20 Ocak 2021 23:23

Huzurevinde çalışan işçiler Öz Sağlık-İş’in imzaladığı TİS’e tepkili

Öz Sağlık-İş toplu sözleşmede ilk 6 ay yüzde 8, ikinci 6 ay yüzde 4’lük zamma imza attı. İşçiler bağıtlanan sözleşmede kazanıma dair bir şey bulunmadığını belirtti.

Fotoğraf: DHA

Reklam

Dilek OMAKLILAR
İzmir

Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bünyesinde huzurevleri, engelli merkezleri, çocuk evleri vb. yerlerde çalışan emekçiler ile Bakanlıkta yetkili sendika olan Hak-İş’e bağlı Öz Sağlık-İş Sendikası arasında 15 Ocak 2021 tarihinde imzalanan TİS, bakanlığa bağlı kurumlar genelinde çalışan işçilerin tepkisine neden oldu. İşçiler, ilk 6 ay yüzde 8, ikinci 6 ay yüzde 4’lük zamla bağıtlanan sözleşmede kazanıma dair bir şey bulunmadığını belirtti.

Pandemide zor koşullarda çalıştıklarını ifade eden bir işçi, “Aile ve Sosyal Politikalar bakanlığına bağlı çalışıyoruz, ama başında aile olan kurum bizim ailelerimizin yıkımına sebep oluyor. 14 gün çalışıp 14 gün de evinde izole olan kişileriz. 14 gün boyunca çocuğumuzdan ayrı çalışıyoruz. İşyerlerinde kreş de yok. Çalışan aileler çocuklarını nereye bırakacak?” dedi.

"YÜZDE 10 GECE ZAMMINI ALAMAYACAĞIZ"

Sözleşme ile birçok haklarının gittiğini söyleyen işçi, “KHK ile geçtiğimiz zaman, yüzde 10 gece zammımız vardı, bunu artık alamayacağız. Yüzdelik farklarımız vardı, yüzde 55-75-20’ye kadardı, bunlar da gitti” dedi.

Ne ek ödeme ne sosyal haklardan yaralandıklarını söyleyen işçi, “Birikmiş mesailerimiz var bunlar da yandı. Ayrıca sözleşmedeki cezai işlemlere baktığımızda da tamamen işçi düşmanı, idarenin inisiyatifine bırakılmış bir sözleşme. Resmen idam fermanı gibi olmuş” diye ekledi.

"EMEKLERİMİZİN KARŞILIĞINI ALMADIK"

En önemli sorunlarından birinin çocuğunu bırakacak yer bulamaması olduğunu söyleyen huzurevinde çalışan bir kadın işçi, “Yaklaşık 2 aydır çocuğumu göremiyorum. Şu an annemin yanındalar, onlar da kronik hasta. Bizler çok şey feda edip buralarda çalışırken kendi çocuklarımızı unuttuk. Aileden uzaksınız, tüm sosyallikten uzaksınız ve karşılığı bu olmamalı. Benim, çocuğumun üzerine kapıyı kilitleyip çıktığım çok oldu. Emeklerimizin karşılığını alamadık. Ayrıca eğitim masrafı, bayram paraları da gitti. Birilerinin cebi bizlerin alın terleriyle doldu” dedi.

"ÜÇ KERE GEÇ KALSAN 5 YEVMİYE KESERLER"

Bir başka huzurevi çalışanı işçi de “İşçi adına yapılan bir şey yok. Üç kere geç kaldın mı 5 yevmiye gidiyor. 5 yevmiye elektrik, suyun demek. 276 TL yol parası yatıyordu, bu sözleşmeyle 90 TL yatacak. İşçinin sorunları da sözleşmenin içeriği de önemli değil” diye konuştu.

Çalışma koşullarından psikolojilerinin de etkilendiğini belirten bir başka işçi, “Bizi zaten pandemi sürecinde sağlık çalışanı olarak görmüyorlar. Bizler kuru bir maaşa talim edildik” dedi. Özellikle gece zammının kaldırılmasına tepki gösteren işçi, “14 günlük gece zammı yoksa bu çalışmanın mantığı var mı? Ama biz işimizi yapıyoruz, yapmak zorundayız. Yasalar yıpranıyorsun diyor, hani yıpranma hakkımız? Tabelasında Aile Sosyal Çalışma Bakanlığı yazan kuruluşlarda çalışıyoruz ama çalışanlarına, ailelerine değer vermeyen bir yer. Ayrıca seni 24 saat tutuyor içerde, ama verdiği 11 saat” şeklinde konuştu.

"SÖZLEŞME TALEPLERİ KARŞILAMIYOR"

Sağlık-İş Sendikası İzmir Şube Sekreteri Özgür Arslan da “KHK ile geçen arkadaşlarımızın ilk toplu iş sözleşmesi. Gönül isterdi ki çok daha iyi bir sözleşme olsun ancak içeriğinde işçilerin sorunları, ekonomik talepleri yok. Direkt bakanlıktan aldıkları yetki ile işçiyi masada satarak sözleşmeyi bitirmişler” dedi.

“Bu arkadaşlarımız pandemi süresince birçok fedakarlık yaptı. 15-20 gün kurumda çalıştılar daha sonra evlerinde izole oldular. Ailelerinden, sevdiklerinden uzak, gece gündüz görevlerini yaptılar. Bu kurumun inisiyatifi doğrultusunda gerçekleşti” diyen Arslan konuyla ilgili görüşmelerde ise İl Hıfzıssıhha Kurulu ile Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının almış olduğu kararlar doğrultusunda bu uygulamayı yaptıkları cevabını aldıklarını söyledi.

"KANUNLARI BİLE HİÇE SAYMIŞLAR"

İşçilerin birçok hak kaybına uğradıklarını belirten Arslan, “Bilfiil çalıştıkları süre haricinden mevcut 4857 Sayılı İş Kanunu’na dahi baksak bu arkadaşlarımızın mesai bitiminden sonra orada kaldıkları süre fazla mesaiye girmiş oluyor. Bununla ilgili sendikamız, genel merkez yöneticimiz ve hukukçumuz girişimlerde bulundu. Hukuki süreç başlatıldı” dedi.

Çocuk emzirmesi gereken kadınlara, mevcut kanunlardaki ‘Gece çalıştırılamaz’, ‘Günlük bir buçuk saat süt izni’ gibi hakları olmasına rağmen idare tarafından kullandırılmadan bilfiil kurum içerisinde kalması söylendiğini ifade eden Arslan, “Bunlar insani değildir, kanunları bile hiçe saymışlardır” dedi.

"İŞÇİLERLE HAREKET EDECEĞİZ"

Arslan son olarak şunları söyledi:

“Mevcut toplu iş sözleşmesindeki kayıpların telafisi için önümüzdeki sürece de bakarak üyelerimizle ve tüm Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına bağlı işçilerle ortak bir toplu sözleşme taslağı hazırlayacağız. Bir sonraki toplu sözleşmede bu kayıpların telafisi için elimizden geleni yapacağız. Zaten hukuki anlamda da birçok sıkıntıyı takip ediyoruz. Mücadelemizi devam ettirip bu kayıpları ortadan kaldırmak için hareket edeceğiz.”

Reklam