Çıldır Gölü çevresindeki esnaf can çekişiyor: Tanıtım için yeterli yatırım yapılmıyor
Kış aylarında tamamen donan Çıldır Gölü, muhteşem doğal güzelliğiyle göz kamaştırıyor. Ancak yeterli tanıtım gerçekleştirilmediği için turistlerin ilgi odağı olmaktan epeyce uzak.
Fotoğraf: Roni Nasırkaya
Roni NASIRKAYA
Kars ve Ardahan sınırında bulunan Çıldır Gölü sahipsizlik nedeniyle can çekişiyor. Göl, doğal güzelliğiyle bölge için önemli bir turizm merkezi olabilecekken; esnaf ise yetkililerin göl için yeterince tanıtım yapmamasından şikayetçi.
Kış aylarında tamamen donan Çıldır Gölü, muhteşem doğal güzelliğiyle göz kamaştırıyor. Ancak yeterli tanıtım gerçekleştirilmediği için turistlerin ilgi odağı olmaktan epeyce uzak.
Etrafı dağlarla çevrili bir platoda bulunan ve kışın gelmesiyle üzeri tamamen buz tutan Çıldır Gölü’nün üstünde atlı kızak, geleneksel balıkçılık, yaya yürüyüşleri gibi çeşitli faaliyetler yapılıyor. Yerli ve yabancılar için kış turizmi merkezlerinden biri olabilecek göl, bölgenin ihmal edilmesi nedeniyle gözlerden çok uzak ve bu durum pandeminin de etkisiyle bölgedeki esnafı çok zor durumda bırakıyor.
"BÜROKRATİK ENGELLER PANDEMİDEN AĞIR"
Geçen yıl 20 bin turisti ağırladığını belirten Esnaf Gökhan Alibeyoğlu, bu sene neredeyse hiç turistin gelmediğini söyledi. Alibeyoğlu gazetemize yaptığı açıklamada şunları belirtti:
“Sürekli bürokratik engellerle karşılaşıyoruz. Hiçbir altyapı yok; elektrik, su, kanalizasyon… hiçbir şey yok.”
Pandemide esnafın durumunun daha da kötüleştiğini söyleyen Alibeyoğlu “Bütün yaşadığımız bu zorluklara bir de pandemi eklendi. İşler daha da kötüye gitti. Halihazırda yüz kişi evine ekmek götürüyor. Tabii götürebiliyorsa… Hiçbir yardım, destek yapılmadı esnafa. Bırakın yardım yapılmasını, insanlar kendi çabalarıyla bir şey yapmak istese de bürokratik engellerle karşılaşıyorlar” dedi.
"YETERİNCE TANITIM YAPILMIYOR"
Kış turizmi için Kars’ın ideal bir bölge olduğunu söyleyen Alibeyoğlu, bu bölgedeki farklı kültürler için de yeterince tanıtım yapılmadığını ifade etti:
“Kars ve Ardahan kozmopolit iller. Kürtler, Terekemeler, Azeriler Türkler, Lazlar, Malakanlar ve hatta Almanlar… Değişik kültürlere sahip halklar yaşıyor. Bu kültürler düzgün tanıtılmış olsaydı, emin olun bugün durum çok farklı olacaktı. Yine yöresel yiyecekler; yağ, peynir, bal… buna benzer mutfak kültürüne dair birçok şey yok oldu. Bizim buralarda cirit sporu meşhur. Gençler de çok hevesli. Fakat hiçbir devlet kurumu destek olmuyor, insanların hevesi kırılıyor. Oysa ilimiz bir milyonu aşkın turisti kaldırabilecek potansiyele sahip. Ancak yetkililer elini taşın altına sokmuyor.”
"AŞIK VE DENGBEJ KÜLTÜRÜ BAŞLI BAŞINA BİR TANITIM"
Kars’taki çok sesliliğin ve çok kültürlüğün anlatılmadığını ifade eden Alibeyoğlu “Örneğin aşık geleneği, dengbej geleneği, maniler, çiroklar, hikayeler, meseleler bir sürü şey var… Bunlar düzgün yapılsa kim gelmek istemez ki? Ama bakıyoruz bu değerler zamanla yok olmaya, yozlaşmaya mahkum oldu. Eskiden kaz ve peynir festivalleri yapılıyordu, artık bunlar da yapılmıyor. Eskiden Çıldır Gölü festivali yapılıyordu artık o da yapılmıyor. Yine iki yüz yıllık bir tarihi Rus yolu var, taşlarla yapılı. Gölün etrafındaki köylerde bulunan kilise, manastırlar tahrip edildi; bir çoğu camiye dönüştürüldü. Gelen turistlere de gösterilmiyor. Bunun gibi bir çok sorunumuz mevcut” dedi.
"NEDEN BAYRAĞIN GÖLGESİNE SIĞINIYORSUNUZ?"
Bölgede gazetecilik yapan Suat İncedere ise “Hiçbir altyapının olmadığı, turizm adına hiçbir yatırımın yapılmadığı bir yere neden turist gelsin ki?” diye gösteriyor tepkisini. Yetkililerin duyarsızlığına değinen İncedere, “Gelen insanlara yörenin balı, eti, balığı, yöresel tatları tanıtılsa… Size çok ilginç gelecek; bizim buraya Keban Barajından, Karadeniz’den balık geliyor. Oysa Çıldır Gölü’nde muhteşem sarı sazan dediğimiz bir balık çeşidi var. Tadı bir başka. Hiçbirinden söz edilmiyor. Gelen turist hiçbir şey görmeden geri dönüyor” dedi.
Yerel yöneticilerin icraatlarının bayrak dikmekle sınırlı kaldığını söyleyen İncedere, “Siz niye bir yatırım teşvikinde bulunmuyorsunuz, niye yöresel yiyeceklerimizi doğru düzgün tanıtmıyorsunuz, neden işin kolayına kaçıp bayrağın gölgesine sığınıyorsunuz? Eğer gelen yerli ve yabancı turistlere yerel ürününüzü pazarlayabiliyorsanız o zaman vatansever olduğunuz anlaşılır. Yoksa istediğiniz kadar ‘Biz yerliyiz, biz milliyiz’ deyin; hiçbir anlamı yok” şeklinde konuştu.