Mücadele ettikçe güçleniyoruz, büyüyoruz
Birleşen genç kadınlar olarak alanlarda olmaya, birlikte mücadele etmeye devam edeceğiz. Çünkü biliyoruz ki birlikte mücadele ettikçe güçleniyor ve büyüyoruz.
Rewşan AYDINARIĞ
İAÜ Kadın Araştırmaları Kulübü
AKP Tokat Milletvekili Özlem Zengin çıplak aramaya ilişkin söylediği sözleriyle son günlerde gündemi oldukça meşgul ediyor. Uşak’ta yaşanan çıplak arama olayına karşı Meral Danış Beştaş ve Ömer Faruk Gergerlioğlu geçtiğimiz günlerde mecliste çıplak aramayı gündeme getirmişti. Bunun üzerine Özlem Zengin iddialarla ilgili mecliste yaptığı konuşmada “Bu kurgusal bir harekettir. Onurlu, ahlaklı kadın bir sene beklemez. Bir kadını çıplak arayacaksın, dakikasında bundan rahatsızlığı beyan eder” demişti. Avukat olan Zengin’in bu sözleri aklımıza tecavüz edilmiş kişi bağırmadığı için bunu bir rıza olarak gören zihniyeti getirdi doğal olarak. Bu zihniyet öyle kirli ki kişinin o an şoka girebilme ihtimalini düşünmüyor, namus kavramını yalnızca kadına indirgeyebiliyor. Bizler ahlakın ya da namusun böyle bir şey olmadığını, ahlaksızlığın aslında kadınlara karşı her türlü zorbalığı reva gören bu düşünce olduğunun bilincindeyiz. Onursuzluk ve ahlaksızlık işkence suçu olan çıplak aramayı bir yıl sonra dile getirmek değildir. Onursuzluk ve ahlaksızlık bunu bir yıl sonra dile getirdiği için kadını onursuz ve ahlaksız olarak gören zihniyettir.
Halbuki bunları dile getiren Özlem Zengin, kendi avukatlık yemini sırasında başını açtığı için kafasını kaldıramadığını 20 yıl sonra dile getirmişti. Kendisi bunu 20 yıl sonra dile getirirken bir kadının çıplak aramaya maruz kaldığını 1 yıl sonra dile getirmesini onursuz ve ahlaksız olarak nitelendirmesi ise kendisiyle çeliştiği ortadadır, amacının aslında kadınları ötekileştirmek olduğu açıktır.
HUKUKSUZLUKLAR ERİL ZİHNİYETİN DUVARINA TUĞLA ÖRMEKTE
Zengin’in açıklamaları fazlasıyla ses getirdikten sonra sosyal medya kullanıcılarından biri Zengin’e hakaret içerikli bir tweet attı. Bunun üzerine o kişi gözaltına alınarak tutuklandı. Elbette olması gereken bu ama söz konusu kendi tarafında olmayan kadınlar olunca hakaret eden kişi gözaltına alınıp bırakılıyor. Bu duruma verebileceğimiz örneklerden biri de Başak Demirtaş’a yine bir sosyal medyadan hakaret eden kişinin gözaltına alındıktan sonra serbest bırakılması. Her iki kadına karşı işlenen suç aynı olmasına rağmen farklı uygulamalar gösterilmesi aslında hükümet politikasının hangi yönde olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Türkiye’nin hukuk devleti olduğunu iddia edenlerin bu ve buna benzer durumları göz arda etmesi hem hukuk devleti olmanın gerekliliğini yerine getirmemekte hem de var olan eril zihniyetin duvarına birer tuğla koymaktadır.
Biz kadınlar bu zihniyetin farkında ve bilincindeyiz. Bu olaylar karşısında birleşen genç kadınlar olarak meydanlarda, alanlarda olmaya, birlikte mücadele etmeye devam edeceğiz. Çünkü bizler biliyoruz ki birlikte mücadele ettikçe güçleniyor ve büyüyoruz. Bunun en güzel örneği İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’a yapılan saldırılara karşı verdiğimiz mücadele olabilir. Bu mücadelede kadınlar gözaltına alındı, tehdit edildi fakat yine de mücadele etmekten ve haklarını aramaktan vazgeçmediler. Sonuç olarak da İstanbul Sözleşmesi’ni geçici olarak da olsa kaldırmaktan vazgeçtiler. Tüm bunlar birlikte mücadele etmenin ne kadar önemli ve değerli olduğunu bir kez daha hissettirdi. Bu sebeplerle yıllardır kadınları ayrıştıran, kadınları bir kalıba sokmaya çalışan, kadını alaşağı eden, değersizleştiren, ötekileştiren her türlü zihniyetle mücadele eden kadınlar olarak kadının başörtülü olup olmaması, dindar olup olmamasını düşünmeden, hangi siyasi düşüncede olduğunu önemsemeden var olan eril zihniyetle ve bunun destekçileriyle mücadele edeceğiz. Şiddetin her türlüsüne uğrayan bütün kadınların yanında olacağız. Yaşasın kadın dayanışması!
Evrensel'i Takip Et