Aklımızla alay etmeyin
Bu halka sadece ve sadece insan olduğu için sağlıkla yaşayabileceği bir çevre, insan gibi geçinebileceği bir ücret, insan haklarına saygılı bir hukuk sağlayın yeter.
İLGİLİ HABERLER
Türkiye'de aşılama süreci hangi aşamada, kime ne zaman sıra gelecek, öncelik durumu nasıl sorgulanıyor?
Aşıda randevu süresi tartışması: 5 dakikada 1 aşı randevusunun uygulanabilirliği yok
Boğaziçi Üniversitesinde akademisyenlerin nöbeti, eylemlerin 38. gününde devam etti
Hepimiz Boğaziçiliyiz
Aklımızla alay eden AKP hükümeti, her gün yeni bir garabete imza atıyor. Siyasi iktidardaki sonu yaklaşan hükümet, ne yapacağını şaşırdı. Öyle olaylar oluyor ki, yaşadıklarımızın gerçekle ilişkisini sorgular hale geldik. Yok artık, bu kadarı da olmaz diyoruz. Bunların bir kısmı, yüreğimizi yaralayan haksız, hukuksuz, vicdansız uygulamalar; bir kısmı da akla, bilime, ülke gerçeğine sığmaz açıklamalar.
Şöyle birkaç örnekle yaşadıklarımızı hatırlayalım: Kasım ayında net rakamlar ve net tarihlerle sağlık bakanı ve Cumhurbaşkanı tarafından Çin’den gelecek aşıların miktarı ve geliş zamanı belirtilmişti. Sonuçta bir ay geçmesine karşın aşıların yarısı bile gelmedi. Sağlık bakanı “Günde bir milyondan fazla kişiye, aşı yapacak alt yapımız var” dedi.
Aradan geçen 32 günde yapılan aşı sayısı 3 buçuk milyona ancak ulaştı. “100 milyon Çin aşısı alımı konusunda anlaştık, 100 milyon aşı gelecek” denilmişti. Gelen aşı sayısı henüz 13 milyon. Bir ay sonra aşılanalım diyemiyoruz maalesef. Günde yüze yakın yurttaşımızı kaybettiğimiz pandemide, bir ayın en hafif maliyeti, en az yüz kişinin yaşamını yitirmesi. Sağlık bakanlığı, maske dağıtımını beceremediği gibi aşının temini ve uygulamasını da beceremiyor. Ölenlerin hesabını bakanlık nasıl verecek?
Hukuktan bir örnek verirsek; aklımıza ilk gelen Boğaziçili öğrenci ve öğretim üyelerine reva görülen uygulamalar. Belki de Türkiye’nin son dönemlerde gördüğü en naif, en demokratik eylemleri yapıyorlar. Kırmayan, dökmeyen ama sonsuz kararlılıkla. İktidarın kafasında sürekli Gezi korkusu var. Yaklaşan siyasi sonları, akıllarına sürekli o günleri getirtiyor.
İktidar yanlısı öğrenciler basın açıklaması yaparken, polis tüm sevecenliği ile görevini yapıyor, koruyor, kolluyor. Aynı yerde İstanbul Üniversitesi öğretim üyelerine, hocalarına basın açıklaması yaptırılmıyor, şiddet uygulanıyor. Ama tüm Türkiye’de onlara inat Boğaziçi öğrencilerine destek artıyor. Polis şiddeti ve gözaltıları, tutuklamalar sindiremedi onları. Öğrencilere karşı bu kadar acımasız olan polis ve adalet, Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ’ı silahla yaralayan 5 kişiyi “tutuklu kalmaları mağduriyet yaratacağı” düşüncesi ile serbest bırakıyor. Yani, aklımızla alay ediyorlar.
Şimdi de kararan yüreğimizi gülümsetecek bir habere geçelim. Bu haber, hatta müjde geçen hafta bizzat Cumhurbaşkanı tarafından verildi. 2023 yılında uzaya gidiyoruz. Evet, doğru duydunuz. 2021 de elektrikli, yerli ve milli otomobil müjdesiyle halka umut pompalayanlar, şimdi çıtayı biraz daha yükseltti. Yerli ve milli uzay aracı ile yerli ve milli bir vatandaşımız uzaya gidecek. Bu arada yandaş medya, komedide yerini aldı. Yandaş medya kanallarında, uzaydaki madenlerin ekonomiye katkısı tartışılıyor.
Aklımızla alay etmeyin. 10 milyonu geçen işsizin, üç bin lirayı bile geçemeyen asgari ücretin olduğu, küçük ve orta ölçekli esnafın battığı, çiftçinin tarlasına bile gidemediği, pandemide destek değil, faizle kredi veren bir hükümetin olduğu bir ülkeyiz. Bu ülkede; 11 ayda 350’nin üstünde sağlık çalışanını pandemiye kurban verdik. Halkımıza maskeyi, sağlık çalışanına koruyucu ekipmanı dağıtmayı beceremedik. Bırakın siz, aklımızla alay etmeyi. Bırakın siz aya gitmeyi.Bu halka sadece ve sadece insan olduğu için sağlıkla yaşayabileceği bir çevre,insan gibi geçinebileceği bir ücret, insan haklarına saygılı bir hukuk sağlayın yeter. Biz burada, demokratik ve bağımsız ülkemizde bir arada barış içinde, kardeşçe yaşayalım yeter. Sağlıkla kalın.
Evrensel'i Takip Et