Meslek örgütlerinin bölünmesine karşı ortak mücadeleye

Selin KURŞUN

İzmir Demokrasi Üniversitesi Tıp Fakültesi

Meslek örgütleri her mesleğin özgünlüğüne göre, meslek bilinci ile insanların örgütlenmesini sağlar. Toplumsal mücadele için çok önemli bir yerde duran meslek örgütleri, her toplumsal kesimin acil talep ve ihtiyaçlarının doğrultusunda mücadele veren, mücadelenin güncel ve deneyimli araçları olarak kullanılma imkanı vardır. Kapitalist sisteme karşı ortak bir mücadelede böylesi birlikler de bu nedenle önemli bir yerdedir. Üniversitelerde de bu meslek örgütlerinin gençlik kolları demokratik eğitim ve gelecekteki güvenli çalışma koşulları için mücadele etmelidir. Son dönemde meslek birlikleri üzerinde yoğunlaşan baskıyı ve bunun nedenlerini Demokrasi Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencisi Melike’ye sorduk.

MESLEK ÖRGÜTLERİ RESMİ İDEOLOJİYE YEDEKLENEMEZ

Melike meslek örgütlerinin devlet hiyerarşisi altında bulunmayan özerk kuruluşlar olduğuna dikkat çekerek, özellikle son dönemde resmi ideolojiye bekçi edilmek istenildiğine vurgu yapıyor. Militarist ve şovenist politikaların toplumu, kurumları, tüm hayatı teslim almış gibi gösterilmek istendiğini söyleyen Melike, “Meslek örgütlerinin iktidarın dikkatini çekmesinin bir nedeni de seçimlerinin demokratik olmasıdır. Bu durumun sonucu olarak iktidar yanlısı birçok grup seçimlerde başarı elde edememektedir. Tam da bu yüzden meslek örgütlerinin seçim sistemi değiştirilmek istenmektedir. Tabi ki de en büyük değişiklik seçim sisteminde değil, meslek örgütlerinin yapılanmasında, yasal haklarında yapılacaktır. Böylece baroların ve meslek örgütlerinin parçalanmasının yolu açılmıştır” dedi. Tüm bu politikaların gerçekleşmemesi için de yapılması gereken görevler olduğuna değinen arkadaşımız, “Erdoğan’ın açıklamaları; TTB, TMMOB ve diğer muhalif meslek örgütlerinin ortak bir mücadele içinde olmaları için hiç vakit kaybetmemeleri gerektiğini göstermektedir. Nihai olarak meslek örgütleri hem meslek mensuplarının hak ve menfaatlerini korumalı hem de devleti denetlemelidir. Bir anlamda meslek mensupları ve meslek kuruluşları devletin vesayeti altında olmayıp devleti denetleyen bir konumda olmalıdır. Bu konumunu korumak için de direnişten asla vazgeçmemelidirler” diyerek meslek örgütüne sahip çıkmanın zorunluluğunu hatırlattı.