12 Haziran 2020 01:01
/
Güncelleme: 05:12

Market işçisi yazdı: Normalleşmede esnek çalışma kalıcı olmasın

"Sokağa çıkma yasağının olduğu zamanlarda işe gitmediğimiz günler için işverene borçlandırılıyorduk."

Market işçisi yazdı: Normalleşmede esnek çalışma kalıcı olmasın

Fotoğraf: Pixabay

Market işçisi
Ankara

Virüsün Türkiye’ye geldiği resmi olarak açıklanmamışken market rafları hızla boşalmaya başlamıştı. Çalışma tempomuz bir anda artmış, biz olayın ne olduğunu bile anlayamamıştık. Sonrasında vakalar açıklanmaya başladı ve çalışma yükümüz bir anda 10 katına çıktı. Sonra elimize eldiven, yüzümüze maske takar olduk ve dezenfektanlar dağıtılmaya başlandı. Tanımadığımız bilmediğimiz bir virüsle, çok yoğun bir çalışma temposunda karşı karşıya kalmıştık. “Evde kal” çağrılarının bizim için bir hükmü yoktu. “Gençlere bir şey olmaz, onlar bunu hafif atlatır” açıklamalarına rağmen yine de tedirgin bir şekilde her gün işimizin başında olduk. “Ailemize bulaşır mı?​” korkusuyla eve yorgun argın bir biçimde geliyorduk. Hele de sokağa çıkma kısıtlamalarının olduğu günlerin öncesinde dolup taşan marketlerde çalışmak öyle zordu ki… Panikle markete koşturanlar, hiçbir önlem almadan raflarda önüne geleni almaya çalışanlar hem kendilerini hem bizi zor durumda bırakıyordu. Siperlik ve maske takarak çalışanlar oluşan buğulanma nedeniyle gözünün önünü bile göremiyordu. Kasada çalışan arkadaşlar para ve kartla yapılan işlemlerde bulaşma riskinden dolayı tedirgin oluyordu. Rafları temizleyenler, boş raflarda kullanılmış eldiven ve maske buluyorlardı.

Sokağa çıkma yasağının olduğu zamanlarda işe gitmediğimiz günler için işverene borçlandırılıyorduk. Hafta sonu bazı günler fazla mesai yaparak bu borcu ödüyorduk. Her ay 8 gün sigortadan kesiliyordu. Çünkü haftalık 30 saat çalışmış oluyorduk ve sigortamız bundan dolayı eksik yatırılıyordu. Kısa çalışmaya geçildiği dönemde az kişiyle çok iş yapmaya çalışıyorduk. Hele ramazan ayındaki yoğunluk, özellikle oruç tutan arkadaşlarımızı çok yıpratıyordu.

Şimdi normalleşme başladı. Ancak geçtiğimiz günlerde marketlerde çalışan işçilerin emeğinin hakkının verilmesi bir yana daha çok hak gaspıyla geçti. Sesimiz sosyal medya dışında bir yerde duyulmadı. O da çok az duyuldu. Normalleşme ile birlikte artık sesimizi daha çok duyurmamız lazım. Market işçileri olarak emeğimize sahip çıkmalıyız. Esnek çalışmayla karşı karşıya kalan arkadaşlar özellikle daha ağır şeyler yaşamışlardı. Belli bir saat kasaya bakıyor, belli bir saat temizlik yapıyor, belli bir saat ise evlere kuryelik yapıyorlardı. Normalleşme ile birlikte bu çalışma kalıcı hale getirilebilir. Bu konuda market işçileri olarak tavrımızı ortaya koymalıyız, sesimizi duyurmalıyız ve mücadele etmeliyiz.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Gabar petrolü sömürüsü: 1 milyon liralık üretime  6 liralık ücret

Gabar petrolü sömürüsü: 1 milyon liralık üretime 6 liralık ücret

Saray iktidarının “Milletimiz zenginleşecek” propagandasını yaptığı Gabar petrolünün arkasında ağır bir işçi sömürüsü var. Günde 12 saat çalışma, taşeronlaştırma, sendikasızlık, yoksulluk sınırının yarısı bile etmeyen ücretler… Öyle ki sadece 12.5 saatlik üretim tüm işçilerin ücretini karşılıyor, geri kalan patronların kasasına akıyor.

Şırnak’ta bir günde çıkarılan petrol, Batman’da çıkarılanın yüzde 87 fazlası.

Serbest piyasada ham petrolün varil fiyatı yaklaşık 75 dolar.

İşçiler iki günde çıkarılan petrol kadar ücret alsaydı aylık ücret 160 bin lira olurdu.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
RTÜK Başkanı “Ülkemizde olumlu olaylar olmuyormuş gibi haber servis ediliyor” deyip ‘yandık’, ‘bittik’ haberleriyle karamsarlık aşılandığını savundu, ceza tehdidinde bulundu.

Evrensel'i Takip Et