CHP Milletvekili İbrahim Kaboğlu: Seçmen iradesi için üçlü baraj kaldırılmalı
CHP Milletvekili İbrahim Kaboğlu, seçmen iradesinin önündeki üçlü baraj engelinin kaldırılması gerektiğini belirterek, “Aksi halde, milyonlarca seçmen iradesiyle dalga geçmekten öteye geçmez" dedi.
CHP Milletvekili ve Anayasa Hukukçusu İbrahim Kaboğlu | Fotoğraf: MA
CHP Milletvekili İbrahim Kaboğlu, seçmen iradesinin önündeki üçlü baraj engelinin kaldırılması gerektiğini belirterek, “Aksi halde, 19+19=38 yıllık uygulamanın ardından, %10’luk seçim barajından 3-5 puan düşürme pazarlığı, milyonlarca seçmen iradesi ile dalga geçmekten öte bir anlam ifade etmez” dedi.
Siyasi partiler ve seçim kanununda 18 yılda 220 değişiklik yapan AKP’nin yeniden seçim sisteminde değişiklik yapma hazırlıklarına dair CHP İstanbul Milletvekili ve TBMM Anayasa Komisyonu CHP Grup Sözcüsü Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, açıklama yaptı.
Kaboğlu, “Yüzde on seçim barajı, 12 Eylül yönetiminin en anti demokratik miraslarından biri olup, bunu 12 Eylül yönetimine karşı söylemlerini hiç eksik etmeyen partiler, sürekli sahiplendi. Yüzde 10 baraj, 38 yıldır uygulanıyor; Adalet ve Kalkınma Partisi ise, 19 yıldır iktidarda. Başka bir deyişle, %10 seçim barajından en çok yararlanmış olan parti. Seçimlerde yarışan siyasal partiler arasında ve haliyle seçmenler arasındaki tek eşitsizlik etmeni %10 baraj değil; hazine yardımı da siyasal partiler arasında eşitsizlik yaratmaktadır. Bu çifte eşitsizliğe, 2017 Anayasa değişikliğinde üçüncü bir halka eklendi: Cumhurbaşkanı’nın parti başkanlığına gelmesi ile kendi partisi ile diğerleri arasında ortaya çıkan eşitsizlik” ifadelerini kullandı.
SEÇMEN İRADESİ ÜZERİNDE ÜÇ ENGEL VAR
Kaboğlu şunları ifade etti: “Yüzde on seçim barajı, 1983’ten bu yana uygulanan seçim barajı üzerine İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi’nin 8 Temmuz 2008’de vermiş olduğu Sadak/Yumak kararından sonra, barajın düşürülmesi beklenirken, 2021 yılında bile, %7 veya 5 olabilir şeklinde yüksek sayıların dillendirilmesi, siyasal partilerin serbest yarışma ilkesi ile bağdaşmayan, ‘serbest ve eşit oy’ ilkesini de zedeleyen iradenin devam ettiğinin bir göstergesidir. Bu kabul edilemez; baraj tamamen kaldırılmalıdır.
Hazine yardımı: Bu konuda öngörülen, kullanılan oyların %3’ünü almış olma koşulu da, siyasal partiler arasında, “fırsat ve olanak eşitsizliği” yaratmaktadır. Oysa bir siyasal parti için, seçimlere katılmayı hak etme, yardım alabilmek için yeterli koşul olmalıdır.
Parti genel başkanlığı: Devleti temsil ve yürütme yetkilerini tek başında kişiliğinde toplayan Cumhurbaşkanı’nın (Anayasa madde 104), 2017 Anayasa değişikliği sonucu, bir siyasi partiye üye olma yolu örtülü biçimde açılmış olmakla birlikte, parti üyeliği ile genel başkanlığı iki farklı hukuki statüdür. Üstelik, buna, tarihimizde ilke kez görülen anayasal statü eklenince, “Parti- Devlet” birleşmesi kaçınılmaz olur. Bu durumun Anayasa’nın Cumhurbaşkanı için öngördüğü emredici ve yasaklayıcı hükümleri ile bağdaşmazlığı açıktır. Bu ayrıca tartışılması gereken bir konu. Burada dikkat çekilmesi gereken husus şudur: Cumhurbaşkanı’nın genel başkanlığını yaptığı parti ile diğerleri eşit koşullarda yarışmamaktadır. Cumhurbaşkanı’nın partisi, hazine olanaklarından yararlandığı gibi, makamı nedeniyle devletin maddi olanakları yanısıra, nüfuzu bakımından da, diğer siyasal partiler karşısında üstün konumdadır.”
İktidara çağrı yapan Kaboğlu, “Seçim yasalarında demokratik anlamda değişiklik yapma iradesi varsa, bu iradenin, değinilen üçlü barajı kaldırma yönünde ortaya çıkması gerekmektedir. Aksi halde, 19+19=38 yıllık uygulamanın ardından, %10’luk seçim barajından 3-5 puan düşürme pazarlığı, milyonlarca seçmen iradesi ile dalga geçmekten öte bir anlam ifade etmez” ifadelerini kullandı. (İstanbul/EVRENSEL)