26 Ekim 2020 00:10

İkinci dalgaya hazır mıyız?

Sağlık bakanlığı, ülke genelinde hasta sayısının iki binlere yakın olduğunu açıkladığı günlerde, İzmir Tabip Odası’nın açıkladığı hasta sayısı sadece İzmir için binin üzerindeydi.

Fotoğraf: DHA

Fatih Sürenkök
Fatih Sürenkök

Önce Ankara, sonra İstanbul ve derken İzmir. Avrupa kentlerinde hızla artan koronavirüsün ikinci dalgası, bizde de etkisini göstermeye başladı. Geçen hafta 65 milyon nüfuslu Fransa’da; günlük hasta sayısı 40 bini, ölen hasta sayısı 180’i geçti. Aynı şekilde 60 milyon nüfuslu İtalya’da günlük hasta sayısı 20 bine yaklaşırken, ölen hasta sayısı 90’ı geçti. Fransa, sokağa çıkma yasağı dahil tüm olağanüstü tedbirleri almaya başladı.

Acaba biz de durum nasıl? Türkiye’de ve İzmir’de! 83 milyon nüfuslu ülkemizde; günlük hasta sayısı 2 binleri bulurken, kaybettiğimiz hasta sayısı 70 civarında. Aylardır söylediğimiz; sayıların doğru olmadığına dair tespitimiz, sonunda sağlık bakanı tarafından da doğrulandığı için, yukarıdaki bize dair sayılara şüphe ile bakmaya devam edeceğiz. Buna rağmen hasta ve ölüm sayılarına baktığımız zaman; önce İtalya, sonra da Fransa’daki durumun kapımızda olduğu kesin. Ama bizi yönetenler, gelen bu ikinci dalga ile ilgili ne kadar kaygılı? Onların bu kaygıları duymaması ve krizi yönetmedeki beceriksizlikleri nedeniyle bizler buralardan bunları söylemeye devam edeceğiz. Ülkedeki durumu her akşam dinliyoruz, meslek örgütümüz TTB ve tabip odaları konu ile ilgili sürekli uyarılar yapmasına rağmen, pandemi cephesinde değişen hiçbir şey yok.

Peki yaşadığımız kentte, İzmir’de durum nasıl? Sağlık bakanlığı, ülke genelinde hasta sayısının iki binlere yakın olduğunu açıkladığı günlerde; İzmir’de, İzmir Tabip Odası’nın açıkladığı hasta sayısı, sadece İzmir için binin üzerindeydi. Ülke genelinde şeffaflık ve doğruluk ne ise İzmir’de de aynı. Bu durum, yani İzmir’de hızla artan hasta sayısı kimin umurunda? Konunun tarafları kim? En başta; İzmir Valisi, Büyükşehir Belediye Başkanı, İzmir Sağlık Müdürü. Sonra başta İzmir Tabip Odası olmak üzere üniversiteler, bilim insanları, ilgili sendika ve dernekler. Saydığım bu kurumlar, bugüne kadar hiçbir araya geldi mi? Hayır. Bir tarafta AKP hükümetince atanmışlar, bir tarafta halk ve meslektaşları tarafından seçilmişler. Herkes kendi görevini yapıyor. AKP hükümetince atanan Vali, Sağlık Müdürü ve rektörler, hükümetin pandemi siyasetini sürdürürken; seçilmişler kendilerini seçenlere karşı görevlerini yerine getirmeye çalışıyor.

Pandemi başlandığından bu yana İzmir Büyükşehir Belediyesi’nden çok daha fazla performans beklediğimi hep söyledim. Bana göre yeterli olmasa da İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı halka dokunarak görevini yapmaya çalışıyor. Pandeminin başından beri sadece üyeleri olan hekimlerin değil, diğer sağlık çalışanlarının ve halkın sağlığını kendine dert edinen İzmir Tabip Odası haftalardır, aylardır konu ile ilgili açıklamalar yaparak yöneticileri uyarıyor, halkı bilgilendiriyor. Taraf olmadan salgınla mücadelede, ortak çaba ve ortak akıl için çaba gösteriyor ama atanmışlar aynı kafada. Hala İzmir için, halk için, halkın sağlık hakkı için bir araya gelinmiyor.

İkinci dalga hızla büyürken, Mart ayından bu yana yaşadığımız onca hatadan ders çıkarmayan atanmış yöneticileri bir kez daha uyarıyorum. Çünkü bu dalga hepimizi etkileyecek. Keşke hata yapan, yaptığı hatasıyla kalsa ve ceremesini kendi çekse. Ama siyasetçilerin yaptığı hatalar hepimizi vuruyor.

İzmir’in atanmış sayın yöneticileri:

  • Bir an önce konunun tarafları ile bir araya gelin. Tabip Odası’nın deneyim ve iş gücünden faydalanın.
  • Bir an önce İzmir Büyükşehir Belediyesi ile bir araya gelin. Halkın belediyeye güveninden ve iş gücünden yararlanın.
  • Bir an önce halka karşı şeffaf ve dürüst olun. İnsanlar salgının gerçek boyutunu görmeden olayın ciddiyetini kabul etmeyecek.
  • Bir an önce hastanelerin ve diğer sağlık kurumlarının organizasyonunu yapın. Pandemi hastanesi ile temiz hastaneleri ayırın ki, 4 milyonu aşan İzmir’de yaşayan hastalarımız nereye gideceklerini bilsinler.
  • Bir an önce sağlık çalışanlarının gönlünü alın. İhtiyaçlarını karşılayın. Unutmayın ki, bu savaşın generali de askerleri de onlar. Siz sadece ekranda görünensiniz.

Ve unutmayın ki, yönetici de olsanız bu savaşta en yakınınızın bile risk altında olduğu bir gerçektir. Biz sağlık çalışanları bu mücadeleyi her cephede sürdürmeye devam edeceğiz.Sağlıkla kalın.

Reklam
YAZARIN DİĞER YAZILARI