09 Ocak 2021 23:00

Bölge’de çalışan gazeteciler: Birlikte mücadeleye ihtiyacımız var

10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü'ne tutuklamalar, baskılar, işsizlik ve ambargoyla girildi. Bölgedeki gazeteciler için de durum farklı değil. Bölgedeki gazeteciler dayanışma çağrısında bulundu.

Fotoğraf: Unsplash

Paylaş

Fırat TOPAL
Diyarbakır

Bölge’de çalışan gazeteciler, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’ne gözaltı, tutuklamalar, davalarla giriyor. Çalışan Gazeteciler Günü dolayısıyla Bölge’de çalışan gazeteciler, yaşadıkları baskı ve sorunlara dikkat çekerek dayanışma çağrısında bulundu.

GERÇEKLERİ HALKA ULAŞTIRMAKTAN ASLA VAZGEÇMEYECEĞİZ

Mezopotamya Ajansı Muhabiri Mehmet Erol, özellikle Bölge’de gazetecilerin yaptıkları haberlerden kaynaklı ciddi baskılara maruz kaldığını belirterek bu baskılar karşısında yeterli bir dayanışmanın da olmadığını söyledi.

Erol, “Van’da helikopterden atılan iki yurttaşı haber yapan gazeteci arkadaşlarımız 90 günden fazladır tutuklu soruşturma hala sürüyor ve ortada bir şey yok. Ama habere konu olan yurttaşlardan biri yaşamını yitirdi biri de çok ağır travmalar yaşıyor şu anda. Ama bunun haberini yapan gazeteci arkadaşlarımız tutuklu. Kürt basın çalışanları, muhalif medya çalışanları her zaman devletin hedefinde olan kesimlerdir. Beni asıl endişelendiren ya da kıran şey ise polisin tavrı değil meslek dayanışmasının olmaması. Gazetecilerin üzerindeki baskının tek bir nedeni var aslında. İktidar kendini ayakta tutabilmenin tek yolunu gerçekleri manipüle etmekten geçtiğini biliyor ve bu nedenle gerçeklerin halka ulaşmaması için elinden gelen her şeyi yapıyor ve bundan da hiç çekinmiyor. Biz de gerçekleri yazmak ve halka ulaştırmaktan asla vazgeçmeyeceğiz. İktidar soruşturma, dava ve tutuklamayla bize belki geri adım atmamız için mesaj veriyor olabilir ancak biz de gerçekleri yazarak ve halka ulaştırarak bu baskılara baş eğmediğimizi iletmek istiyorum. Türkiye’ye özel olarak 10 Ocak Çalışan Gazeteciler gününü belki çalıştırılmayan ya da çalışması engellenen gazeteciler günü olarak değiştirebiliriz” dedi.

‘DIŞARIDAKİ GAZETECİLERİN DURUMU İÇERİDEKİLERDEN FARKSIZ DEĞİL’

Jinnews Muhabiri Gülistan Azak, uzun süredir Türkiye’de gazetecilerin hedef gösterildiğini, gazetecilere yönelik gözaltı ve tutuklama furyasının devam ettiğine dikkat çekerek “Birçok kesim tarafından ‘en büyük gazeteci hapishanesi’ olarak tanımlanan Türkiye'de yüzlerce gazeteci 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü yine cezaevinde karşılarken, bunun dışında kalan gazetecilerin durumu yaşamlarına ve özelde çalışma alanlarına dönük tecrit nedeniyle çok da farksız değil. Henüz geçtiğimiz 05 Ocak'ta, Munzur Üniversitesi öğrencisi Gülistan Doku'nun kaybedilişinin yıl dönümü nedeniyle yapılan açıklamayı takip ederken dahi meslektaşlarımızın gözaltına alındığını gördük. Bu fütursuzca saldırıların elbette ki bir nedeni var, gerçeği gizlemek, susturmak. Ancak bizlerin geleneğini geleceğe taşımakla sorumlu olduğumuz özgür basın misyonundan vazgeçmeyeceğimizi Musa Anter, Gurbetelli Ersöz'lerden biliriz. Bir çalışan gazeteciler gününü daha elinden kalemi, objektifi zorla alınan meslektaşlarımızın yokluğunda geçireceğiz. Ancak biliyoruz ki cezaevinde olan meslektaşlarımız tüm yokluğa rağmen yine el emekleriyle üretmeye, yazmaya, fikirlerini ifade etmeye devam edecektir. Bu anlamda tüm gazetecileri mesleklerinin saygınlığını yeniden sağlayabilmek üzere birlikte daha güçlü ses çıkarmaya çağırıyorum” dedi.

‘YAPTIĞIMIZ HER HABER DAVA KONUSU OLUYOR’

Dicle Fırat Gazeteciler Derneği Eş Başkanı Dicle Müftüoğlu, Türkiye’de gazetecilere yönelik baskının, ülke içerisindeki siyasi gelişmelere de bağlı olarak Bölge’ye daha katmerli yansıdığını belirterek “10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’ne girerken aslında gazetecilerin ne yazık ki mesleklerinin gereğini yapmalarının önünde büyük engel olduğunu vurgulamak gerekiyor. Türkiye genelinde basına yönelik baskıların söz konusu bölge olduğunda katmerleştiğini söyleyebiliriz. Genel anlamıyla bölge genelinde OHAL uygulamaları sahada çalışan gazetecilerin önünde büyük bir engel. Yine devlet güçleri tarafından uygulanan hak ihlalleri arttıkça bunun hem gazetecilere sahada yansıması oluyor hem de bunları kamuoyuna duyurmaları hasebiyle hedef haline gelebiliyorlar. Bunu en bariz örneğini Ekim ayında Van'da yaşadık. Van'ın Çaldıran ilçesinde 2 köylünün helikopterden atılmasına yönelik işkenceyi açığa çıkaran ve kamuoyuna duyuran 5 gazeteci arkadaşımız ne yazık ki tutuklandı. Hem bu meslektaşlarımızın çalışması engellenmek istendi hem de diğer gazetecilere göz dağı verilmek istendi. Yine birçok gazeteci ne yazık ki mesaisinin büyük bölümünü adliyede harcıyor. Yaptığımız her haber, paylaşım dava konusu oluyor” dedi.

‘GAZETECİLER NAMLU UCUNDA GERÇEKLERİ YAZMAYA DEVAM EDİYOR’

Gazetecilerin hedef alınmasının altında iktidarın anti demokratik tutumun durumun ortaya çıkmasına dair duyduğu endişeyle ifade eden Müftüoğlu, gazetecilere yönelik baskının ortadan kalkması için birlikte mücadelenin büyük önem taşıdığını söyledi. Müftüoğlu, “Gazetecilere yönelik baskının ana nedeni Türkiye'nin anti demokratik olmasıdır. Birçok alanda olduğu gibi basın ve ifade özgürlüğünde de büyük engeller olmasından kaynaklı gazeteciler tutuklanıyor, gazetecilik öldürülüyor. İktidarın yaptığı ihlallerin görünür olmasının önüne geçmek için gazeteciler susturulmaya çalışılıyor. İktidar başta Kürtlere olmak üzere yapılan işkence ve ihlalleri soruşturmak yerine bunu duyuran gazetecileri hedefliyor. Görülmez, yazılmaz ve duyurulmaz ise bu ihlallerin kamuoyunda görülmeyeceği düşünülüyor. Ancak gazeteciler bu topraklarda 30 yılı aşkın süredir namlunun ucunda olmalarına rağmen gerçeği yazmaya devam ediyor. 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü'nü gerçek anlamda kutlayabilmek için birlikte mücadele etmeye ihtiyacımız var. Söz konusu basın özgürlüğü olduğunda hep bir ağızdan haykırırsak bu karanlık günleri atlatacağımıza inanıyorum” dedi.

ÖNCEKİ HABER

Endonezya'da 50'den fazla yolcusu bulunan uçak denize düştü

SONRAKİ HABER

Antalya'da bir mermer ocağı içme suyu kaynağına boru çekip kaçak su kullandı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa