13 Aralık 2020 11:44

Bölge gençliği Erdal Eren'i andı: Mücadelede devamlılık esas

Emek Gençliği, Erdal Eren'i ölümünün 40’ıncı yılında Malatya, Elazığ, Diyarbakır, Van, Antep ve Dersim gibi bölge illerinden gençlerin katılımıyla düzenlediği online söyleşi ile andı.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Berfin GÜLER
Malatya

12 Eylül 1980’den gerçekleşen askeri darbe sonrası yaşı büyütülerek idam edilen 17 yaşındaki Erdal Eren, ölümünün 40’ıncı yılında anıldı. Malatya, Elazığ, Diyarbakır, Van, Antep ve Dersim gibi Bölge illerinden gençlerin katılımıyla Emek Gençliği, Erdal Eren için online bir söyleşi düzenledi. Söyleşiye Emek Partisi (EMEP) Genel Başkan Yardımcısı Selma Gürkan ve Emek Gençliği MYK Üyesi Ekin Yoldaş Kalı konuşmacı olarak katıldı. Konuşmalarda mücadelede devamlılığın esas olduğunu ve gençliğin sorunlarının çözümü için örgütlenmesinin şart olduğunu dile getirildi.

"12 EYLÜL FAŞİST REJİMİNİ DE HATIRLAMALI"

İlk olarak konuşan Emek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selma Gürkan, mücadelede devamlılığın esas olduğunu söyleyerek, Erdal Eren’in taşıdığı mirası hatırlayarak anılması gerektiğini ifade etti. Eren’den bahsederken, 12 Eylül’ün faşist rejimini de hatırlamak gerektiğini belirten Gürkan, “Bugün Erdal’ı anarken ve Sinan Sümer ve Ercan Koca’yı da anıyoruz. Çünkü Sinan demokrasi talebini duvara yazarken bir polis tarafından vurularak ve işkence edilerek katledildi. Sonra Sinan’ın bayrağı devir alındı. Erdal, Sinan’ın işkencede öldürülmesini protesto ederken yakalandı. Ercan Koca ise Erdal’ın idamını protesto ederken katledildi” dedi.

"ERDAL’I ANLAMAK DÖNEMİNİ ANLAMAKTAN GEÇİYOR"

Erdal’ı anlamanın dönemini anlamaktan geçtiğini söyleyen Gürkan, “Sonuçta o dönem politik örgütlenmenin, atmosferin güçlendiği bir dönemdi. Liselere kadar politikleşen bir gençlik vardı. Ama sadece gençlik hareketi yoktu o dönem. Grev, direniş yaşanan bir dönemdi. Bu grevlerin politik de talebi vardı. O dönemin özelliklerine baktığımız zaman yoğun bir baskı, işkence, işkencede katledilenler, kurulan idam sehpaları ile hukuksuzluk söz konusuydu. Bu atmosfer içinde Erdal Eren yargılandı. Aslında Erdal Eren gözaltına alındığı zaman idamı kesinleşmişti. Ve biz o dönemin gençliği olarak Erdal Eren’in idamının durdurulması için geniş bir kampanya başlatmıştık ve bu kampanya sadece Erdal Eren’ in idamının durdurulması için değil aynı zamanda idam cezalarının da kaldırılması içindi” diye konuştu.

MÜCADELEDE KARARLILIK

Bugün AKP hükümetinin 12 Eylül’den beslendiğini ifade eden Gürkan, “Baskı, zorbalık politikaları adeta tek adam yönetiminin sıradan politikaları durumuna gelmiş durumdadır. Bu politikalara karşı elbette ki geleceksizleştiren gençliğin kurtuluşun yolu da bugün içinde bulunduğu sorunlara karşı kazanım sağlamasının yolu da aslında buradan geçmektedir. Şunun altını çizmekte yarar var; mücadelede kararlılık, iğne ile kuyu kazmak gerekse bile sonuç vermeyeceği düşüncesine kapılmadan mücadeleyi ilmek ilmek dokumak, kararlı bir şekilde bu mücadeleyi yürütmek ve diyalektik bir bakış açısıyla sınıf mücadelesinin sürekliliğine inanmak ve işçi sınıfının kolektif gücünün değiştiriciliğine inanmaktan geçiyor” dedi.

"BURJUVAZİ GENÇLERİN UCUZ İŞ GÜCÜ OLMASI İÇİN ÇALIŞIYOR"

Gürkan’dan sonra konuşan Emek Gençliği MYK Üyesi Ekin Yoldaş Kalı ise gençliğin yaşadığı sorunlara değindi. 20 yaş altına toplu taşımada yasak gelmesine rağmen kayıt dışı çalışan genç işçilerin bu araçlara binmeme şansının olmadığını belirten Kalı, genç işçiler için çalışmamak demenin aç kalmak olduğunu söyledi. Pandemiyle beraber online eğitimde sorunlar yaşadıklarını ifade eden Kalı, “Zaten eğitimin niteliği boşaltılmış durumda. Öte yandan gençlerin online eğitime ulaşacak teknik ekipmanı yok” dedi. 

Bugün burjuvazinin liselileri ve üniversitelileri kalifiye, ucuz iş gücü olması için çalıştığını belirten Kalı, burjuvazinin önem gösterdiği tek şeyin kendi sermayesini devam ettirebilmek için emeklerini sömürerek, sırtlarından kar sağlamak olduğunu söyledi.

Özellikle bölge illerinde çalışma olanaklarının, iş bulma olanaklarının çok daha dar olmasıyla beraber milliyetçi şoven politikaların Kürt gençleri çok daha başka noktaya taşıdığını dile getiren Kalı, “Kürt gençleri daha düşük ücretle çalışmak zorunda kalıyor. Daha esnek çalışma koşullarında çalışmak zorunda bırakılıyor” dedi.

Bugün yaşadıkları sorunların temeline dikkat çeken Kalı, “Bir tarafta işçi sınıfı, bir tarafta egemen olan burjuvazi var. Bir taraftakiler sırf tarlalara, üretim araçlarına sahip oldukları için emekçi sınıfları ve onların genç kuşakları olan bizleri sömürür durumdalar. Yine üretenlerin yarattığı zenginliği avuçlarında tutanlar var. Ve bu sistem ilerledikçe daha da derinleştikçe zenginlikleri artıyor ama bir avuç insanın elinde birikmeye devam ediyor. Burada gençliğin üniversitelerde insanlığın ve bilim yararına projeler geliştirmek yerine burjuvazinin, sermayedarlarının, patronların ihtiyaçlarını karşılamaya dair işler yürüttüğünü görüyoruz” dedi.

"ÖRGÜTLENMEK ZORUNDAYIZ"

Mücadele edebilmek için örgütlenmenin şart olduğunu dile getiren Kalı, "Gençliğin burjuvazinin aldatmacalarına, bireysel kurtuluş yalanlarına dur demesi gerekiyor. Bugün vazgeçeceğimiz herhangi bir hakkımız yok. Bu nedenle bir araya gelmek ve örgütlenmek zorundayız. Unutmamalıyız ki karşımızdakiler bir avuçlar. Ellerindeki tüm olanaklara rağmen bir avuçlar. Bugün toplumun yüzde 95’ini oluşturan emekçi kuşaklar ve genç kesimdir. Burada bizim dur dediğimiz bir gidişatın sürme ihtimali yok ama bunun için bir örgütlenme lazım” dedi. 

ÖNCEKİ HABER

Sincan OSB'de çalışan işçi: Bebeler aç kalıyorsa devleti nasıl düşüneyim?

SONRAKİ HABER

Sağlık işçileri: Ek iş olmasa geçinmek zor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa