1 Ekim 2020 07:30

İyi ki TTB var!

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin 16 Eylül 2020 tarihinde sosyal medya hesabından Türk Tabipleri Birliğinin derhal ve gecikmeksizin kapatılması gerektiği mesajını paylaşmasının ardından Barolardan sonra müdahale sırasının TTB’ye geldiğini anlamış olduk.

Peki, benim de 20 yıldır üyesi olduğum, bu TTB nedir ya da ne iş yapar? Wikipedia’ya Türk Tabipleri Birliği (TTB) yazdığınızda “Tabipleri temsil eden bir meslek örgütüdür. Tabiplerin haklarını korumayı, tabiplik mesleğini temsil etmeyi ve ahlakını korumayı, tıp eğitimine katkıda bulunmayı ve Türkiye halk sağlığını geliştirip yaygınlaştırmayı amaç edinmiştir. Gelir kaynağı üye aidatı olup, 65 ilde tabip odası ve 101.000'e yakın üyesi vardır. TTB Merkez Konseyi 1953 yılında İstanbul'da kurulmuş, daha sonra 1983 yılında Ankara’ya geçmiştir. Hâlen Ankara-Maltepe'deki binasında faaliyetlerini sürdürmektedir” cümleleri ile karşılaşmaktayız. Dolayısı ile bu cümlelerden TTB’nin hekimlerin çatı örgütü olduğu, ülke çapında faaliyet gösterdiği, tıp eğitimini ve hekimlik mesleğini ve halk sağlığını kendine dert edindiği ve öyle akçeli işlerle çok işi olmayan köklü bir örgüt olduğunu anlıyoruz. 

Peki bu TTB ne değildir ya da ne iş yapmaz? Bu sorunun cevabı için ilk olarak pandemi sürecinde yaptıklarına bakmamız gerekecek. Sadece aylık olarak yayınlanan pandemi değerlendirme raporlarına bakmak bile yeterli olacaktır. Örneğin 21 Eylül 2020 tarihinde yayınlanan “Covid-19 Pandemisi Altıncı Ay Raporu” pandemiyi tüm yönleriyle ele almaya çalışan toplam 812 sayfalık bir rapordur. Sağlık Bakanlığının Koronavirüs Bilim Kuruluna dahil edilmeyen TTB, kendi Covid-19 izleme kurulunu kurarak, pandemi sürecinde hem bilimsel raporlarıyla hem de açıklamaları ile Sağlık Bakanlığı ile ayrışmıştır. Elbette bu ayrışmanın bir bedeli olacaktır ve TTB tarihi boyunca hep de olmuştur. Dolayısı ile TTB “yandaş” değildir ve iktidarlarla ters düşmemek için hak bildiği yoldan dönmez.  

TTB tarihi bunun örnekleri ile doludur. Örneğin TTB1980 askeri darbesi ile kapatılır, tüm belgelerine el konulur ve Yönetim Kurulu üyeleri yargılanır.

Askeri darbe sonrasında TTB yeniden açıldığında 1984 yılında Prof. Dr. Nusret Fişek Merkez Konsey başkanı olur. TTB 1985 yılında ölüm cezasına karşı bir açıklama yaptığı için Ankara Cumhuriyet Savcılığı tarafından Nusret Fişek ve Merkez Konsey üyelerinin görevden el çektirilmelerine yönelik dava açılır.

5 Kasım ve 24 Aralık 2003 tarihlerinde TTB’nin gerçekleştirdiği iş bırakma eylemleri dolayısıyla düzenlendikleri basın toplantılarında, dönemin Sağlık Bakanı Prof. Dr. Recep Akdağ'a hakaret ettiği iddiasıyla Merkez Konsey Başkanı Füsun Sayek’e dava açılır.

24 Ocak 2018 tarihinde TTB Merkez Konseyi “Savaş Bir Halk Sağlığı Sorunudur” başlıklı bir bildiri yayınlar ve ardından 11 Merkez Konsey üyesi gözaltına alınır ve yargılanır.

Tarih 26-27 Eylül 2020, TTB 72. Seçimli Büyük Kongresi Ankara’da kapatılma tehdidi gölgesinde gerçekleştirildi. Kongrenin 2. gününde yapılan seçimleri parçası olmaktan onur duyduğum“Yaşamdan, sağlık hakkından, meslek örgütümüzden vazgeçmiyoruz” diyen Etkin Demokratik TTB Grubu kazandı.

Seçim sonuçlarına göre 2020-2022 döneminde TTB Merkez Konseyinde; Şebnem Korur Fincancı, Çiğdem Aslan, İbrahim Akkurt, Alican Bahadır, Vedat Bulut, Deniz Erdoğdu, Kazım Doğan Eroğulları, Meltem Günbeği, Onur Naci Karahancı, Ali İhsan Ökten, Halis Yerlikaya görev yapacak.TTB Yüksek Onur Kurulunda; Sezai Berber, Naki Bulut, Şeyhmus Gökalp, Taner Gören, Yıldıray Orhon, Ömer Özkan Özdemir, Hafize Öztürk Türkmen, Irmak Saraç, Lale Tırtıl görev yapacak.TTB Denetleme Kurulunda; Filiz Ak Azar, Fırat Erkmen, Nilay Etiler Lordoğlu görev yapacak.

Yine zorlu dönemlerden geçiyoruz. Bu zorlu dönemlerde elini taşın altına koyarak bizler adına sorumluluk alıp kurullara seçilen tüm meslektaşlarımı tebrik ediyorum. Hak bildikleri yolda yanlarında olacağım. İyi ki varsınız… İyi ki TTB var!... 

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Çocukları öğüten çark

Çocukları öğüten çark

Yoksulluğun pençesindeki ailelerin çocukları tüm dünyada acımasızca emek piyasasına çekilirken, Türkiye kapitalizmi bu konuda en önde koşuyor. Çarklar köle koşullarında dönsün diye devlet gücünü seferber etmekten geri durmayan iktidar, milyon milyon işçileştirdiği çocukların da uzun ve ağır çalıştırılmasına, onlarcasının ölüme sürüklenmesine göz yumuyor.

2.3 milyon çocuk MESEM kapsamında günde 8-10 saat çalışıp ustalık belgesi aldı

15-17 yaş grubundaki neredeyse her 4 çocuktan biri çalışma hayatında

71 çocuk 2024'te çalışırken hayatını kaybetti

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
16 Şubat 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et