Çocuklarıma ekmek götürmek için dayandım
Van’da sendikalı olduktan sonra işten atılan Mehmet Belli’nin taş ve kumaş artıklarıyla tıkanmış bir tuvaleti elleriyle temizlediği bir fotoğraf ortaya çıktı.
İLGİLİ HABERLER
Koronavirüs bahanesiyle fabrikaları kapanan işçiler: Virüs değil işsizlik öldürecek
İnanç YILDIZ
Cengiz Anıl BÖLÜKBAŞ
Diyarbakır
Van’da sendikalı olduktan sonra işten atılan Mehmet Belli’nin (40), taş ve kumaş artıklarıyla tıkanmış bir tuvaleti elleriyle temizlediğinin fotoğrafı ortaya çıktı. Gazetemiz Evrensel’e konuşan Belli, “Çocuklarıma ekmek götürmek için dayanıyordum” dedi. DERİTEKS Genel Merkez Eğitim ve Örgütlenme Sekreteri Veysel Arslan, işçilerin vidanjör talep etmesine rağmen ‘Bu onun işi denilip’ eliyle temizlenmesi istendiğini söyledi.
Gündüz Nakış, İstanbul, Denizli ve Van’da faaliyet yürütüyor. Van’daki fabrika pandemi gerekçesiyle kapatılıyor. Ancak fabrikanın gizlice üretimini sürdürdüğü iddia ediliyor. İşten çıkarılan 98 işten 43’ü DERİTEKS üyesi. Örgütlenme çalışmasını diğer fabrikalarda da devam ettiren sendikaya yürüttüğü çalışmalardan dolayı işveren tarafından baskı yapılıyor.
Sendikalı olduktan sonra işten atılan işçilerden biri de 40 yaşındaki Mehmet Belli. İşçinin işten atılmadan önce yaşadığı baskıya yönelik Twitter hesabından bir fotoğraf paylaşan sendika, işçinin taş ve kumaş artıklarıyla tıkanmış bir tuvaleti elleriyle temizlediği görülüyor. Sendika paylaşımda “Gündüz Nakış patronu sendika üyelerimize baskıda Nazi yöntemleri uyguladı. Yıldırma politikası olarak tuvalete bilinçli şekilde atık kumaş, taş, pul doldurulup, temizlikçi üyemiz Mehmet Belli’den bunları eliyle temizlemesi istendi” ifadelerini kullandı.
"SÜREKLİ AĞIR İŞLER VERİLİRDİ"
Mehmet Belli, “En ağır işleri ben yapıyordum. Sabah saat 5’te kalkıp işe gidiyordum. 1.5 saat yol sürüyordu. Sabah 7’de iş başı yapıyordum. Sendikalı olduğumu bildikleri için bana tuzak kurdular. Patronun dayısı vardı. Her gece orada kalıyordu, bizi kontrol ediyordu. Ben orada günde 12-13 saat çalışıyordum. Onlara da söyledim ‘Bu kadar saat çalıştıktan sonra nasıl eve gideceğim, nasıl dinleneceğim, nasıl banyo yapacağım’ diye. Çünkü vaktim kalmıyor. Ben de bu çalışma koşullarından dolayı sendikalı oldum” dedi.
"YERE YAĞ DÖKÜP BENİ SUÇLUYORLARDI"
Patronun sendikadan ve sendikalı işçilerden nefret ettiğini söyleyen Belli, “Patron muhasebeye ‘onların mesai saatlerinin parasını kes, verme’ diyordu. Pazar günleri çift yevmiye yapıyorduk ama bana tek yevmiye veriyorlardı. Ben tepki gösterince bana tuzak kurdular. Patron ‘İşçilere zorluk çıkarın’ demiş. Patronun dayısı gece nöbetçi kalıyor. Baktım elinde taşlar var, taşı tuvaletin içine koyuyorlar. Ben de elimi soktum taşları çıkardım. Bu şekilde bir ay beni işten çıkarmaya çalıştılar. Ben ekmeğimin peşindeyim, çalışmak zorundayım. İşten çıkarılmamak için mücadele ettim onlara karşı. Ne yaptılar, ne ettiler ise yılmadım. Beni işten çıkarmak için her şeyi yapıyorlardı. Bu olaylara tepki gösterdim, ben neye tepki gösterdiysem ardından başka bir olay çıkarıyorlardı. Temizlik yaptığım yerlere hep yağ döküyorlardı, beni suçluyorlardı” dedi.
"HEPİMİZİ İŞTEN ÇIKARDILAR, MAĞDUR OLDUK"
Fabrikaya ilk aşçı yardımcısı olarak başladığını dile getiren Belli, “İşe başladım. Daha sonra beni eritmeye koydular. Eritmeden sonra da ortacı yaptılar. Gelen kamyondaki yüklemeleri nereyle anlaşmışlarsa oraya götürüp boşaltıyorduk. Beni hep işten çıkarmak istiyorlardı ama ben çocuklarıma ekmek götürmek için dayanıyordum. 1 Nisan 2020’de beni işten çıkardılar. Biz mağduruz. Korona zamanında devlet bu işçileri çıkarmayın, sizlere yardım edilecek demişti. Korona geldi, bundan istifade hepimizi işten çıkarılar. Ben ve arkadaşlarım hepimiz, mağdur kaldık. İŞKUR hepimizi mağdur etti. Bir sürü insan işinden oldu. İşten çıkartıldığı için ağlayan insanlar vardı” dedi.
İŞÇİLER FABRİKALARDAKİ SIKINTILARDAN SONRA SENDİKALI OLMAK İSTEDİ
DERİTEKS Genel Merkez Eğitim ve Örgütlenme Sekreteri Veysel Arslan, işçilerin fabrikada yaşadıkları sıkıntılarda dolayı 15 ay önce kendilerine başvurduğunu söyledi. Ustabaşlarının ve patronun davranışlarından işçilerin rahatsız olduğunu belirten Arslan, “Sorunlarını dile getiremiyorlardı, dile getirenlere hemen kapı gösteriliyordu. Gece vardiyasında çalışan arkadaşlarımıza özel yemek çıkmıyordu, eski kahvaltılıklar veriliyordu. Yemeklerde eski yağlar kullanıyordu ve bundan zehirlenip hastaneye kaldırılanlar oldu. İşleri dışındaki işlerde çalıştırılıyorlardı. İstanbul’da aynı işi yapan işçi arkadaşımızla Van’da aynı işi yapan arkadaşımızın ücreti arasında 1200-1500 TL fark vardı” diye konuştu.
"VAN’DA ASGARİ ÜCRET VEREN KAÇ FABRİKA VAR"
Sendikal çalışmalarının açığa çıkmasından sonra patronun sert tepkiler gösterdiğini belirten Arslan, “Patron ‘Burayı kapatırım, sendikayı koymam. Sigortanız yatırıp, asgari ücret veriyorum. Van’da bu parayı veren kaç fabrika var. Daha ne istiyorsunuz’ dedi. Hemen akabinde üye olan işçileri tespit etmeye başladılar. Kadın işçilere sendika toplantıları kastedilerek, ‘Siz erkeklerle ne yapıyorsunuz. Sizi ailenize şikayet edeceğiz. Siz hainsiniz, sizinle oturup yemek yenmez’ gibi şeyler söylendi, fiziki, sözlü taciz yaşandı. Bunları şikayet ettik. Şu an taciz davaları var ve devam ediyor. Askerlik süreçleri takip edildi, bir işçi arkadaşımız onlar yüzünden askere gitmek zorunda kaldı. İşçilerin fabrika üzerinde sürekli yerleri değiştiriliyordu. Kavga çıkarıldı, üyelerimiz işten atıldı” dedi.
BELLİ’YE İŞİ DIŞINDA İŞLER YAPTIRILIYORDU
Mehmet Belli’ye fazla mesai vermemek için iş kaydının idari kadrodan gösterildiğini söyleyen Arslan, “Fabrikada temizlik personeli olarak çalışıyor. Ama fabrikada mal götürme, getirme, teslimatını, kargo işini de yapıyordu. Arkadaşımız 12 saat çalışıyor. Böyle göstermemek için de mesai bitiminde parmak izi okutuluyor, çıkışı yapılıyor, tekrar işe devam ediyor. Arkadaşımızın temposu düşünce özel tuzaklar kuruluyor. Bir gün musluklar açık bırakılarak, ürünlere zarar gördürmeye çalıştılar. Ama erken farkedildi. Sonra fabrikanın lavabolarına taş döküldü. Normal atık malzemeler başka yerde depolanırken, lavabolara tıkandı. Sendikalı arkadaşlar vidanjör talep etmesine rağmen ‘Bu onun işi elinle temizleyeceksin’ denildi. Arkadaşımız işinden olmamak için mecburen yapmak zorunda kaldı. Bu arkadaş patronun evinin özel işlerinde de kullanıldı” dedi.
İŞTEN ATILANLARA İŞ BULMA ENGELİ
İşten atılan işçilerin kentte iş bulmasının engellendiğini dile getiren Arslan, “İşten atılan arkadaşımıza gittikleri yerde ‘Gündüz Nakış’tan çıkmışsınız, sizi işe alamayız’ denildi. İş bulan arkadaşlarımız ise il dışına çıkarak iş buldular. İşten atılan arkadaşlarımızın ise yüzde 80’i işsiz. Bazıları akraba ilişkisi olan bir yerde garson olarak çalışıyor” dedi.
"ÖRGÜTLENMEYE DEVAM EDECEĞİZ"
Bu fabrikanın olduğu her yerde örgütlenmeye devam edeceklerini belirten Arslan, “Bundan sonra Gündüz Nakış’ın işçilerin hayatlarına dokuduğu her yerde karşılarına çıkacağız. Örgütlenmemiz aynı şekilde devam edecek. İşçi arkadaşımız da bugüne kadar geri adım atmadı, biz de atmayacağız. Süreç örgütlenme süreci, tüm haksızlıklarla ilgili hukuki sürecimiz de başladı” dedi.
Evrensel'i Takip Et