Cam işçileri: Bu sendikal anlayışla değil birliğimizle ilerleyebiliriz
Yıllar önce olumsuz bir durum karşısında güçlü tepkiler verildiğini ifade eden Şişecam işçileri, "Birlik içinde sendikal bürokrasi ile mücadele etmediğimiz sürece hiçbir şey değişmez" diyor.
Fotoğraf: Evrensel
Çağlar KAZAK
Eskişehir
Şişecam son süreçte özellikle Yenişehir fabrikasında ücretsiz izinle gündeme gelirken, Şişecam’da örgütlü Türk-İş’e bağlı Kristal-İş Genel Merkezi de yolsuzluk iddiaları, işçilerin iradesine karşı temsilci atamaları ve ücretsiz izne karşı net bir tavır koymamasıyla gündemde. Yıllar önce olumsuz bir durum karşısında güçlü tepkiler verildiğini ifade eden Eskişehir’deki Paşabahçe işçileri, “Ama geldiğimiz noktada sorunların çözümü için adım atılmıyor. Birliğimizi kurup, sendikal bürokrasi ile mücadele etmediğimiz sürece hiçbir şey değişmez” diyor.
2000’li yılların başında cam işçisinin güçlü bir aile olduğunu ifade eden 23 yıllık bir cam işçisi, “Daha önce ülkenin dört bir yanındaki cam fabrikalarında yaşanan herhangi bir olumsuzluk karşısında güçlü tepkiler veriliyordu. Ama gelinen noktada genel merkezin tutumundan kaynaklı cam işçisinin sorunları artmasına rağmen bu sorunları çözmek için adım atılmıyor” dedi. Daha önce Mersin ve Kırklareli fabrikalarında işten çıkartmalar yaşandığında da genel merkezin gerekli müdahaleyi yapmadığını dile getiren cam işçisi, “Pandemi sürecinde fabrikalarda cam işçileri birçok sorunla boğuşurken sendikayı yanımızda göremedik. Yenişehir’deki işçi arkadaşımızın ücretsiz izne çıkarılması olayında da yine tam bir sessizlik vardı. Bu tutum hatalıdır, yanlıştır, kabul edilemez” diye konuştu.
Bu durumun ancak işçilerin müdahalesiyle değişebileceğini aktaran işçi şöyle devam etti: “Cam işçisi birlik ve beraberliğini kurmadan bu sorunlarla başa çıkamaz. Eskiden olduğu gibi mücadeleyi kazanmak için her durum karşısında hazırlıklı olmamamız, A-B-C planlarımızın olması gerekir. Bu süreç bir an önce sona ermeli ancak bu dağınıklıkla, bu sendikal anlayışla ilerleyemeyiz.”
‘İŞÇİ, ATANMIŞI TEMSİLCİSİ GİBİ GÖRMÜYOR’
Başka bir işçi ise sendikadaki tartışmalar ve temsilci seçimleriyle ilgili eleştirilerini aktardı. Sendika temsilcilerinin atama yöntemiyle değil seçimle belirlenmesi gerektiğini söyleyen işçi “Seçilmiş temsilci hata da yapsa bizim temsilcimizdir, doğrularıyla yanlışlarıyla sahip çıkarız. Ama atanmış temsilcinin işçinin gözünde bir hükmü yoktur, işçi ona güvenmiyor, temsilcisi gibi görmüyor. Bu yüzden her zaman seçilmişten yanayım. Atanmışlar hiçbir zaman kendilerini atayanlara sesini çıkaramaz. 2008’den beri atamalar oluyor. Genel merkez atanmış temsilcileri sözünden çıkmayacak, sorun çıkarmayacak kişiler olarak görüyor. Bu anlayışla temsilcilik yapanlara işçinin güvenmemesi de son derece doğaldır” dedi.
Görevden alınan ve ihraç edilen Eski Eskişehir Şube Başkanı Erdal Akyazı’nın sendikadaki yolsuzluk iddialarıyla ilgili savcılığa suç duyurusunda bulunmasına ilişkin görüşlerini sorduğumuz işçi, “Genel Kurul sürecinde Şube Başkanımız bu durumu dile getirdiğinde Genel Başkan ‘Bu tip şeylerin her yerde olabileceği’ gibi bir açıklama yaptı. Biz bunu kesinlikle kabul etmiyoruz. Biz bir sendikayız ve tüm harcamalarımız şeffaf olmalı. Hayır hasenat işlerinde kullandık bu parayı gibi bir açıklama olamaz” dedi.
‘BU DÜZENİ BOZMAK ZORUNDAYIZ’
Başka bir işçi ise sendikal bürokrasinin genç işçiler üzerindeki etkisinden söz etti. Cam işçisi, “Eskiden sendikada işçiler sendikal haklarıyla ilgili, mücadele deneyimleriyle ilgili eğitimler alırdı. Bu işçilerin mücadeleci yönünü de geliştirirdi. Ancak bugün sendikalar işçileri uyutan, mücadeleyi aklından bile geçirtmeyen bir hale getirmenin aracı oluyor. Genç işçilerin birçok sorunu var ancak çözümü mücadelede değil bilgisayarlarında, telefonlarında, sosyal medyada, oyunlarda kendilerini oyalamada buluyorlar. Sendikalar bundan doğrudan sorumludur ve bu bir danışıklı dövüştür. İşçiler bu sendikal düzeni bozmak zorundadır” diye konuştu.
İşçilerin yaşadığı sorunların sendikaların bugünkü haliyle çözülemeyeceğini ifade eden işçiler “Birliğimizi kurup, sendikal bürokrasi ile mücadele etmediğimiz sürece hiçbir şey değişmez” diyor.
ÇETİNTAŞ: TEMSİLCİYİ SEÇSEN DE MERKEZİN ATAMASIYLA OLUYOR
İşçilerin Kristal-İş Genel Merkezine yönelik eleştirileriyle ilgili görüştüğümüz Genel Başkan Bilal Çetintaş “Fırın kapalıydı, artık ateşlendi, böyle olunca birkaç işçinin işe döneceğini söylediler. Ücretsiz izne çıkarılan diğer arkadaşların yasakların sonunda iş akdinin feshedileceğini söylediler biz de bunu kabul etmedik. Pazartesi cam akacak fırında, arkadaşlarımızın işbaşı yapmasını konuşacağız” dedi.
Çetintaş temsilci atamalarına ilişkin ise seçilen temsilcinin şubeyle ters düştüğünü gerekçe gösterdi, “Tabana dayalı bir gelenek henüz bazı şubelerde tam anlamıyla gerçekleştiremediğimiz için atamalar oluyor” iddiasında bulundu. Şubeyle temsilci arasında ‘geçimsizlik’ yaşanan yerlerde atama yapıldığını savunan Çetintaş, “Seçim olmaz diye bir şey yok, tüzüğümüzde seçim de yapılabilir atama da diye yazıyor. Biz genelde seçim yapmaktan yanaydık ama son gelişmeler atama yoluna itti. Şu an 6356 sayılı Kanun’la sen temsilciyi seçsen de merkezin atamasıyla oluyor” diye konuştu.
Görevden alınan ve ihraç edilen Eski Eskişehir Şube Başkanı Erdal Akyazı genel merkez ile ilgili yolsuzluk iddialarını gündeme getirmişti. Akyazı sendikanın danışman avukatına yapılan sözleşmede yüksek miktarlarda para aktarıldığı ve bu paranın önemli bir kısmının avukat tarafından yeniden sendika merkez yöneticilerinin hesaplarına aktarıldığı iddiasıyla Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunmuş, onlarca sendika üyesi de CİMER’e şikayetlerde bulunmuştu. Bunun gerçek olmadığını savunan Çetintaş, “Belgelerin aslı yok ama savcılığa suç duyurusunda bulunulmuş. Bu iş savcılığa yansıdı sendika olarak bizden istenen karar defteri ve 4 yıllık harcamalar. Sendikamızda bir yolsuzluk yok varsa zaten mali müşavirin bize söylemesi, göstermesi lazım. Süreç devam ettiği için mahkemeyi etkileyecek bir yorum yapmak da istemiyorum” dedi.