15-16 Haziran'ı yaşamış Salih Gündoğan: İşçi sınıfı sendikal bürokrasiye karşı sertti
15-16 Haziran Direnişi'ne katılmış Salih Gündoğan ile konuştuk.
![15-16 Haziran'ı yaşamış Salih Gündoğan: İşçi sınıfı sendikal bürokrasiye karşı sertti](https://www.evrensel.net/upload/dosya/163582.jpg)
Salih Gündoğan | Fotoğraf: Evrensel
İLGİLİ HABERLER
![Büyük işçi direnişi: 15-16 Haziran](https://www.evrensel.net/images/840/upload/dosya/163563.jpg)
Büyük işçi direnişi: 15-16 Haziran
![HDP: 15 16 Haziran’ın 50. yılında emek mücadelesini yükseltelim](https://www.evrensel.net/images/840/upload/dosya/144163.jpg)
HDP: 15 16 Haziran’ın 50. yılında emek mücadelesini yükseltelim
![15-16 Haziran Direnişi'nin 50. yılında Kartal'da karikatür sergisi](https://www.evrensel.net/images/840/upload/dosya/163544.jpg)
15-16 Haziran Direnişi'nin 50. yılında Kartal'da karikatür sergisi
![EMEP: 15-16 Haziran’da taşınan mücadele bayrağı hiç inmedi, inmeyecek](https://www.evrensel.net/images/840/upload/dosya/139930.jpg)
EMEP: 15-16 Haziran’da taşınan mücadele bayrağı hiç inmedi, inmeyecek
Orhan KURUL
Dersim
Türkiye işçi sınıfı tarihinin en büyük işçi direnişlerinden biri olan 15-16 Haziran Direnişi'nin üzerinden 50 yıl geçti. 100 binlerce işçinin katıldığı bu büyük işçi direnişini o dönem direnişe katılmış Salih Gündoğan (73) ile konuştuk. Gündoğan’ın işçi direnişlerinden sendikacılığa, sendikacılıktan EMEP il başkanlığına uzanan mücadele dolu bir yaşamı bir var. Gündoğar, işçi direnişi için “O dönemde sendikacılar yine bürokrat gibi davranıyordu belki ama işçi sınıfı da sendikal bürokrasiye karşı sertti” dedi.
"KAZANILMIŞ HAKLARIN ELİMİZDEN ALINMAMASI İÇİN"
15-16 Haziran direnişi yaşanırken Kocaeli Rabak Kablo fabrikasında çalışan Gündoğan o dönem CHP ve AP’li milletvekillerinin 274 sayılı Sendikalar Kanunu ile 275 sayılı Grev ve Lokavt Kanunu’nda değişiklik yapılması için ayrı ayrı taslaklar hazırladığını ve bu taslakların asıl amacının sendikal örgütlenmenin ve grev hakkının kısıtlanması için yapıldığını hatırlatarak, “Bu kazanılmış hakların elimizden alınmaması için yaşandı bu büyük direniş” dedi.
O günlerin hâlâ dün gibi aklında olduğunu belirten Gündoğan, yaşadıklarını şöyle anlatıyor: “Birinci gün işi bıraktık. İkinci gün benim çalıştığım fabrika Köseköy’deydi, oradan Kocaeli merkeze doğru yürüdük. Kocaeli SEKA kağıt fabrikasına varmadan, PETKİM, İpraş falan da Tütünçiftlik tarafından geliyorlardı. Orada buluştuk ve o arada sendika temsilcileri, iş yeri temsilcileri görüşmeler yaptı. İkinci gün de DİSK temsilcileri, Süleyman Demirel ile görüşerek bu işi bitirdiler. 'Artık bunlardan vazgeçin' diye geri adım atınca işçiler tekrar iş başına döndüler.”
“O dönem işçi sınıfında, şevk heyecan vardı, birliktelik vardı, karar vardı” diyerek döneme dair değerlendirmelerde bulanan Gündoğan şöyle devam ediyor: “Askerler düdüğü çalınca (Darbeden bahsediyor) işçi sınıfının geçmişte kazanılmış olduğu hakları da tek tek ellerinden alındı.” Şimdi ve eski arasında bir kıyasta bulunan Gündoğan, “Yani geçmişteki sendika ile bu dönemin sendikacılığı arasında çok fark var. O dönemde sendikacılar yine bürokrat gibi davranıyordu belki ama işçi sınıfı da sendikal bürokrasiye karşı sertti. O yüzden sınıf sendikacılığı da daha baskındı” diyor.
"BELEDİYE-İŞ URFA ŞUBE BAŞKANLIĞI YAPTIM"
Darbeden (12 Eylül 1980) sonra gözaltına alınıyor Gündoğan. Sonrasını ondan dinleyelim “25 gün işkencede kaldık. Sonra tutukladılar. Kocaeli Donanma Sıkıyönetim Komutanlığında yargılandım ve örgüt sevk ve idaresinden dolayı 8 yıl ceza verdiler. Daha sonra bir üst mahkeme olarak Yargıtaya gönderdik dosyayı. Bir üst mahkeme eldeki delillerden hareketle örgüt sevk ve idarecisi olmadığıma karar verdi. Bu sefer de bir alt mahkeme örgüt üyesi olduğumu öne sürdü ve 5 yıl ceza ve 22 ay da Urfa’da denetim cezası verdi. 83 yılının mayıs ayında cezaevinden çıktım Urfa’ya gözetime gittim. Orada her gün karakola gidip imza atıyordum. Orada da Urfa valisine gittim dedim ki ‘Ben bu şartlar altında bu cezayı infaz edemem. 3 çocuğum var, babam var, ben ve hanım varız. Geçim sağlayamıyoruz bana iş vereceksiniz.’ Konuşmamın üzerine Urfa Belediyesinden bana iş verdiler, orada da işe başladım. İşçiler içerisinde Belediye-İş Sendikası örgütlüydü o zaman. Bir süre sonra şube kongresi oldu, şube başkanlığına seçildim.” Belediye-İş şube başkanlığı yaparken gözaltına alınıyor tekrar Gündoğan, oradan tutuklanıp İstanbul’a götürülüyor. 2 gece Selimiye askeri kışlasında kalıyor. O günler için ‘Atlar için ahır olarak kullanılan yerde tuttular beni” diyor.
"GENEL-İŞ ŞUBESİNİ AÇIYOR"
Serbest kaldıktan sonra tekrar Urfa’ya dönüyor Gündoğan, eski işine devam ediyor. Sonra 1990 yılında Dersim Belediye Başkanı Mehmet Kocademir’in talebi üzerine Dersim’e. Gelir gelmez ilk işi de Genel-İş şubesini açmak oluyor Gündoğan’ın. Şubeyi açıyor ve ilk kongre de şube başkanlığı yapıyor. Döneme dair Gündoğan özetle şunları anlatıyor: “4 yıl Genel-İş şube başkanlığı yaptım. Erzincan, Bingöl ve Dersim’de belediye işçileri içerisinde örgütleme çalışmaları yürüttüm. O dönem, birkaç belediyede toplu sözleşme de imzaladık. Sonrasında Hasan Korkmaz geldi 8 ay maaş verilmedi işçiye. Biz de işçiyi eyleme götürdük Dersim’de. Emekliliği hak ettiğimizden dolayı iş hakkımızı feshetti. Tazminatımızı bankaya yatırdı, iş hakkınız feshedildi dedi.”
"DEVRİMCİ OLMANIN YAŞI YOK"
Gündoğan emekli olunca da devam ediyor siyasete. 1998 yılında Emek Partisi (EMEP) Dersim İl Başkanı oluyor. 2 yıl il başkanlığı yapıyor Gündoğan, ardından EMEP Dersim il örgütünde il yöneticiliği yapıyor uzun zaman. 2004 yılındaki yerel seçimlerde EMEP’in Mazgirt ilçesine il genel meclis üyesi adayı oluyor ve kazanıyor. Bir dönem il genel meclis üyeliği de yapan Gündoğan sonra EMEP Mazgirt ilçe başkanlığı görevini yapıyor. Gündoğan hâlâ EMEP üyeliğine ve aktif çalışmaya devam ediyor. Söz Gündoğan’da “Yaşam devam ediyor. Elbette gençlerin siyasette aktif rol alması önemli. Gençler bizim geleceğimiz. Ama devrimci olmanın yaşı yok. Ne kadar yaş alırsak alalım sonuna kadar bu mücadelenin bir parçası olmaya devam edeceğiz.”
Evrensel'i Takip Et