Öğrencilerden Sofuoğlu'na tepki: Nasıl akademisyen olunmayacağını gösterdi
İstanbul'da çeşitli üniversitelerden öğrenciler Sofuoğlu’nun daha önce de akademiyi hedef alan sözleri olduğunu belirterek; "Sofuoğlu tüm Türkiye’ye nasıl akademisyen olunmayacağını gösterdi” dedi.
Fotoğraf: @BilkentUniv'in paylaşımından alınmıştır
Sakarya Üniversitesinde öğretim üyesi olarak görev yapan Ebubekir Sofuoğlu’nun AKİT TV yayınında üniversiteler hakkında “fuhuş evi” ifadelerini kullanması kamuoyunda tepkilere yol açtı. Aynı yayında üniversite öğrencilerinin derslere katılımının zayıf olduğunu da ifade eden Sofuoğlu, sonrasında sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada üniversiteleri değil, çevresindeki öğrenci apartlarını kastettiğini söyledi. Sofuoğlu’nun bu açıklamaları ile ilgili üniversite öğrencileri ile konuştuk. Öğrenciler Sofuoğlu’nun daha önce de öğrencileri hedef alan sözleri olduğunu belirterek; Sofuoğlu tüm Türkiye’ye nasıl akademisyen olunmayacağını gösterdi” dedi.
İstanbul Üniversitesinden Berk bu tür cinsiyetçi-gerici söylemlerin öğrencileri zan altında bıraktığını ve kabul edilemez olduğunu belirterek “Üniversitelerin görevini liyakatle yerine getiren akademisyenlere ihtiyacı var ancak bugün Türkiye’de cinsiyet eşitliğinin ve bilimin temel alındığı bir eğitim modelinin mevcut olmadığını düşünüyorum” dedi.
‘SOFUOĞLU’NUN SÖZLERİ YENİ DEĞİL, ŞAŞIRTMADI’
“Ebubekir Sofuoğlu’nun üniversiteler hakkındaki sözleri tüm Türkiye’yi şaşırttı ama kendisinin eskiden sarf ettiği cümlelere bakarsak İstanbul Sözleşmesi’ni destekleyen kişilere ‘feminazi’ ve ‘feminist pislikler’ şeklinde hitap eden, kendisinden başka görüşteki insanlara asla tahammülü olmayan, insanları ve öğrencileri kendi istediği kalıba sokamadığından çareyi onlara hakaret etmekte bulan bir kişiden bu sözlerin gelmesi şaşırtmadı” diyen Yıldız Teknik Üniversitesi Öğrencisi Ayşegül ise profesör unvanıyla akademik anlamda ilerlemiş bir insan gibi dursa da Sofuoğlu’nun bu söylemleriyle tüm Türkiye’ye nasıl akademisyen olunmayacağını göstermiş olduğunu ifade etti. Ayşegül aynı zamanda bu gibi kişilerin varlığının geçici olmadığını ama farkındalık oluşturarak, açık görüşlü bir eğitim yoluyla bu durumun değişebileceğini belirtti.
‘AHLAK BEKÇİLİĞİNE SOYUNAN AKADEMİSYENLER!’
YTÜ’de Kontrol ve Otomasyon Mühendisliği bölümünde okuyan Furkan ise öğrencilerin bilimsel çalışmalarına dair kafa yorması ve yol göstermesi gereken bir akademisyenin ahlak bekçiliğine soyunduğunu ifade ederken bu noktaya gelinmiş olmasının uzun yılların bir sonucu olduğunu, bu zihniyetten kurtulmak için üniversitelilerin kendisini ve çevresini bilinçlendirmesi gerektiğini, sorgulamayı öğrenmeyi gerektiğini ekledi.
‘YAŞANANLAR ÖĞRENCİYİ ÜNİVERSİTEDEN UZAKLAŞTIRIYOR’
İstanbul Teknik Üniversitesi Şehir ve Bölge Planlama bölümünde 2. sınıfta olan öğrenci ise Sofuoğlu’nun öğrencilerin derslerden uzaklaşmasının nedenini sorgulaması gerektiğinin belirterek bu konuda kendi yaşadıklarını şöyle anlattı:
“Gelecek kaygısı bu durumun başını çekse de pandemiyle gelen öğrenciyi kalitesiz ve psikolojik olarak yıpratıcı bir sürece itmek, üniversite mezunu kesimin mesleğini yapamaması, staj dönemi bazı yönetici pozisyonundaki kişilerin baskıcı ve emeği sömüren tavrı, insanı üniversite ortamından uzaklaştırıp ‘Ne yapabilirim’ gibi soruları da beraberinde sorduruyor.”
‘HEDEF GÖSTERECEK İFADELER’
İTÜ Mimarlık 3. Sınıf Öğrencisi Didem ise bir bilim insanının kendi kişisel görüş ve gözlemlerine dayandırarak toplumun bir kesimini hedef gösterecek ifadeleri geniş kitlelere erişebilecek ve yönlendirecek bir platformda dile getirmesinin yanlış olduğunu söyleyerek “Ülkemizde hâlâ evladını üniversite için büyük şehirlere göndermeye çekinen insanların var olduğunu göz önünde bulundurduğumuzda, bu yapılan açıklamalar var olan çekinceye başka bir alt başlık açılmasına sebep olacaktır. Ayrıca kullanılan ‘etiket’ rahatsız edicidir. İnsanların kendi iradeleri ile yön verdiği hayatlarındaki davranış pratikleri kendileri dışındaki insanların zihnindeki algı üzerinden tanımlanmamalıdır” dedi.
EMEK GENÇLİĞİ: ÜNİVERSİTELERİ İNŞA EDİLMEK İSTENEN BU KARANLIĞA TESLİM ETMEYECEĞİZ
Ebubekir Sofuoğlu’nun infial yaratan sözlerine ilişkin Emek Gençliği ise bir açıklama yayımladı. Açıklama şöyle:
“Ne Ebubekir Sofuoğlu kendinden menkul bir şahıstır ne de onun ağzından çıkanlar münferit sözlerdir. Daha önce de İstanbul Sözleşmesi’ne saldırmış, ‘Google’ı kullanan, ilk icat eden Sultan Abdülhamid Han’dır’ ifadeleriyle bilimle ne kadar ilişkili olduğunu göstermiş olan bu şahıs, AKP iktidarının 18 yıllık çabalarının akademide cisimleşmiş halidir. Üniversiteleri kendi ideolojik ve politik ihtiyaçları doğrultusunda dizayn etmeye çalışan tek adam tek parti rejiminin akademisi Sofuoğlu gibi, bilimle uzaktan yakından ilgisi olmayan, yalnızca akademik unvana sahip, görevi üniversitede iktidar bekçiliği yapmak olan kişilerle doludur.
Bu sözler aynı zamanda iktidarn ancak makul ve makbul öğrencilerden oluşan üniversitelere duyduğu arzunun dışa vurumudur.
Öte yandan iktidar ve sözcüleri yetişkin insanlar arasındaki rızaya dayalı cinselliği “ahlaksızlık” olarak tanımlarken, üniversitelerde tacize, şiddete, tecavüze maruz kalan kadın öğrencilerin yüzüne kapıları kapatan, faillerin ceza almasını sağlayacak mekanizma ve ilkelerin yoksunluğu karşısında genç kadınların taleplerini görmezden gelen üniversite yönetimlerinin tutumu, bu ikiyüzlü “ahlak” anlayışının bir sonucudur.
Emek Gençliği olarak üniversiteleri inşa edilmek istenen bu karanlığa teslim etmeyeceğiz! Tüm üniversite gençliğini demokratik, laik ve bilimsel bir üniversite mücadelesinin parçası olmaya çağırıyoruz!” (İstanbul/EVRENSEL)