24 Mart 2020 00:45

Gratis çalışanı: Bu yaşadıklarımızdan sorumlu korona mı devlet-patron kardeşliği mi?

Kozmetik mağazalar zinciri Gratis’te çalışan kadın emekçi: Çoğumuzun yıllık izni yok ve ücretsiz izne çıkmak istemiyoruz. Ücretsiz izin demek aç kalmak demek.

Gratis logosu

Paylaş

Sarıgazi’den bir Gratis çalışanı 
İstanbul

Kişisel bakım marketi Gratis’te çalışan bir kadın emekçiyim. Hemcinslerim çoğunluk olmak üzere, müşteri trafiği bitmek bilmeyen bir sektör. Virüsle birlikte çalışma alanımızla ilgili alınan önlemlerde ilk etapta yıllık izin, ücretsiz izin ve denkleştirme saatlerimizdi söz konusu olan. Tabii çoğumuzun yıllık izni yok ve ücretsiz izne çıkmak istemiyoruz. Ücretsiz izin demek aç kalmak demek.

Bu arada okullar, kreşler de kapandı, zorunlu olarak. Fakat bir kızım var ve ben çalışıyor durumdaydım. Ne yapabilirdim, açlığa mı koşayım ölüme mi? Bu durumun zorluğunu epeyce yaşadım. Hâl böyle olunca üzerimize omuzlarımızı ezen yük ikiye katlanıverdi. Psikolojik olarak üzerimizdeki baskı arttı, bir halk sorunuydu bu aynı zamanda. Çalıştığım şirket bünyesinde 19 Mart gün ortasında kapanış haberi geldi, 23 Mart pazartesi akşamına kadar. Ancak bu kısa bir süreydi, çünkü boğuştuğumuz virüs hafife alınası türden değil. Her gün vaka sayısı üçe katlanıyor. Ve ciddiye alınmayan virüsün bizlere gelmesi an meselesi olacak. 

Çok daha vahim durumlarda çalışan emekçiler var. Buna gün gün tanık oluyoruz, birbirimizi tanımasak da birleştiğimiz bir nokta var elbette. Peki devlet bu ağır koşulların neresinde? “Evden çıkmayın OHAL’inizi kendiniz yaratın” deniyor, ama nasıl ? Dünya çapında yayılan bu virüs bizim ülkemizde sabır işine dönüşüyor. Sömürü düzeni kadınları ve tüm emekçileri çıkarları doğrultusunda kullanıyor. Devlet koronavirüs sebebiyle zenginlere ve patronlara ekonomik destek paketi açıkladı. Bu paketle beraber ülkenin büyük çoğunluğunu oluşturan işçilerin emekçilerin talepleri hiçe sayıldı! Peki biz emekçiler bu felaketin neresindeyiz, ne düzeyde etkileneceğiz? 

Ekmeğe olan mecburiyetimizi iyi biliyorlar. Korona ülkemize geleli çok olmuyor, fakat öncesinde de çok sağlıklı ve güvenli koşullar altında değildik. Biz işçiler emeğimizi milyonlar kazandırdığımız koca koca şirketlere kendimizi geçindiremeyecek düşük ücretlere satıyoruz. Bir de kadın olunca durum daha da ağırlaşıyor. Çünkü iş yükümüzün kesinlikle sınırları yok. Bu salgın dönemecinde eğer gerekli koşullar sağlanamazsa, güvenli bir ortam yaratılmazsa toplu ölümler yaşayacağımızın sesleri çınlıyor kulaklarımızda. Peki sorumlu kim, korona mı devlet-patron kardeşliği mi? Bu duruma izin vermeyelim. (EKMEK VE GÜL)

ÖNCEKİ HABER

Gebzeli işçiler: Ücret alamazsak ne yiyeceğiz?

SONRAKİ HABER

PTT, 20 iştirak personelinin işine "Artık size ihtiyacımız yok" diyerek son verdi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa