06 Ocak 2021 00:16

Mülkiyeli öğrencilerin ders arası sohbetleri

Öğrencilerin çoğu ülkede düşünce ve ifade özgürlüğünün olduğunu kesinlikle düşünmüyor. Arkadaşlardan bazıları sosyal medyada fikirlerini belirtmekten çekindiklerini söylüyorlar.

Fotoğraf: pch.vector/Freepik

Paylaş

 

Ilgın ALİKOÇ

Ankara Üniversitesi

Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde okuyan bazı öğrenciler olarak hem online eğitim sürecinde birbirimizi göremememizden ötürü hem kaynaşmak hem de bilgilerimizi paylaşmak amacıyla belirli günlerde tartışıyoruz. Tartıştığımız konular; ülkenin iç ve dış politikası, eğitim, sağlık ve hukuk sistemlerindeki problemler, yönetim şekilleri gibi konular. Herkes görüşünü belirtiyor ve bunlar üzerine konuşmalar yapıyoruz.

NASIL DEĞERLENDİRMELER YAPILIYOR?

Genel olarak en çok eğitim sisteminden şikâyetçiyiz. Sistemin sürekli olarak değişmesi, öğrencilere eşit ve parasız eğitim verilmemesi bir yana dursun online eğitim sürecinde de sistemin sınavlar sırasında çökmesi, ders saatlerinin kısalması sonucunda dersin niteliğinin yetersizleşmesi şikayetçi oldukları konulardan bazıları. Aramızdaki neredeyse kimseye KYK bursunun çıkmaması da merak konusu.

Öte yandan öğrencilerin çoğu ülkede düşünce ve ifade özgürlüğünün olduğunu kesinlikle düşünmüyor. Arkadaşlardan bazıları sosyal medyada fikirlerini belirtmekten çekindiklerini söylüyorlar. 15 Temmuz 2016 darbe girişiminden sonra ülkenin daha fazla otoriterleştiğinden söz ediyorlar. Türkiye’nin dış politikası hakkındaki görüşleri ise pragmatik. Öncelikle Avrupa ülkelerine ve Amerika’ya rest çekmemizin ülke açısından doğru bir karar olduğunu düşünmüyorlar. Avrupa ve Amerika’ya ihtiyacımız olmadığını ve onlarla iletişim içinde olmaktansa diğer Türk devletlerinin yanında olmamız gerektiğini düşünen birkaç arkadaş olsa da genel yönelim çıkarımızı gözetme yönünde.

Ekonomik açıdan kötü bir halde olduğumuz herkes tarafından kabul ediliyor. Çoğu iktisat öğrencisi bunun en büyük nedeninin üretim eksikliği ve devletin yerli üreticilere destek vermemesi olduğu düşünüyor. Bir arkadaş köyündeki, ülkemizdeki çilek tüketiminin büyük bir kısmını karşılayacak çilek üretiminin devletin çiftçilere destek vermemesi nedeniyle durdurulmasından bahsetti. Bolca kaynağımız olmasına rağmen çoğu şeyi ithal ediyor olmamız doğru bir politika olarak görülmüyor. Bu konuda tarıma veya sanayiye destek verilmesi tartışıldı.

Sağlık sistemimizin diğer ülkelere göre daha gelişmiş olduğunu düşünen arkadaşlarımız var. Ancak genel anlamda virüs yüzünden ölenlerin ve hastalananların sayısının saklanması bakanlığa olan güveni zedelemiş durumda. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın özel hastane sahibi olması ise uygun görülmüyor.

Yönetim biçimlerinde en çok demokrasi tartışıldı. Ülkemizin ve ileri olarak gördükleri Avrupa ülkelerinin bile tam anlamıyla demokratik bir biçimde yönetildiği fikrine katılmıyorlar. Demokrasinin pratik anlamda doğru düzgün işlemesi konusunda da kafalar bir hayli karışık. Buna karşılık ülke yönetimi için başka yöntemler de arıyorlar. Çoğu arkadaş komünizm tartışmasında sessizliğini korusa da liberal arkadaşlar genel anlamda bir halk kurtuluşuna pek yakın değiller. Komünizme karşı ‘’Doktor ile işçi aynı ücreti mi alacak?​’’ tarzında bilindik çıkışları var. Kapitalist düzende sömürü olmadığını iddia edenler var. Sömürüyü yeteri kadar ücret alıp almamakla ölçüyor ve artı değer sömürüsünü kabul etmiyorlar.

NASIL BİR ÇÖZÜM İSTİYORLAR

Ülkede sorunların olduğu ve gençlerin ülkenin durumundan memnun olmadığı bir gerçek. Peki, nasıl bir kurtuluş istiyorlar? Öncelikle bir ‘’Mülkiyeli’’ olarak diplomat olmak istediklerini ve gelecekte ülkede sorunları iş bilen kişiler tarafından çözüleceğini umuyorlar. Başa gelmesi gereken kişilerin işinden uzmanlaşmış ekonomistler, politikacılar, hukukçular olmalarını istiyorlar.

ÖNCEKİ HABER

Aylin Hocamız isyanımızdır!

SONRAKİ HABER

Asgari ücret yaralarıma tuz basıyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa