DEÜ Hastanesi çalışanlarına disiplin soruşturması açıldı
DEÜ Hastanesi çalışanlarına yönelik disiplin soruşturmasını değerlendiren SES İşyeri Temsilcisi Günseli Uğur, soruşturmanın baskı oluşturma sebebiyle olduğunu ifade etti.
Fotoğraf: Evrensel
Eda AKTAŞ
İzmir
Koronavirüs (Kovid-19) pandemisi sürecinde yaşanan sorunlar, ek ödemelere ilişkin adaletsizlikler, döner sermaye kesintileri, idari izinler gibi konularda çeşitli hak arama mücadelelerinde bulunan Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Hastanesi çalışanlarına rektörlük disiplin soruşturması başlattı.
Rektörlük makamının disiplin soruşturması başlattığını açıklayan sarı zarflar çalışanlara bayramın arife günü haber verildi. Çalışanlara telefon edilerek başhekimlikten gelip tebligatları alması istendi. Bayrama moralsiz ve tedirgin giren sağlık çalışanları yasa dışı olduğu iddia edilen eylemlerde hak aramak dışında bir talepleri olmaması nedeniyle yapılan bu uygulamaya itiraz etti. Çalışanlara gönderilen soruşturmaya ilişkin belgede hastane içinde yapılan eylemlerin yasa dışı olduğu iddia edilmekle beraber kurumun küçük düşürüldüğü ve hastane yönetimini yıpratıcı olduğu ileri sürüldü. Ayrıca sağlık çalışanlarının Kovid-19 pandemi tedbirlerine aykırı davrandığı, iş güvenliğini tehlikeye attığı, eyleme katılan personelin belirlenen mesai saatlerinde görev yerinde bulunmadığından dolayı yapması gereken işlerin de aksatıldığı ileri sürüldü.
"YAPILAN EYLEM SENDİKAL HAKLARI KAPSIYOR"
Konuyla ilgili görüştüğümüz SES İşyeri Temsilcisi Günseli Uğur, "Düşünce ifade etme ve eylem yapma özgürlüğü ile beraber sendikal haklar kapsamında düşünüldüğünde hiçbir şekilde yasa dışı bir eylemden bahsedilemez. Ayrıca eylem öğle tatilinde yapılmış. Ancak başhekimin görüşme taleplerine ısrarla ret cevabı vermesi, ayrıca Balçova Emniyeti ve hastane polislerinin güvenlik görevlileriyle beraber eyleme çağrı yapan 10 örgütün temsilcilerinin dahi başhekimle görüşmesine engel olmaları nedeniyle 13.30’dan sonrasına sarkmıştı. Eğer başhekimlik çalışanların görüşme talebine karşılık vermiş olsaydı zaten bu tür bir durum yaşanmayacaktı" dedi. Hastane içinde yaşanan eylemlilikte pandemi tedbirlerinin uygulanamamasının en büyük sebebi ise içeride başhekimliğe giden koridorda oluşturulan güvenlik barikatı olduğunu hatırlatan Uğur, “Pankartın toplanması ve açıklama yapan personele müdahale edilmesi eylemin şekil değiştirmesine sebep olmuştur. Ayrıca şu da belirtilmelidir ki sendikal bir eylemin engellenmesine karşılık SES İzmir Şube olarak hastane başhekimliği ve başmüdürlüğüne de suç duyurusunda bulunulmuştur" diye konuştu.
"SORUŞTURMA BASKI OLUŞTURMANIN GÖSTERGESİ"
Günseli Uğur, şunları söyledi:
“Eyleme katıldığı iddia edilen herkese aynı belge gönderilmiş olup bu kişiler arasında o gün hastanede olmayanlar da vardır. Ya da izinli olup eyleme katılanlara da 'Mesai saati olduğu halde yerinizde değildiniz, sizin orada olmamanız nedeniyle işleyiş aksamıştır' diye bir suçlama getirildi. Bu da hiçbir şekilde doğru tespitler yapılmadan herkese aynı yaptırımların uygulanmaya çalışıldığını, yani aslında bu soruşturmanın bir korku oluşturma, sindirme ve baskı oluşturma sebebiyle olduğunun göstergesidir" dedi.
"SENDİKAL EYLEME KATILMAK SUÇ DEĞİLDİR"
Açılan disiplin soruşturmalarının sendikal hakların kullanılmasını engelleme suçunu oluşturduğunu ifade eden Uğur, "Ulusal ya da uluslararası düzenlemeler ve yargı kararları gereği kamu çalışanlarının sendikaların düzenlemiş olduğu etkinliklere katılmasından dolayı cezalandırılamayacağı açıktır. Savunma metninde de bunlar belirtilmiştir. Bu nedenle gerçekleştirilen etkinliklere katılmanın suç olmayıp sendikal ve demokratik hakların kullanılması niteliğinde olduğu ve çalışanlara herhangi bir ceza verilemeyeceği bu savunma metninde belirtilmiştir" diye konuştu.
SES İzmir Şubesi konuyla ilgili çarşamba günü basın açıklaması yapacak.