Yoksulun "Kara Cuma"sı bit pazarı
"Kara Cuma", "Efsane Cuma", gibi kampanyalarla fiyatlarda indirim yapıldığı söylenerek alışveriş teşvik edilirken Diyarbakır'daki bit pazarında, daha çok ikinci el ürünleri almaya gelenlerle konuştuk.
Fotoğraf: Fırat Topal/EVRENSEL
Fırat TOPAL
Diyarbakır
Kampanya ve indirim günü olarak sunulan “Kara Cuma”da alışveriş çılgınlığı yaşandı. Diyarbakır’da ise bit pazarında yoğunluk dikkat çekiciydi. Konuştuğumuz yurttaşlar, insanların alım gücünün düştüğünü ve buraya gelenlerin fakirlikten geldiğini dile getirdi.
Dünyada kampanya ve indirim günü olarak bilinen “Kara Cuma” (Black Friday) alışveriş çılgınlığı Türkiye’de birçok yerde izdihama yol açtı. Uzun kuyrukların oluştuğu mağaza önlerinde çekilen görüntüler televizyonlarda yayımlandı. Mağaza önlerinde yaşanan izdiham ballandıra ballandıra anlatılmaya devam ederken bir yandan da Kara Cuma’nın Müslüman inancına ters düştüğü gerekçesiyle “Efsane Cuma”, “Güzel Günler”, “Süper Cuma” tartışmaları sosyal medyada başladı. Bu tartışmalar devam ede dursun, soluğu Diyarbakır’daki bit pazarında alıyorum. Her hafta sadece pazar günü sabahın erken saatlerinde kurulan pazarda, istediğiniz her şeyi bulabilirsiniz. Gıdadan giyime, elektronik eşyaya kadar her şeyi... İkinci el ya da defolu. Genellikle fiyatlar 1 TL ile 100 TL arasında değişiyor. Burada alışveriş yapanların çoğunun da bütçesi düşük.
BURADA ALIŞVERİŞ FAKİRLİKTEN
Alışveriş yapmaya gelen Abdurahman Kılıç’la selam verdikten sohbet ediyorum. Halkın ekonomik gücünün olmamasından kaynaklı buraya alışveriş yapmaya geldiğini ifade ederek “Fakir olduğumuz için buraya geliyoruz. Buradaki insanlar mağazalara gidip alışveriş yapabilir mi? ‘Kara Cuma’ olsa ne yazar? İnsanlar mağdur burada, gelip eski eşya alıyorlar. Kimse keyfinden sabahın köründe buraya gelmiyor” diyor ve ekliyor: Eskiden kadınlar buraya gelip alışveriş yapmazdı. Şimdi onlar da mutfak ihtiyaçlarını buradan alıyorlar. Ana akım medya gerçeği yansıtmıyor. Gelip burada insanlara sorsunlar, perişan durumda herkes, burada alışveriş çılgınlığı yok fakirlikten” diyor.
AZICIK ÇÜRÜMÜŞ SOBA 40 TL
Dolanıyorum bir süre, daha sonra fotoğraf makinesini gören Aydın Coşar, “Gel konuşayım hele” diyor. Coşar, yıllarca inşaatlarda çalışmış, ekonomik krizle birlikte iş bulamayınca küçük bir elbise tezgahı açmış pazarda. O da alım gücü olmayanların bu pazara alışveriş yapmaya geldiklerini söylüyor. Coşar, “Mağazada 80 TL olan elbise burada 10 TL. İkinci el bir de çoğu eski elbiseler. Ben de buradan alışveriş yapıyorum. Mağazadan ayakkabı alamam, buradan 10-15 TL’ye eşime, çocuklarıma, kendime ayakkabı alıyorum. Azıcık çürümüş soba burada 40 TL mesela” diyor. Müşteri gelince ayrılıyorum Coşar’ın yanından.
ALIŞVERİŞ ÇILGINLIĞI YOK
Alışveriş yapmaya gelen Mevlüt Akkoç ile sohbete devam ediyorum. Akkoç, Türkiye’de ekonomik sıkıntının olduğunu ve insanların alım gücünün fazlasıyla düştüğünü ifade ederek “Türkiye ekonomik uçurumda. Parası yok insanların yeni bir şey almaya, ikinci ele yöneliyorlar. Alışveriş çılgınlığı filan yok burada. İnsanlar giyinmek zorunda” diyor.
"KARA CUMA"NIN GÖRÜNMEYEN YÜZÜ
Ahmet adındaki genç ise ekonominin iyiye gitmediğini ifade ederek, pazara gelen insanların mağazalarda alışveriş yapma durumu olmadığını, buradan ihtiyaçlarını karşılamaya çalıştığını belirtiyor. Ahmet, “Cebimizdeki telefondan ekonomik durumumuzu analiz eden bir Cumhurbaşkanı var. Android telefonu lüks sayıyor, bize çok görüyor. İnsanlar ihtiyaç olduğu için kullanamaz mı? Mağazalarda alışveriş yapma durumu yok buradaki insanların. Bu yüzden insanlar burayı tercih ediyor. Burada alınan her şey ya defolu ya ikinci el. Bu da ‘Kara Cuma’nın görünmeyen yüzü” diyor.
Pazar yavaş yavaş dağılmaya başlarken ayrılıyorum.