DTK soruşturması: Barış Annesi Makbule Özbek ve 22 kişi tutuklandı
DTK soruşturması kapsamında gözaltına alınan 45 kişiden 22 kişi tutuklanırken 22 kişi ise adli kontrol tedbiriyle serbest bırakıldı.
Fotoğraf: MA
DTK soruşturması kapsamında gözaltına alınan 45 kişiden Barış Annesi Makbule Özbek’le birlikte “Terör örgütü üyesi olmak” iddiasıyla 22 kişi tutuklanırken, 22 kişi ise adli kontrol tedbiriyle serbest bırakıldı.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Demokratik Toplum Kongresi’ne (DTK) dönük yürüttüğü soruşturma kapsamında gözaltına alınan 45 kişiden 16’sı dün adliyeye sevk edilmiş ve 8’i “terör örgütü üyesi olmak” iddiasıyla tutuklanmıştı. Bugün de aralarında yerine kayyum atanan Silvan Belediyesi Eş Başkanı Naşide Toprak, Barış Annesi Makbule Özbek ve gazeteci Ayşe Kara’nın da aralarında bulunduğu 29 isim adliyeye sevk edildi.
20 KİŞİYE TUTUKLAMA TALEBİ
Savcılık, ifade almadan İbrahim Halil Taş, Mehmet Sağlam, Seher Özgen Aytek, Selva Akkoyun, Suphi İzol, Azad Can, Enver Temiz, Ferhat Erkuş ve Gurbet Çakar’ı adli kontrol tedbiriyle serbest bırakılması talebiyle Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği’ne sevk etti. Savcılık, Emrullah Zümrüt, Fesih Balbey, Gönül Oğur, Mahfuz Karaaslan, Mehmet Güngörmüş, Mehmet Çahit Ay, Naşide Toprak, Enver Çelik, Erdal Bayram, Fedai Akar, Jiyan Taş, Leyla Bağırtır, Makbule Özbek, Mehmet Cahit Şık, Tevfik Kaçar, Yıldız Damla, Adil Ercan, Ayşe Kara, Mehmet Deviren ve Mustafa Alımterin’in ise “örgüt üyesi olmak” iddiasıyla tutuklanmasını istedi.
15 İSİM TUTUKLANDI
Savcılığın “Örgüt üyesi olmak” iddiasıyla tutuklanmaları talebine uyan hakim, Barış Annesi Makbule Özbek, Mehmet Güngörmüş, Fesih Balbey, Mehmet Cahit Ay, Emrullah Zümrüt, Adil Ercan, Mustafa Alımterin, Tevfik kaçar, Yıldız Damla, Enver Çelik, Erdal Bayram, Fedai Akar, Jiyan Taş, Leyla Bağırtır ve Mehmet Cahit Şık’ın tutuklanmasına karar verdi.
14 KİŞİ SERBEST BIRAKILDI
Hakim, "örgüt üyesi olmak" iddiasıyla tutuklanmaları istenen, yerine kayyum atanan Silvan Belediyesi Eş Başkanı Naşide Toprak, SES Diyarbakır yöneticisi Mahfuz Karaaslan, Gönül Oğur, gazeteci Ayşe Kara, Mehmet Deviren, İbrahim Halil Taş, Mehmet Sağlam, Seher Özgen Aytek, Selva Akkoyun, Suphi İzol, Azad Can, Enver Temiz, Ferhat Erkuş ve Gurbet Çakar’ın ise yurt dışına çıkış yasağı tedbiriyle serbest bırakılmasına karar verdi.
Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eş Başkanları Leyla Güven ve Berdan Öztürk, operasyonlara ilişkin “DTK yargılanmaları acilen durdurulmalı ve kongremiz demokratik faaliyetlerine devam etmelidir!” başlıklı açıklama yaptı.
FAALİYETLERİN DURDURULMASINA YÖNELİK
DTK’nin 9 Ekim 2018 ve 26 Haziran 2020 tarihinde polis baskınına maruz kaldığı ifade edilen açıklamada, son baskında kurumun kapısının ‘keyfi’ olarak mühürlendiği belirterek, temel amacın çalışmalarının engellenmesi ve faaliyetlerinin durdurulmasına yönelik olduğu dile getirildi. Önceki baskınlarda alınan 801 delege listesinin yasa dışı örgüt listesi haline getirildiği belirtilen açıklamada, 9.10.2018 baskınında kurumumuzdan aldıkları delege listemizle iki yıldır operasyonlar yapılıyor. Bu son baskında da eski ve yeni delege listelerimize el konuldu. Demokratik bir kongrenin delege listesinin operasyon listesine dönüştürülmesi, 2015 sonrası yaşadığımız faşizmin en somut göstergesidir. Genel kurulumuza ‘KONUK’ olarak katılanların evleri bile basıldı ve DTK genel kurulunun ‘KONUK’ kartı suç delili olarak tutanaklara geçti. Bundan daha büyük bir utanç olamaz” denildi.
AKP’YE ÇAĞRI
DTK yargılanmalarının 2016’dan sonra AKP’nin demokratik Kürt siyasetine ve kurumlarına kurduğu en büyük kumpas olduğu dile getirilen açıklamada, “Bilindiği gibi DTK yargılanmaları cemaatin savcıları ve hakimleri tarafından başlatılmış fakat AKP yargısı ve kurmayları tarafından güncellenerek işlevsel hale getirilmiştir. Kürtlerin demokratik taleplerini kabul etmemek için parti-cemaat ortaklığıyla Kürt düşmanlığı yeniden güncellenmektedir. Bu açıdan AKP’nin, terör örgütü olarak ilan ettiği cemaatin belgelerine dayanarak yaptığı tüm işler kendi çıkardıkları yasalar esas alındığında bile suçtur, suça ortak olmaktır” denildi. Açıklamada, “AKP’ye çağrımız şudur: Kürtlere ve demokratik kurumlara saldırdıkça kaybediyorsunuz. Tarih bunun örnekleriyle doludur. Kongremizin mühürlenmesi Kürt halkının iradesinin mühürlenmesidir. Onun için eğer Kürt halkı ile birlikte yaşamaya bu ülkenin sorumluluğunu üstlenen iktidardaki partisi olarak küçücük bir niyetiniz varsa, bir an önce o mührü kaldırır ve faşizan uygulamalarınızdan vazgeçersiniz” denildi.
DAYANIŞMAYA DAVET
Son operasyonun halkların bir arada yaşamına zarar verdiği belirtilen açıklamada, şu ifadeler kullanıldı: “Bu açıdan başta halklarımız olmak üzere barıştan, demokrasiden, ortak yaşamdan yana olan herkesi kongremizin yeniden açılması için dayanışmaya davet ediyoruz. Kürt’ün özgürlüğüne el koyan ve nefessiz bırakmak isteyen bu saldırılar karşısında ulusal birliğimizi daha da güçlendirelim. Bunların dışında tüm demokratik siyasi partileri, sendikaları, kadın ve ekoloji örgütlerini, emek hareketlerini kongremiz ile dayanışmaya çağırıyoruz” denildi. (HABER MERKEZİ)