Mercedes Benz'de sömürü katmerleniyor: Binlerce işçiye 4, patrona 400 otobüs
Ayda 400 otobüsün üretildiği Mercedes'te çalışan binlerce işçinin aldığı ücret 4 otobüs fiyatına denk gelirken, geri kalanlar ise patronun oluyor.
Fotoğraf: Instant Google Street View
Erkan SARIOĞLU
İstanbul
Mercedes Benz’in Esenyurt Hoşdere’deki fabrikasında günde 16-17, ayda 400 otobüs üretiliyor. Fabrikada çalışan binlerce işçinin aldığı ücret 4 otobüs fiyatına denk gelirken, geri kalanlar ise patronun oluyor. Avro arttıkça aradaki makas daha da açılıyor. MESS sözleşmesi kapsamında olan fabrikada çalışan işçiler, geçinebilmek için ek iş yapmak zorunda kaldıklarını belirterek “Patron bugün bize aldığımız ücretin iki katı ücret verse dahi zarar etmez. Bu devran böyle gitmez. Bir yerde tüm işçiler patlayacak” diye uyarıyor.
Sözleşme görüşmelerini ve bir önceki sözleşmeden bu yana değişen yaşam koşullarını görüşmek üzere Türk Metal Sendikası üyesi Mercedes işçileriyle bir araya geliyoruz. Söz fabrikanın ve işçilerin ekonomik durumundan açılıyor. İlk sözü alan işçi şunları anlatıyor: “İki yıl önce bir otobüs şu andaki gibi 350-400 bin avro civarındaydı. İki yıl önce avro 4.5 lira civarındaydı. Biz ise yaklaşık 2 bin 200 lira alıyorduk. Yani ücretimiz yaklaşık 485 avroya denk geliyordu. Bugün avro 6.6 lira civarında. Bu orana göre bizim 3 bin 200 lira civarında ücret almamız gerekiyor. Ama biz 8-9 yıldır çalışan işçiler 2 bin 700 civarında ücret alıyoruz. 5 yılın altında çalışanlar ise 2 bin 500 lira alıyor. Patron 1.5 milyon liraya bir aracı satarken şu anda 2.5 milyon liraya satıyor. Günlük 16 ya da 17 araç üretimi yapıyoruz. Mavi yakalı çalışan işçilerin sayısı 3 bin 400 civarında. Ortalama arkadaşlarımız 3 bin lira ücret alınmış olsa aylık 10 milyon lira yapar. Yani toplam işçilerin aldığı aylık ücret 4 otobüs parasına denk geliyor. Biz ise aylık yaklaşık 400 araç üretiyoruz. Patron bugün bize aldığımız ücretin iki katı ücret verse dahi zarar etmez. Bu devran böyle gitmez. Bir yerde tüm işçiler patlayacak.”
EK İŞ YAPARAK GEÇİNEBİLİYORLAR
2020 yılı için 4 bin 770 araç sipariş alındığını bilgisini veren bir diğer işçi, kendi ekonomik durumlarındaki değişimi şöyle aktardı: “İki yıl önce kiramız 600 lirayken şu anda 1200-1500 lira arasında. İki yıl önce kira dışında tüm masraflarımıza ödediğimiz ücretlerle bugün sadece faturalarımızı ödeyebiliyoruz. Çoğu arkadaşımız ev kredisine girdi. İki yıl önce ödediğimiz kredi tutarı ile bugünkü tutar aynı olmasına rağmen bugün ücretlerimiz lira üzerinden arttığı halde kredilerimizi ödeyemez hale geldik. Şu anda yıllık izindeyiz ama arkadaşlarımızın neredeyse yüzde 40’ı ek iş yapıyor. Düğün salonlarında, taksilerde, sanayide çalışıyorlar. Mesela ben 200 kişinin çalıştığı bir bölümdeyim. İki yıl önce 10 kişi ek iş yaparken bugün 50’ye yaklaştı. Birçok arkadaşımız fabrikada zeytin, fındık, yağ falan satarak geçimini sağlıyor. Her arkadaşımızda en az iki kredi kartı var. Kredi kartlarını ödemek için bankadan kredi çekiyoruz. Yaşam koşullarımızın hiç iyiye gittiğini görmedik. Her geçen gün daha da kötüye gidiyor.”
"BİZE SORULMADAN İMZA ATILMASIN"
MESS üyesi patronların sömürüyü daha da artırmak istediğine dikkat çeken bir başka Mercedes işçisi sözlerini şöyle sürdürdü: “3 yıllık sözleşme ve yüzde 6 zammı dayatıyorlar. 3 yıllık sözleşme bizim kırmızı çizgimiz. Sendikamız da bu gidişle yüzde 15 zamma imza atacak gibi duruyor. Bizlere sormadan imza atmamaları gerekiyor. Bu zam oranlarını kabul etmiyoruz. Bu tepkilerimizi temsilcilerimize ilettiğimizde, ‘Moralinizi bozmayın iyi bir zam alacağız’ diyorlar. Yüzde 26’yı iyi bulmadığımız durumda, hangi iyi zam oranında anlaşacaklarını merakla bekliyoruz.”
"GREVE HAZIRLIK YAPMALIYIZ"
Sendika yöneticilerinin gerekirse greve gideriz dediğini aktaran bir başka işçi “Greve gidecek olan şimdiden işçilerle toplantı yapıp ona göre hazırlık yapmaz mı? Şu anda vardiya çıkışında eylem yaptık. En son Şirinevler Meydanı’nda eylem yaptık. Peki soruyoruz bu eylemlerden patron ne zarar gördü? Yapılan eylemlerden patronlar rahatsız değil, çünkü bu eylemler onları hiç etkilemiyor. Belki birlikteliğimizi gösteriyor ama üretimi etkilemiyor. Sonuçta patron işe bakar. Fabrikada eylemler yapmalıyız. Çalışma saatlerinde Şirinevler Meydanı’nda olursak patrona bir etkisi olur. Şimdiden olası grev için sendikanın hazırlık yapması gerekiyor” diye konuştu.
YÜZ YILIN SÖZLEŞMESİ ERİDİ BİTTİ
Ağır çalışma koşulları ve ücretlerin düşüklüğü nedeniyle yaşamlarından memnun olmadıklarını dile getiren bir başka işçi “Son sözleşmeden bugüne kadar yaşam koşullarımız hiç iyiye gitmedi. Her geçen gün kötüye gidiyor. İki sene içerisinde bir defa sinemaya gittim. Tiyatroya ise hayatımda hiç gitmedim. Eve ne zaman kırmızı et aldığımı hatırlamıyorum” dedi.
Geçtiğimiz dönem Türk Metal’in “yüzyılın sözleşmesi” diye duyurduğu sözleşmeden bu yana işçilerde ciddi bir yoksullaşma var. Bu nedenle sözleşme görüşmeleri öncesi beklenti de yüksekmiş işçiler arasında. Türk Metal’in taslağında yer alan yüzde 26 zam teklifi bu nedenle tepki çekmiş. Zam teklifini ilk duyduklarında teklifi patron sendikası MESS’in yaptığını düşündüklerini anlatan bir başka işçi “Maalesef bizim sendikamız önerdi. Sendika yetkililerine neden böyle zam önerdiklerini sorduğumuzda yapılan ankette Renault ve Ford işçilerinin böyle zam istediklerini söylüyorlar. Yapılan anketleri görmedik ama buna inanmak mümkün değil. İki yılda en az yüzde 50 kaybımız varken hangi işçi yüzde 26 zam ister. Şu anda Mercedes Benz Hoşdere’de çalışan işçilerin yüzde 75’inin saatlik ücreti 15 liranın altında” diye konuştu.