10 Aralık 2020 23:02

Gazeteci Oktay Candemir'den mizahi bir kitap: Bölücü Görücü Hikayeler

Gazeteci Oktay Candemir, bölgede yaşanan hak ihlallerinin, halkın günlük yaşamını nasıl etkilediğini anlattığı "Bölücü Görücü Hikayeler" kitabını anlattı.

Fotoğraf: MA

Paylaş

1990’larda bölgede evlenmek isterken bir anda kendini polislerin karşısında bulan Faruk, 1980 darbesinden sonra küçük bir kasabada ineklerle baş edemeyen Hamdi Binbaşı ya da ’90’larda 9 numaralı formayı kaybettiği için başı belaya giren Sarı Meme…

Hikayeler Gazeteci Oktay Candemir’in “Bölücü Görücü Hikayeler” kitabından. Bölgede Gazetecilik yapan Candemir’i son olarak evi basılarak “Diriliş Ertuğrul dizisine yönelik eleştirilerinden” dolayı Van Emniyet Müdürlüğüne götürülmesiyle tanıyoruz. Elbette öncesinde de yaptığı haberler, çektiği fotoğraflar ve pek çok gazetecilik faaliyeti nedeniyle gözaltına alınması da var. Şimdi de Sitav Yayınevi’nden çıkan hikaye kitabı Bölücü Görücü Hikayeler’le okuyucu karşısında.

Candemir kitapta ’80’lerden sonra bölgede yaşanan insan hikayelerini anlatırken, trajikomik halleri de gözler önüne seriyor. Özellikle yaşanan hak ihlalleri en çok da bölge halkını etkilerken, Candemir’in gündelik yaşamdaki sorunları ve onları anlatış biçimi yaşanmışlıkları gösteriyor.

17 HİKAYEDEN OLUŞUYOR

17 hikayeden oluşan kitapta 14 hikaye Candemir’in gerçekten yaşadığı olaylardan oluşuyor, 3 hikaye ise kurmaca. Candemir kitapta özellikle sade bir dil kullanmayı tercih etmiş: “Dili zorlamayan, abartılı tepkiler vermeden, gürültü cümleler kurmaktan kaçındım açıkçası. Kitapta sadece anlatıcı olmayı tercih ettim. Mesaj verme kaygısı gütmeden yorumu tamamen okuyucuya bıraktım.”

Candemir ayrıca kitabını şu şekilde anlatıyor: “Ben de kara mizaha iyi bir örnek olan bu öykülerle insanları güldürürken aynı zamanda geçmişte neler yaşandığını da özellikle genç kuşağa anlatmaya çalıştım. Kitabın adından anlaşılacağı üzere öykülerimin genel izleği 1990’lar ve o yıllarda devletin Kürtlere yönelik artan şiddeti sırasında devletten daha devletçi kesilen işgüzar devlet bürokrasinin sebep olduğu trajikomik olaylar.”

"GAZETECİLİK İÇİN MAYINLI BİR ÜLKE"

Kitabın ön sözünü yazan Günay Aslan Türkiye’yi gazeteciler açısından “mayınlı bir ülke” olarak tanımlarken, “Hangi meslekten olursa olsun özgür düşünceden yana, kendine saygısı olan ve egemen sisteme karşı insan onurunu savunan herkes sistemin faşizan uygulamalarına, baskı ve adaletsizliklerine maruz kaldı. Bu uğurda Türk’ü, Kürt’ü, Laz’ı, Ermeni’si, Süryani’si, Yahudi’si vb. herkes bir bedel ödedi, ödüyor.” diyor ve kitabı şu şekilde anlatıyor:

“Oktay’ın 40 yıla yakın bir zamandır süren kirli savaşın bir başka boyutuna dikkat çektiği elinizdeki bu çalışması birçok açıdan olduğu gibi yakın döneme ışık tutması açısından önemli. Keyifle okuyacağınızı umuyor, Oktay kardeşimi kutluyorum.” (İstanbul/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

CHP'li Orhan Sarıbal: AKP döneminde işkence sokağa taştı

SONRAKİ HABER

Diyarbakır muhabirimiz Fırat Topal tehdit edildi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa