05 Ağustos 2020 07:59

Geleceksizliği daha derinden hissederken

Haftanın üç günü çalıştığım iş yerinde benimle aynı gün ve saatte çalışıp fakat nedenini bilmediğim bir şekilde benden daha çok para alan garson arkadaşlarım vardı.

Fotoğraf: Freepik

Paylaş

Genç bir kadın işçi

Antep

Ben, Gaziantep Üniversitesi’nde okuyan aynı zamanda üniversitemi bitirebilmek için çalışan bir işçiydim. Pandemi sürecinin belirgin bir şekilde hissedildiği ve ülkemizde ekonomik krizin giderek şiddetlendiği bu dönemde, sorgusuz sualsiz işten çıkartıldım. Patronuma nedenini sorduğumda ise, klişeleşmiş bir söz kalıbı ile karşılaştım: ‘’Kriz bizi de vurdu.’’ Zaten saatliği 5 TL den çalışıp, yaptığım ekstra mesailerden para alamıyordum. Normal mesailerimden aldığım para ihtiyaçlarımı karşılamaya zar zor yetiyordu. Yaptığım harcamalar ise sadece temel ihtiyaç ve okul gereçlerinden ibaretti, keyfi bir harcama yapamıyordum. Tek gelir kaynağımın bu iş olması sebebiyle maaşıma itiraz etmekten ve işten çıkarılmaktan korkuyordum. Çünkü yaşadığımız ekonomik kriz sebebiyle artan işsizlik, iş bulmamı zorlaştırmış ve işverenin şartlarını ne kadar zorlu olsa da kabul etmemi mecbur kılmıştı.

DİPLOMA GEÇİNMEYİ SAĞLAYABİLİYOR MU?

Sürekli olarak aklımda beliren işsiz kalma kaygısı, iş başvurularında verilen teminatların işe alındıktan sonra uygulanmaması, yapılan sözleşmeye aykırı olan durumlarda itiraz edemememe neden oluyordu.  Yaşanılan ekonomik kriz ve ülkemizde artan genç işsizlik oranı yüzünden, sadece şu an için değil, okulumu bitirdikten sonra da işsiz kalma ve geçinememe korkusu duyuyorum. Alacağım diploma ve psikolog unvanı benim geçinmemi sağlayabilecek mi veya mesleğimi yapabilecek miyim belirsizliği yüzünden şu anımı değil hep ileriyi düşünmek zorunda kalıyorum.  Bu geçinme derdi benim yaşımdaki bir insan için erken bir kaygı olsa da maalesef günümüzün ekonomik şartları yüzünden ben bu sıkıntıyı 15-16 yaşlarımda hissetmeye başladım. Çünkü geçinme sıkıntısı yaşamayacağım bir gelecek için, orta düzey bir iş için bile liseden sonra iyi bir üniversiteye veya bölüme gitmek zorundaydım.

İŞ YAŞAMINDAKİ CİNSİYETE DAYALI EŞİTSİZLİK

Haftanın üç günü çalıştığım iş yerinde benimle aynı gün ve saatte çalışıp fakat nedenini bilmediğim bir şekilde benden daha çok para alan garson arkadaşlarım vardı ve bu arkadaşlarımla aramızdaki tek fark cinsiyetlerimizdi. Üstelik iş yerine gelen müşterilerin ve benden kıdemli garsonların sarkıntılıklarına, küçük görmelerine maruz kaldığım halde herhangi bir önlem alınmaması hatta bu durumun görmezden gelinmesi de cabasıydı. Bunların yanında çalıştığım işten geceleri geç saatte çıktığım için eve ulaşana kadar, daha önce birkaç kez maruz kaldığım sözlü tacizler yüzünden korkuyordum. Genç bir işçi kadın olarak emeğimin karşılığını alamamanın yanı sıra hayatımın, geleceğimin, bedenimin de korunmasını, zarar görmemesini istiyorum çünkü beni bekleyen tehlikeler; sadece iş yaşantısındaki güvensizlik, emeğimin karşılığını alamama değil, cinsiyetim dolayısıyla maruz kalabileceğim her türlü şiddettir.

 

ÖNCEKİ HABER

Ortadoğu ve Libya’da dostlar kim?

SONRAKİ HABER

CHP'nin Kürt sorunu raporu hazırlığında sona geliniyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa