22 Ocak 2021 09:00
Son Güncellenme Tarihi: 22 Ocak 2021 14:31

Dink davasında eski jandarma istihbarat görevlisi Volkan Şahin için tahliye kararı

Hrant Dink davasında savunma yapan sanık, komutanlarının kendilerine "Bu işin altından kalkamayız, teşkilat zora düşer" dediğini aktardı.

Fotoğraf: Arif Hüdaverdi Yaman / AA

Paylaş

Meltem AKYOL
İstanbul

Hrant Dink’in öldürülmesinde sorumluluğu bulunduğu iddiasıyla yargılanan kamu görevlilerinin davasında savunma yapan Veysal Şahin, cinayetten sonra doldurup imzaladıkları haber kayıt formundaki bilgileri 6 ay öncesinde aldıklarını söyledi. Şahin komutanlarının kendilerine "Bu işin altından kalkamayız, teşkilat zora düşer" dediğini aktardı. Duruşmada savunma yapan sanık avukatları dosya boyunca sık sık gündeme gelen MİT görevlilerinin sorgulanmasını, onların dosyaya dahil edilmemesi durumunda cinayetin tam anlamıyla aydınlatılamayacağını söyledi. Dönemin Trabzon Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürlüğünde Komiser Yardımcısı olan Özkan Mumcu ise Ankara, İstanbul ve Trabzon’dan en az 50 görevlinin cinayetti aylar öncesinden bildiğini söyledi. Davada bir süre önce tutuklanan sanıklardan eski jandarma istihbarat görevlisi Volkan Şahin'in tahliyesine karar verildi. Sanıklardan eski Trabzon İl Jandarma Alay Komutanı Ali Öz hakkında ise "konutu terk etmeme" şeklinde adli kontrol tedbiri uygulanması kararlaştırıldı. 

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin 7’si tutuklu, 13 firari, 76 sanıklı davaya devam edildi. Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen 125’inci duruşmada Trabzon Jandarma ve Emniyeti'nde görevli isimler savunma yaptı. Duruşma başlamadan sanık avukatları arasında tartışma yaşandı. Avukatlar birbirini ‘FETÖ’cü olmakla suçladı.

GÜRLEK VE ABUKAT ERGÜL ARASINDA ‘HEYET TARAFSIZ DEĞİL’ TARTIŞMASI

Duruşma mahkeme başkanı Akın Gürlek ile Hamza Celepoğlu’nun avukatı Vural Ergül arasındaki tartışma ile başladı. Geçtiğimiz duruşmada savunması yarıda kesilen Ergül, savunmaya devam etme hakkının elinden alındığının kayıt altına alınmasını ve bu yönde ara karar oluşturulmasını talep etti. Mahkeme başkanı Akın Gürlek bu talebe, “Avukat Bey biz ne zaman ara karar vereceğimizi biliriz” diye yanıt verdi. 

Avukat Ergül itirazlarını sürdürdüğünde Mahkeme Başkanı Gürlek, Ergül’ün söz verilmeden konuştuğunu belirterek, devam etmesi durumunda salondan çıkarılacağını söyledi.

Bunun üzerine söz alan Avukat Ergül, “Heyetinize üstüne basa basa ‘ne kadar süre tanıyacaksınız’ diye sormama rağmen, herhangi bir cevap vermediniz. Beyanlarıma başladıktan sonra sözüm kesildi, bu hususta da bir ara karar oluşturulmuş değil. Bu nedenle zabıtlar gerçeği yansıtmamaktadır. Savunmam kesilmeseydi MİT’çilerin dinlenmesinden vazgeçme kararınızdan geri dönmenizi talep edecektim. Savunmaya gösterdiğiniz tahammülsüzlük, dosyayı bir an önce sonlandırmak isteminiz heyetinizin tarafsız olduğu yönünde şüphelere neden olmaktadır. Bu nedenle eyetinizin tamamını reddediyorum” dedi.

Mahkeme Başkanı Akın Gürlek, Vural Ergül’in talebini ‘mesnetsiz’ olduğu iddiasıyla reddetti, karara bir hafta içerisinde itiraz edilebileceğini bildirdi. 

VEYSAL ŞAHİN: AMİRLERİMİZ BU İŞİN ALTINDAN KALKAMAYIZ DEDİLER

Cinayeti Yasin Hayal’in eniştesi Coşkun İğci’den 2006 yılı Temmuz ayından itibaren bildiğine dair delillerin bulunması ve tutuklulukta geçirdiği sürenin azlığı nedeniyle tutuklanan eski Trabzon jandarma istihbarat görevlisi Veysal Şahin savunma yaptı. 

2002-2007 yılları arasında Trabzon İl Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şubesi’nde Uzman Jandarma rütbesiyle haber toplayıcılık görevi yapan Şahin Trabzon İl Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürlüğü görevlisi Okan Şimşek ile birlikte Coşun İğci ile yaptıkları görüşmede Yasin Hayal’in Hrant Dink’e dönük bir eylem hazırlığında olduğu bilgisini 6 ay önce aldıklarını, bu bilgiyi dönemin Trabzon Jandarma İstihbarat Şube Müdürü Yüzbaşı Metin Yıldız ve Trabzon İl Jandarma Komutanı Albay Ali Öz’e ilettiklerini söyledi. 

Cinayetten sonra Metin Yıldız’ın odasına çağırarak Coşkun İğci ile konuşup bu bilgiyi sağda solda konuşmamasını ve başka kimseye verip vermediğini öğrenmesini istediğini söyleyen Şahin, Yasin Hayal’in Hrant Dink’i öldürmeyi planladığı ihbarının cinayetten sonra alınmış gibi gösteren 20 Ocak 2007 tarihli görev raporunu Ali Öz ve Metin Yıldız’ın baskısı ile hazırladıklarını ve imzaladıklarını söyledi. “Cinayetten sonra doldurup imzaladığımız haber kayıt formundaki bilgiler bizim 6 ay önce aldığımız bilgilerdir. Bunu istemeden imzaladım. 'Bu işin altından kalkamayız, teşkilat zora düşer’ dedi amirlerimiz” diyen Şahin, yine amirlerinin baskısı ile müfettişlere yalan beyanda bulunduğunu da belirti.

SANIK ŞAHİN’İN AVUKATI: MİT GÖREVLİLERİ SORGULANMADAN CİNAYET AYDINLATILMAZ

Ardından dönemin Trabzon jandarma görevlisi Volkan Şahin savunma yaptı. Dosyada istihbarat görevlisi olarak yer alan Şahin, istihbarat görevlisi olmadığını söyledi. İddianamede Hrant Dink'in öldürüldüğü tarihten bir gün önce İstanbul'a gelerek cinayetin işlenmesine iştirak ettiği, cinayetin öncesinde failler Erhan Tuncel, Tuncay Uzundal ve Ogün Samast ile irtibatlı olduğu, Coşkun İğci'nin silah ve para arayışı içine girerek, Hrant Dink cinayetini planlayan akrabası Yasin Hayal'in faaliyetlerini bildirdiği Jandarma görevlileri arasında olduğu belirtilen Şahin savunmasında “Asayiş tim komutanıydım. Coşkun İğci’den bilgi almadım. Yasin Hayal ve Ogün Samat’ı tanımıyorum. Okan Şimşek ve Veysal Şahin ile birlikte ilk haberi alanlar olarak tarif edilen şahıs ben değilim” dedi.

Savunmasının devamında Yasin Hayal ile Tuncay Uzundal aracılı ile tanıştığını söyleyen Şahin, “Öğrenci meseleleri konuşuyorduk. Haklarında öğrenci olmaları dışında bilgim yok. ‘FETÖ’ ile bir alakam yoktur” dedi. Şahin de diğer sanıklar gibi Hrant Dink adını cinayette n önce duymadığını savundu. 

Oysa Volkan Şahin, 65. duruşmada yaptığı savunmasında Tuncay Uzundal ve Erhan Tuncel ile emniyet ve güvenliği sağlamak için Pelitli beldesindeki devriye görevi esnasında tanıştığını anlatmıştı.

Dava dosyasında yer alan delillere göre, cinayetten sonra 21 Ocak 2007’de Uzundal Şahin’i aramış ve yaklaşık 150 saniyelik bir telefon görüşmesi yapmışlardı. 

Şahin’in ardından beyanda bulunan avukatı, “MİT görevlilerinin burada sorgulanması gerekiyor. Bir astsubayın üzerine gidilerek bunun aydınlatılması söz konusu değil. Ogün Samat’ı oraya kim getirdi, Hrant Dink’i ona kim gösterdi. Bunlar karanlıkta ve aydınlatılmak istendiğini düşünmüyoruz.

Bu olayın aydınlatılması için FETÖ’nün aydınlatılması gerekmektedir” diye konuştu.

SANIK AVUKATLARI ZAMANAŞIMINA SARILIYOR

Cinayetin işlendiği dönemde İstihbarat Daire Başkanlığı görevlisi olan Hamdi Egbatan savunma yaptı. ‘Silahlı Terör örgütüne üye olmak’ ve ‘görevi kötüye kullanmak’ suçlarından cezalandırılması istenen Egbatan, “Dairede görevliyken C2 büroda görev yapmadım. F4 raporlarını görmedim. ByLock programı kullanmadım. Bu davada yargılandığım için yapılan bir yakıştırma. FETÖ’cü değilim” dedi. Avukatı ise ‘görevi kötüye kullanma’ suçlamasının zamanaşımından düşürülmesini istedi. 

MUMCU: TRABZON, ANKARA VE İSTANBUL’DA EN EZ 50 GÖREVLİ CİNAYETİ BİLİYORDU

Dönemin Trabzon Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürlüğünde Komiser Yardımcısı olan Özkan Mumcu, Hrant Dink cinayetinden 6 ay önce askere gittiğini, cinayetin işlendiği dönemde de askerde olduğunu söyledi.

17 Şubat 2006’da Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğünden İstanbul İstihbarat Şube Müdürlüğüne gönderilen ‘Yasin Hayal’in Hrant Dink'e karşı ses getirecek bir eylem yapmayı planladığı” yazısı üzerine kendisini arayan emniyet görevlisine bu bilgiyi söylemeyerek gizlediği, bu şekilde Hrant Dink'in güvenliğinin sağlanması engellediği belirtilen Mumcu’nun Erhan Tuncel çok sayıda görüşme gerçekleştirdiği de dosyaya girmişti. Hrant Dink cinayetinin birçok ayrıntısına vakıf olduğunu ancak bu durumu rapora dönüştürmediği belirtilen Mumcu, Erhan Tuncel’in 2006 şubat ayında Trabzon istihbarat polisi Muhittin Zenit’e Yasin Hayal’in Hrant Dink’i öldürmeye hazırlandığını bilgisini ilettiğini aktardı. Mumcu, “Bu bilgi raporlandı, İstihbarat Daire Başkanlığına da iletildi, İstanbul’a da iletildi. Engin Dinç, Ahmet İlhan Güler’i sözlü de aradı. ‘Bu yazıdan Hrant Dink’in öldürüleceğini anlamadık’ iddiası daha sonra bizi suçlamaya dönüştü. Trabzon, Ankara ve İstanbul’da o anda en az 50 görevlinin bildiği ve yazıya da dökülmüş bilgiyi ben nasıl gizleyebilirim?​” diye konuştu.

Trabzon Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürü olan Engin Dinç’in de kendisi ile aynı dönemde Afyon İstihbarat Şube Müdürlüğüne tayin edildiğini belirten Mumcu, “Aynı durumdayız. Ancak bana yönelen suçlamalar kendisine yöneltilmiyor. Onun için mütalaada beraat talep edilirken bana suçlama yapılmasına da bir anlam veremiyorum. Sanırım davanın çok uzamasından” dedi. 

TETİKÇİ İLE FOTOĞRAF ÇEKTİREN KURTARAN ‘BAYRAK YIRTILMASIN DİYE’ MÜDAHALE ETMEMİŞ!

Duruşmanın öğleden sonraki bölümü cinayet işlendiği dönemde İstihbarat Daire Başkanlığı görevlisi olan Tamer Bülent Demirel’in savunması ile başladı. Mütalaada Hrant Dink cinayetinin gerçekleşmesinin beklendiği, cinayetin engellenmesi için herhangi bir işlem yapmadığı belirtilen Demirel, suçlamaları reddetti, beraatını talep etti.

Tetikçi Ogün Samats’ın Samsun emniyetinde ‘Vatan toprağı kutsaldır, kaderine terk edilemez’ sözünün yazılı olduğu takvim önünde elinde Türk bayrağı ile çekilen görüntülerde yer alan Yakup Kurtaran savunmasında, bayrağın yırtılmaması için müdahale etmediğini savundu. ByLock ile görüşme yapmadığını savunan Kurtaran beraatını talep etti.

Kurtaran’ın avukatı ise fotoğraf çektirilmesi emrinin yukarıdan geldiğini söyledi.

GÜLBEL: ENGİN DİNÇ İLE KONUMUMUZ AYNI, İDDİALAR NİYE FARKLI?

Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube Müdür Yardımcısı Osman Gülbel, Trabzon’dan gelen yazı dışında başka evrak görmediğini savundu. “Koruma ve operasyon ise bizim görevimiz değil” diyen Gülbel, “ByLock kullandığımı kabul etmiyorum. Telefonum ve bilgisayarımda bu program yoktu. Örgüt üyesi değilim. Engin Dinç ile konumumuz aynı. İddialar niye farklı? Beraatımı talep ediyorum” ifadelerini kullandı.

BİR TAHLİYE, BİR EV HAPSİ

Savunmaların ardından kararını açıklayan mahkeme başkanı 6 Ocak’ta yapılan duruşmada hakkında tutuklama kararı verilen Volkan Şahin’in ‘lehine değişen delil durumu’ nedeniyle tahliyesine, daha önce ev hapsi uygulamasını kaldırdığı Ali Öz hakkında da ‘aleyhe değişen delil durumunu’ göz önünde bulundurarak ev hapsi verilmesine karar verdi.

27 OCAK’TA DEVAM EDİLECEK

Bir sonraki duruşma 27 Ocak 2021’de görülecek. 27 Ocak’ta yapılacak duruşmada dönemin istihbarat C şube müdürü Ali Fuat Yılmazer, eski Trabzon Emniyet müdürü ve İstihbarat Daire başkanı Ramazan Akyürek, gazeteci Ercan Gün ve İstanbul Jandarma İstihbarat görevlisi Muharrem Demirkale, Samsun emniyet görevlisi Yüksel Avan ve İstanbul jandarma istihbarat görevlisi Yavuz Karakaya savunma yapacak.

ÖNCEKİ HABER

Koronavirüs hakkında ne öğrendik ve hâlâ neleri bilmemiz gerekiyor?

SONRAKİ HABER

Ankara'da avukatların Tehlikedeki Avukatlar Günü açıklamasına polis engeli

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa