Rawest Araştırma Direktörü Ruhavioğlu: Belediyeler şehirle alakasız kurumlara döndü

İnanç YILDIZ
Diyarbakır

Kayyum atamalarında rahatsızlığın arttığını söyleyen Rawest Araştırma Direktörü Reha Ruhavioğlu, “Belediyeler HDP kitlesiyle de AK Parti kitlesiyle de bir iletişim içinde değil. Şehrin içinde ama şehirle alakası olmayan kurumlara dönüştüler” dedi.

DTK davalarında cezalar sürüyor. HDP’li belediyelere kayyumlar atandı, seçilmişler tutuklu. Selahattin Demirtaş AİHM kararına rağmen tahliye edilmedi. Buna karşın yeni Kobanê iddianamesi hazırlanarak suçlamalar yönetildi. HDP’yi kapatma tartışmaları bir yanda hep duruyor. Diğer yandan ise AKP’nin kendi muhatabını oluşturarak yeni bir çözüm süreci başlatacağı koşuluyor. Ama ayrıntıları bilinmemekle birlikte birtakım temasların yürütüldüğü belirtiliyor. Bu olan ve bitenleri Rawest Araştırma Direktörü Reha Ruhavioğlu’na sorduk.

ÇÖZÜM İSTENİLENLE DEĞİL, MUHATAPLARLA YÜRÜTÜLÜR

Çatışma süreçlerinde çözüm girişimlerinin, istenilen muhatapla değil meselenin muhataplarıyla yürütüleceğini söyleyen Ruhavioğlu, “Sizin kendinize muhatap yaratmanız akıl kârı bir iş olmaz, bir sonuç da doğurmaz. Böyle bir girişim Kürt kamuoyunda gündem olma gibi gerekçelerle yapılabilir ama çatışmaya duyarlı ve çözüm bekleyen kamuoyu da muhataplar konusunda yeterince kanaat sahibi. Öte yandan Kürt kamuoyunun kahir ekseriyeti Kürt meselesinin barışçıl bir yolla, masada çözülmesi gerektiği konusunda bir beklenti içinde ancak söylendiği gibi çözüm sürecini çağrıştıracak temaslar olduğuna ilişkin bir bilgim yok, böyle bir izlenim de edinmedim” dedi.

KAYYUM ATAMALARINA DÖNÜK RAHATSIZLIK ARTTI

Bölge’de kayyum atamalarında rahatsızlığın azalmadığını ve arttığını dile getiren Ruhavioğlu, , “Başlarda bu uygulamaya siyaseten olumlu bakan, belediyelerin AK Parti kitlesi ile temasta olacağını düşünen bir kesim vardı ve yanıldıklarını anladılar. Belediyeler HDP kitlesiyle de AK Parti kitlesiyle de bir iletişim içinde değil. Şehrin içinde ama şehirle alakası olmayan kurumlara dönüştüler. Bu da AK Parti’ye yakın olup daha önce bu uygulamayı kabul edilebilir bulanların da şu anda yanlış bulması sonucunu doğuruyor” dedi.

HDP’NİN KAPATILMASI OLUMSUZ HAFIZAYI TETİKLER

HDP’nin kapatılması ve Demirtaş hakkındaki AİHM kararının Bölge’de gündemde olan konular arasında olduğunu belirten Ruhavioğlu, “HDP bütün siyasi ve yargısal baskıya ve medya propagandalarına rağmen desteğini koruyor. Bununla birlikte HDP’nin kapatılması olumsuz hafızayı tetikleyeceği için AK Parti’nin Kürt kitlesini de rahatsız edecektir. AK Parti’den başlamış ama yeterince belirgin olmayan kopuş hızlanacaktır. Öte yandan AK Parti bu adımı atarsa en fazla biraz milletvekili arttırabilir. Ancak önümüzdeki seçimin odak noktası Meclis çoğunluğundan çok önce Cumhurbaşkanının kim olacağıdır. HDP kapatıldığında bunun sayısal olarak AK Parti’ye yarasa bile Erdoğan’a yaramayacağı hatta ters tepme ihtimalinin daha yüksek olduğunu söyleyebiliriz” dedi.

RAHATSIZLIKLAR BELİRGİNLEŞİYOR

HDP’li Kürt seçmen için AKP’nin konumunun çok değiştiğine dikkat çeken Ruhavioğlu, “En uzak partilerde AK Parti ile MHP başa baş gidiyorlar. Bununla birlikte İstanbul seçimlerinde HDP’nin CHP adaylarını desteklemiş olmasının Türkiye’ye bir değişimin kapısını gösterdiğinin farkındalar. Bu rüzgarın belediyeler ölçeğinden makro düzeyde ülkedeki iktidar değişimine taşınabileceğini görmüş durumdalar. O sebeple AK Partili Kürt seçmenin rahatsızlığı belirginleşirken HDP’li Kürt seçmenin makro düzeydeki değişime ilişkin güçlü bir öz güveni olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır” dedi.

BEKLENTİ VE TALEP İLE UMUT ARASINDAKİ MAKAS AÇIK

Demirtaş’ın sadece Kürt seçmen nezdinde değil seçmenin genelinde HDP’nin hâlâ en güçlü temsil aktörü olduğunu dile getiren Ruhavioğlu, “Hapsedildiğinden bu yana hakkında yazılan ve yapılan bütün antipropagandaya rağmen onun da popülaritesi azalmadı, bilakis hapiste bir lider olması hasebiyle kurduğu iletişim biçimleriyle daha da popülerleşti. Özellikle HDP’li seçmenin beklentisi Demirtaş’ın bir an önce tahliye olması ve HDP’nin canlanması. Ancak bu beklentinin güçlü olduğu kadar bunun gerçekleşmeyeceğine dair umutsuzluk da baskın. Bütün bu çerçevede Kürt kamuoyunun yeni bir sürecin gelmekte olduğuna, bir hukuk reformunun hazırlanmakta olduğuna dair kanaati olduğunu söylemek yanlış olur. Beklenti ve talep ile umut arasındaki makasın yeterince açık olduğunu söyleyebilirim” dedi.