3 Mart 2021 00:00
/
Güncelleme: 01:48

Mücadeleden geri durmuyoruz, durmayacağız!

Kurulacağı açıklanan kadın üniversitelerinin kadınları toplumdan uzaklaştırma çalışmasına hizmet ettiğini biliyoruz.

Mücadeleden geri durmuyoruz, durmayacağız!

Hacettepe Üniversitesi Kadın Çalışmaları Topluluğu logosu

Hacettepe Kadın Çalışmaları Topluluğu

Kadına şiddet, taciz ve eşitsizlik yaşamımızın her alanında olduğu gibi üniversitelerde de sürmekte. Gerek akademisinden kampüs yaşamına birçok alanda karşılaştığımız taciz ve şiddet olayları gerekse üniversite yönetimlerinin çözüm üretmekten uzak tutumları var olan bu sorunları en açık biçimiyle gösterir vaziyette. Nitekim, kendi yaşam alanlarımız olan üniversitelerde şiddeti, tacizi ve eşitsizliği besleyen tüm unsurların karşısında mücadelenin gerekliliği de her geçen gün artmakta. Bugün üniversitelere dair birçok uygulama ve işleyişle, kadınların kendileri hakkında alınan kararlarda söz hakkı tanınmaması ve mücadele alanlarına dair çeşitli müdahalelerle toplumsallıktan uzak bir noktaya konumlandırma çabaları bu mücadeleyi bir zorunluluk haline getirmekte.

EN ÇOK TARTIŞTIĞIMIZ KONU: KADIN ÇALIŞMALARI

Hacettepe Üniversitesi Kadın Çalışmaları Topluluğu olarak bu dönem en çok tartıştığımız konular arasında kadın üniversiteleri yer almakta. Kurulacağı açıklanan kadın üniversitelerinin, süslenerek meşruiyet kazandırılmaya çalışıldığı gibi kadınların özgür ve güvenli eğitim alabilmesi için kurulduğuna dair iddiaların aksine; kadınları toplumdan uzaklaştırma çalışmasına hizmet eden bir sebepten olduğunu biliyoruz. Üniversiteli kadınlar olarak bir tehdit olarak karşımızda duran bu kararı reddediyoruz. Alanlarımızdan uzaklaştırılmak değil, öznesi olduğumuz alanda varlığımızı sürdürüp eşitlik mücadelemizi vermek istiyoruz. Kadınların üniversitelerde gerçekten özgür ve güvenli yaşayabilmesi için en acil gereklilik taşıyan şey toplumsal yaşamdan bağımsızlaştırılma ve dar bir alana sıkıştırılma olanağını kendinde taşıyan kadın üniversitelerinin açılması değil üniversitelerdeki kadına şiddeti ve tacizi önleyen birimlerin aktif işlemesidir. Fakat şu anda çok sınırlı sayıda üniversitede var olan cinsel tacizi önleme birimleri, hali hazırda bulunduğu üniversitelerde de aktif bir işleyişten yoksun halde. Yalnızca bir olay gerçekleştikten sonra önlem alma girişimlerinde bulunan ve bu sınırlı işleyişin içinde dahi öğrencilerin bulunmadığı bu birimler bu haliyle problemlerimize çözüm olarak karşılık verememekte. Topluluk olarak etkinliklerimizde sıkça yer verdiğimiz ve her fırsatta taleplerimizi bu yönde dillendirdiğimiz bu birimlerin önemine pandemiyle birlikte daha da derinleşen tartışmalarımızda da şahit olduk.

8 MART’A GİDERKEN ÜNİVERSİTELİ GENÇ KADINLAR

Özellikle demokratik ve özerk üniversite taleplerinin tartışıldığı bu süreçte, konunun muhatapları olarak bizlerin bu komisyonun işleyişinde yer aldığı, tacizi önleyip takibini yapan aktif tacizi önleme birimleri talep etmek büyük önem taşımakta. Bunun yanında, HÜKÇAT olarak 8 Mart'a giden süreçte yürüttüğümüz tartışmalarımızda da gördük ki özellikle pandemiyle de birlikte üniversiteli kadınların yaşadığı problemler fazlasıyla artmış durumda. Online derslerle birlikte aile evine dönen kadınların yaşadığı şiddetlerin yanı sıra evlerde iş yükü açısından da mağdur oldukları bir durum söz konusu. Çocuk bakımından yaşlı bakımına kadar birçok yükümlülükle sorumlu tutulan kadınlar, bu süreç içinde bu sıkışmışlıkla oldukça fazla psikolojik problemler ve bunalmışlık içinde. Bu duruma istinaden, üniversitelerin öğrencilere psikolojik destek vermesi talebimizi yaptığımız etkinlikler ve görüşmelerde olduğu gibi buradan da yineliyoruz.

8 Mart Dünya emekçi kadınlar gününe giderken, üniversiteli genç kadınlar olarak tüm aksi müdahalelere rağmen bu konuları bir araya gelip tartışmaktan, taleplerimizi dillendirmekten ve mücadeleden geri durmuyoruz, durmayacağız!

Evrensel'i Takip Et