DEVASA ARTIŞ
Diyabet ülkemizde son 10 yılda yüzde 100 arttı. Yaklaşık 6.5 milyon diyabetli olduğu tahmin ediliyor. Diyabetlilerin yüzde 10’u Tip 1 yani eski adıyla “çocukluk çağı” diyabetidir. Genellikle çocukluk çağında başlar, mutlak insülin yetersizliği vardır. Yani Tip 1 diyabetli kişi yaşamak için günde 4 kez kan şekerini ölçüp, insülin iğnesi yapmalı. Vakaların yüzde 90’ını oluşturan Tip 2 diyabet ise eskiden erişkin çağda görülürken, beslenme sistemimiz ve obezitenin artışı nedeniyle çocukluk çağında da görülmeye başladı. Tip 2 diyabette başta ağızdan ilaç alımı yeterli olurken, 8-10 yıl içinde insülin gereksinimi başlar.
OKUL VE DİYABET
Özellikle insülin kullanan Tip 1 diyabetliler okul yönetimi ve müfredat nedeniyle yaşamlarını tehdit eden zorluklar yaşayabiliyor. Bazı okulların öğlen yemeği tatili olmaması, ders saatlerine denk gelen ara öğünlerin alımı için öğrenciye izin verilmemesi, yemek için uygun ortam sağlanmaması gibi durumlar yaşanıyor. Bazen de öğrencinin diyabetli olduğunu saklaması tedaviyi aksatabiliyor. Ailelerin bu konudaki başvuruları çoğu kez bilinçsiz okul idarecileri tarafından ciddiye alınmayıp geri çevriliyor. Yine diyabetli öğrenciler ara öğün alamadıklarında hipoglisemi (kan şekeri düşüklüğü) yaşamakta, hipoglisemi algılama güçlüğüne neden olmaktadır. Ayrıca okul kantinlerinde satılan cips, gazlı içecekler, çikolata, şekerleme, gofret, hamburger, sosisli sandviç obezite ve çocukluk çağı Tip 2 diyabetine davetiye çıkarıyor. Kantinlerde satılan gıdalar sağlıklı olmalı ve denetlenmelidir. Okullarda gerek diyabet gerek obezite ve sağlıklı beslenme konusunda farkındalık oluşturacak eğitim etkinlikleri düzenlenmelidir. Aslında Milli Eğitim Bakanlığı, 03.01.2000 tarihli genelgesiyle, okullarda 18 yaş altında 20 bin Tip 1 diyabetli olduğunu kabul etmiş ve önlem alınması gerektiğini bildirmiştir.
KREŞTE
Kreşe giden diyabetik çocuğun daha fazla zaman ve dikkate ihtiyacı vardır. Çocuk bakıcısı ve kreş personelinin diyabet hakkında bilgilendirilmesi gerekir.
GÖZALTINDA
Diyabetli olduğunu beyan eden gözaltındaki kişiye kolaylık sağlanmalı, insülin ve şeker ölçüm cihazı temininde ve kullanımında sorun çıkarılmamalı. İnsülinleri uygun şartlarda, buzdolabında korunmalı. Diyabetik bireyler sık idrara gitmeleri gerekebileceğinden tuvalet kolay ulaşılabilir yerde olmalı. Polis, gardiyan vb. görevlilerin diyabet ve hipoglisemi (kan şekeri düşüklüğü) belirtileri hakkında eğitilmiş olması çok önemli. Görevli, hipoglisemi bulgularını numara yapıyor olarak değerlendirirse kişinin hayatı tehlikeye girer.
TRAFİKTE
Ülkemizde ve birçok ülkede diyabet, sürücü belgesi alınmasına engel değil. Ancak diyabetli bireyler, kimsenin hayatını tehlikeye atmamak için özellikle hipoglisemi belirtileri, önlenmesi ve tedavisi konusunda bilinçli ve eğitimli olmalı. Çünkü hipoglisemi, sürücünün konsantrasyonunu azaltır. Yapılan araştırmalar açıklanamayan trafik kazalarının önemli bir bölümünün hipoglisemi nedeniyle olduğunu göstermiştir.
İŞ YAŞAMI
Amerikan Diyabet Birliği diyabetli bireylerin istenen şartları taşıdıkları sürece her türlü işe başvurabileceklerini kabul eder. Diyabet bilincinin yetersiz olduğu ülkemizde özellikle insülin kullanan Tip 1 diyabetliler iş bulmada engellerle karşılaşmaktadır. Bu nedenle hastalığını saklayan pek çok Tip 1 diyabetli, insülinlerini gizlice ve düzensiz yaptıkları için, diyabetin komplikasyonları ile erken yaşta karşılaşırlar.
ASKERLİK
Diyabetli bireyler devlet hastanesinden alınmış raporu olsa bile askeri hastanede bir süre yatırılıp diyabet olduğundan emin olduktan sonra askerlik hizmetinden muaf tutulmaktadır.
SEYAHAT
Diyabetli bireylerin üzerinde diyabetli olduğunu ve tedavisini belirten bir kimliğinin veya künyesinin olması çok faydalıdır. Gümrükten geçerken insülin ve diğer tıbbi malzemesini yanında taşıyabilmesi için rapor veya belge gerekir.
Evrensel'i Takip Et