Virüsün değil mücadelenin yayılmasından korkanlar!
Eğitim hakkını gasp ettirmemek; iktidarın pandemiyi fırsata çevirmesine izin vermemek için hep birlikte harekete geçmek gerek!
Kaynak: Max Pixel
Her hafta ilan tahtalarına haftanın fırsat ürünlerinin kataloğunu asan zincir marketleri herkes bilir. Geçtiğimiz iki hafta boyunca bu türden marketlerin hepsinde kırtasiye malzemeleri indirimli olarak satışa sunuldu.
Sulu boyalar, defterler, kalemler, pastel boyalar, okul çantaları… Yine dünya çapındaki giyim markaları “okulda şıklık” vb. sloganlar ile 7-18 yaş kreasyonlarının afişlerini billboardlara çıkardı. Üniversite yerleştirmeleri açıklandı. İstenen, istenmeyip piyangodan denk gelen bölümlere yerleşti on binlerce öğrenci. Bir o kadar da ortaokul öğrencisi liseye geçti. Ve bilin bakalım bu kadar telaşa, tantanaya rağmen ülkede ne yok?
Tebrikler! On puanlık uzmanlık sorusunu doğru bildiniz! Eğitim yok.
ÇIKARLARINA DAYALI HESAPLARI, HEP VAR!
Kapitalist sistem, kriz üretmekte olduğu kadar krizleri fırsata çevirmekte de becerikli bir sistem.Her bir gelişmeden kendi karlarını yükseltecek, bunu yapabilmek için tüm çalışma koşullarını kendi çıkarına göre yeniden dizayn edecek ve kendine engel olabilecek kazanılmış hakları yiyip yutacak planları hep mevcut. Ama bu planlar yalnızca işyerinin duvarları ile sınırlı değil.
Kendi çıkarlarına, çıkarları uymayan yığınların kültürel sosyal yaşamlarını da mevcut planları içinde güdükleştirmeye, kendi değerlerini temel doğru olarak kabul ettirmeye dayalı hesapları hep vardır.
Kapitalist güçler ve onların hükümetleri dünyanın her yanında kendi çıkarları için pandemiden faydalanmaya devam ediyor. Kapitalist güçlerin Türkiye’deki işbirlikçileri ve onların hükümetinin faydası uğruna atılan adımlardan gençliğin payına çok fazla sonuç düştü. Bu sonuçların içinde en ağır fatura da eğitime kesildi.
Ayrıcalıklı sınıfların gençliğini bir yana bırakırsak, “eğitim” milyonlarca genç için, iş bulabilmek adına belli bir yaşa kadar dâhil olunan “sorunlar ağından” başka bir şey olamadı temelde.
Ki bu sorunlar ağına dâhil olabilmek bile tamamen piyasalaştı AKP iktidarı döneminde.
Tüm bu tabloya karşın, müfredatın gericiliği, üniversite eğitiminin eften püftenliği milyonlarca liseli ve üniversitelinin kendilerini ifade etmelerinin, çıkarlarına ters düşen politikalara kendi cephelerinden cevap vermelerinin engeli olamadı.
GEÇİCİ SANILAN ÖNLEMLERİN KALICILAŞMASI NASIL ENGELLENECEK?
Kurnaz sermayedarlar ve onların fırsatçı iktidarı pandemi dönemini eğitim yaşamını tüm yönleriyle dönüştürmek için kullanıyor. Kısaca özetlemek gerekirse; eğitim temel bir hak olmaktan çıkarılıyor, 5 kişilik sınıflarda eğitim satmak için kaynaklar kullanılıyor ama devlet okulları öğrencilere bilgisayar ekranlarını işaret ediyor. Üst sınıflar için sanal değil yüz yüze eğitim sürüyor. Emekçi, yoksul yığınların gençleri ise yüz yüze okuldan mahrum kalıyor. Genç öğretmenler, araştırma görevlilerinin mesleki güvenceleri ortadan kaldırılıyor; daha kötü koşullarda çalışmaya mahkûm ediliyor.
Online eğitim ile aynı zamanda birliktelik, dayanışma, mücadelenin fiziki olanakları ortadan kaldırılmak isteniyor. Uzaktan eğitim ile diyalog kurmak, tartışmak, farklı bakış açılarını geliştirmek imkânsız kılınıyor. Peki, gençlik bu kurnaz hamleye nasıl cevap verecek? Şimdi anormal ve geçici olarak algılanan önlemlerin, yaşamın normal ve kalıcı normları haline gelme tehlikesinin önüne nasıl geçecek?
Bize hızlı, basit ve etkili bir plan lazım ilk önce.
Yukarıda özetlediğimiz sermaye planlarının içinde onları engelleyebileceğimiz bir açıklık var. Mademki iktidar şimdiye kadar hep kendi ayağına dolanan birliktelikleri, üretimi, gençliğin dayanışmasını da ortadan kaldırmak, zayıflatmak istiyor o zaman biz de topluluk olarak hareket etme, birliktelikleri geliştirme, dayanışmaya sarılıp; buradan hamle yaparak saldırılara karşı bir savunma hattı kuralım.
Önümüzde uzun ve zorlu bir dönem var. Eğitim hakkını gasp ettirmemek; iktidarın pandemiyi fırsata çevirmesine izin vermemek için hep birlikte harekete geçmek gerek!
MÜCADELECİ TUTUM BULAŞICIDIR
Pozitif vakaların çıktığı fabrikaların haldır haldır çalıştırılması, milyonlarca emekçinin tıklım tıkış otobüslerde işe eve gidip gelmesinin sorun teşkil etmediği ama tiyatro izlemenin, konsere gitmenin, müzik yapmanın, birlikte müzik dinlemenin sorun teşkil etmesinin bir sebebi var. AKP mitinglerinde bulaş riski olmamasının ama hak talepli bir araya gelişlerde bulaş riski olmasının bir sebebi var. Çünkü birliktelik, dayanışma, saldırılar karşısında mücadele etme tutumu da bulaşıcıdır!
Sermayedarlar ve tek adam iktidarı, virüsün gençlik yığınlarının hayatını karartmasından değil; bu salgının içinde birlikteliklerin, dayanışmaların, iktidar karşısında müziğin, tiyatronun bulaşıcı hale gelmesinden korkuyor. Bu dergiyi eline alan her arkadaşımıza bir çağrımız var. Mademki eğitim hakkımızı gasp etmek ve sosyal-kültürel yaşantıyı da kendi düzenlerinin karanlığında yeniden dizayn etmek hevesindeler; toplanın bu heveslerini kursaklarında bırakalım. Parklarda, sahillerde geçirdiğimiz zamanları birlikte tartışmak ve üretmek için değerlendirelim. Ekonomik kriz ve pandeminin daha ağır hale getirdiği gündelik sorunlarımızı çözüm için konuşalım, yazalım, çizelim, paylaşalım. Bulaşıcı hale gelen, düzenli buluşmak ve paylaşmak olsun!