsveç’in AB üyesi olmasından sonra AB, özelleştirilmelere gidilmesini dayattı. Ordu, polis ve mahkemeler dışında her şeyin özelleştirilmesini ve serbest rekabete açılmasını istedi. Sorunun kaynağında AB üyeliğinin yol açtığı özelleştirmeler var” şeklinde konuştu.

Yoğun çalışma temposundan dolayı pek çok hasta bakıcının hastalandığına ve erken emekliye ayrıldığına dikkat çekti.