2 Ocak 2021 05:52

TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken: Alkollü içkilerde ÖTV artışı yapılmamalı

Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu Genel Başkanı Bendevi Palandöken, sahte içki üretiminin sebeplerinden birinin alkollü içkilerdeki yüksek vergi olduğunu belirtti.

TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken: Alkollü içkilerde ÖTV artışı yapılmamalı

Fotoğraf: Gözde Tüzer/Evrensel

Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, ÖTV artışının kaçak içki üretimini de artırdığını belirterek "Sahte içki üretenlerin ve bu nedenle hayatını kaybedenlerin bir hayli arttığı göz önünde bulundurulduğunda, bu yıl alkollü içkilerde ÖTV artışı yapılmamalı" ifadesini kullandı.

Palandöken, yazılı açıklamasında koronavirüs salgınından olumsuz etkilenen turizm, eğlence, yeme-içme, otel, lokanta, bakkal, büfe, kuruyemişçi gibi birçok işletme sahibi ve esnafın alkollü içkiler üzerinden alınan ÖTV'nin artırılması ve satışların düşmesi sebebiyle bir kez daha gelir kaybına uğradıklarını bildirdi.

Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu Genel Başkanı Bendevi Palandöken (Fotoğraf: TESK)

ÖTV artışı ile sahte içki üretimi arasındaki ilişkiye de değinen Palandöken, şu değerlendirmede bulundu: Sahte içki üretenlerin ve bu nedenle hayatını kaybedenlerin bir hayli arttığı göz önünde bulundurulduğunda, bu yıl alkollü içkilerde ÖTV artışı yapılmamalı. 40 binden fazla TAPDK lisansı olan noktada işletmelerin pandemi koşullarındaki gelir kaybı da hesaba katılarak ÖTV artırılmamalı. Sektörlerin canlanması, salgın etkilerinin azalması için binlerce işletmenin cirolarını eski seviyeye getirmesi gerekiyor. ÖTV artışının kaçağa yönelimin artmasında büyük payı olduğu unutulmamalı. (Ankara/AA)

EVRENSEL'İNMANŞETİ

İhyanın aslı

İhyanın aslı

Maraş depremlerinin ardından geçen iki yılda ne yiten on binlerce canın hesabı sorulabildi ne de kalanların bir derdine derman olundu. İki yıl sonra iktidar, ”Asrın İhyası” sloganıyla toplumu aldatmaya çalışıyor. Oysa asıl ihya ihaleler, inşaatlar, rezerv alan ilanları, teşvikler, vergi indirimleriyle, depremi gerekçe eden siyasi baskılarla geldi.

Teslim edilen konut sayısı ihtiyacın 3'te biri.

Deprem bölgesinde 'rezerv alan' kılıfıyla halkın evleri, arsaları gasbedildi.

Deprem işçiye yoksulluk, sermayeye 'fırsat' oldu.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
Sezgin Tanrıkulu: "Depremin maliyetini en aza indirmek için her ay vergi veriyoruz. Nereye harcandığını bilmiyoruz"

Evrensel'i Takip Et