13 Mayıs 2020 07:48

Daniel Pennac, “Roman Gibi”1 adlı yapıtının girişinde şunları söylüyor:

“Okumak fiilinin, emir kipine tahammülü yoktur. Başka fiillerle de paylaşır bu nefretini: ‘Sevmek’ fiili, ‘hayal etmek’ fiili...”

Pennac aslında sözü “oku”maya getiriyor buradan...

“Okumak” eylemi de tahammülsüzdür emir kipine...

“Oku! Buyruğumdur.”

Ne kaba saba, ne itici...

Siz de anımsadınız, değil mi “kutsal”ın ilk emrini: “Oku!”

Buradaki “oku”nun anladığımız anlamda “okumak”la ilgili olmadığını biliyoruz. Kaldı ki emre uyulduğu da (söylenenin şöyle böyle yinelendiği) ortada. Ne ki bunca sözden bizim meramımız başka. Şu emir/ buyruk kipinden hoşlanmayan başka eylemler de var: Evet, “bağış yapmak” da hoşlanmaz emir kipinden. Emre uymuş görünenler, kaz-tavuk hesabında sınıfı geçmeyi marifet sayanlardır.

1Roman Gibi”, Daniel Pennac, deneme, Metis Yayınları 3. baskı Ocak 2014, İstanbul

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Yoksulluk sınırı kırmızı çizgi

Yoksulluk sınırı kırmızı çizgi

600 bin işçiyi kapsayan kamu toplu sözleşmesi görüşmeleri dün başladı. Ek iş yapmadan geçinemez hale gelen işçilerin temel talebi yoksulluk sınırının üzerinde ücret. Kamuda 4 ayrı kuşaktan savunma sanayi işçilerinin aktardığı deneyimler de taleplerin ancak birlik olup, mücadeleyi göze alınca kazanılabildiğini gösteriyor.

Ücretler yoksulluk sınırının üzerine çıkarılsın

Vergi kesintileri yüzde 15’le sınırlı tutulsun

İkramiye ve ek ödemeler vergi kesintisi dışında bırakılsın

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
Mardin’de kayyım 3 ayda 301 işçiyi işten attı.

Evrensel'i Takip Et