16 Mart 2021 23:00

Dersimli gençlerin geleceğe dair kaygıları artıyor

Dersim Emek Gençliği olarak 183 gençle sorunlarını görmek, göstermek ve uzaktan eğitime dair düşüncelerini öğrenmek üzere bir anket gerçekleştirdik.

Görsel: Freepik

Paylaş

Nazlıcan İLARSLAN

Dersim

Dersim Emek Gençliği olarak 183 gençle sorunlarını görmek, göstermek ve uzaktan eğitime dair düşüncelerini öğrenmek üzere bir anket gerçekleştirdik.

Katılımcıların %52,5 i uzaktan eğitimi çok kötü bir öğrenme modeli olarak tanımlıyor.%27,3 kötü %16,9 ise ne iyi ne kötü olduğunu düşünüyor.

“Eğitim sisteminden memnun musunuz?​” sorusuna verilen yanıtlar ise şöyle:

%47,5 “memnun değilim”, %43,2 “ hiç memnun değilim”

“Eğitim sisteminin herkese eşit olanaklar sağladığını düşünüyor musunuz?​” sorusuna %77 “kesinlikle katılmıyorum” %21,3 “katılmıyorum” dedi.

“Dersim'deki gençlerin temel sorunu nedir?​” sorusuna %29,5 “işsizlik” %22,4 “sosyal aktivite eksikliği” %19,1 “uyuşturucu madde kullanımı” %12,6 “eğitim” %12 “gelecek kaygısı” cevabını verdi.

“Aylık gelirinizle geçinebiliyor musunuz?​” sorusuna gençlerin %69,9'u “geçinemiyoruz” %30,1'i “geçinebiliyoruz” dedi.

“Son 6 ay içerisinde ödeyemediğiniz bir borcunuz oldu mu?​” sorusuna %53 “evet” %47 “hayır” cevabını verdi.

“Geleceğinizi nerede görüyorsunuz?​” sorusuna %40,4 “meslek hayatına atılmakta” %30,6 “bir gelecek görmüyorum” %24 “yurtdışında” cevabını verdi.

“Dersim'deki gençler sorunlarını örgütlenerek çözer mi?​” sorusuna ise %50,3 “kısmen çözer”, %30,6 “çözemez”, %8,7 “örgütlenmek çözüm değil”, %5,5 “örgütlere güvenmiyorum” dedi.

YOKSUL VE ZENGİN ARASINDAKİ EŞİTSİZLİK ARTIYOR

Gençlerin sorunları nasıl çözülür diye sorduğumuzda gençlere ekonomik destek verilerek ve yetkililerin gençlerin sorunlarını dinlemesi ile çözülür gibi cevaplar aldık. Elde ettiğimiz anket sonuçları herkesin bildiği ama görmezden gelinen eğitim sisteminde ki eşitsizlikleri kanıtlar nitelikte oldu. Pandemi ile birlikte artan ve daha da görünür hale gelen yoksul ve zengin arasındaki fark da bu eşitsizliği besledi. Uzaktan eğitime katılması gereken her öğrenci bu sistemden faydalanabilecek alt yapıya sahip değil. Bir evde birden fazla öğrenci varken yalnızca bir tane teknik ekipman ve yetersiz bir internet bağlantısı ile eğitim almaya çalışan onlarca öğrencinin haberini duyduk ve daha binlercesinin var olduğunu biliyoruz. Anket sonuçlarının da gösterdiği gibi neredeyse hiç bir genç eğitim sisteminden memnun değil. Yüksek gelirli olup kişisel olarak eğitim ile alakalı bir sorun yaşamayan gençler de sistemdeki yanlışların ve eşitsizliklerin farkında. Ama en çok fark etmesi gereken kişiler yetkililer. Onlar sanki hiç bir sorun yokmuş uzaktan eğitim öncesinde ve uzaktan eğitim sırasında her şey yolundaymış gibi davranıyor, gençlerin sorunlarını konuşup çözüm üretmek yerine gözlerini ve kulaklarını kapatıp görmezden geliyorlar. Bunun sonucunda gençlerde okula ve eğitime karşı ilgisizlik oluyor. Onlarca sıkıntı ile başa çıkarak okumak zorunda kalan ve okusalar bile karşılığını alamayacaklarını düşünen gençlerde gelecek kaygısı ve umutsuzluk ortaya çıkıyor ve beraberinde kişiyi intihara kadar götürebilecek psikolojik sorunları da getiriyor. Gençlerin %30 unun “bir gelecek görmüyorum” demesi ve %24'ünün “yurt dışına” çıkmayı planlaması da eğitim sistemindeki eksikliklerin sonuçlarındandır. Eğitim sistemindeki sorunları çözmek yalnızca eğitim sistemindeki sorunları çözmek değildir. Bugün gençlerin yaşadığı sorunların büyük mevcut eğitim sisteminden kaynaklı. Sistemi düzenlemek herkes için ulaşılabilir ve parasız hale getirmek bahsettiğim diğer sorunlara da büyük ölçüde çözecektir. Ama buna rağmen sorunları çözmek için bir adım atılmaması anlaşılabilir bir şey değil. Gençlerin isteklerini ve düşüncelerini umursamayarak onları ileride kendisi için çalışacak paralı köleler, okulları da ticarethaneler olarak gören iktidar sahipleri bu sorunların ve bu sorunlara bağlı yaşanan intiharların sorumlularıdır.

BORÇLANDIRILAN GENÇLERİN GELECEK KAYGISI BÜYÜK

Gençlerin çoğu bugün de ekonomik sıkıntılarla boğuşurken bir yandan da ileride işsiz kalacağı korkusuyla stres içinde hayatlarını devam ettirmeye çalışırken bu durumun normalleştirmeye çalışıp onları hiçbir şekilde desteklemeyenler gençlerin yaşadığı umutsuzluğun da sorumlularıdır. Gençlerin %53'ü son 6 ay içerisinde ödeyemedikleri borçlarının olduğunu söyledi. Bunun üstüne bir de lütufmuş gibi verdiği kredilerle gençleri borçlandıran kendisi ve patronların çıkarlarından asla taviz vermeyen ama kredi borçlarının silinmesinin 80 milyon insanın hakkını yemek olduğunu söyleyenler gençleri yıllarca sırtlarındaki bir kamburdan farksız olan borçları ödemeye mahkûm ediyor. Burada bir yanlışlık, adaletsizlik olduğunu fark eden ve söyleyen gençler ise adeta kolaycılık ile suçlanıyor. Halkı devlet için çalışacak ve emeğinin son damlasına kadar sömürebilecekleri ama hiçbir karşılık bekleme hakkı olmayan robotlar olarak görüyorlar ve insanlara onlardan daha kötü durumda olanlar var diye şükür etmeleri gerektiğini söyleyip azla yetinmeyi öğretiyorlar. Devletin refahı için kemer sıkması gereken hep halk oluyor ama sormak lazım:

%50,3 ÇÖZÜMÜ ÖRGÜTLÜLÜKTE GÖRÜYOR

Halk devletin refahı için mi kemer sıkıyor yoksa devletin başındakilerin refahı için mi? Neden halk fakirleşirken sermaye şirketleri zenginleşiyor? Ve toplumun çoğunda bu durumun normal olduğu düşüncesi var. Kabullenmişlik söz konusu. Gençlerle bu yaşanılan sorunların nasıl çözülebileceğini konuştuğumuzda herkesin aklında bir çözüm önerisi olduğunu gördük. Çözülmesi gereken bir sorun olduğu konusunda herkes hemfikir. Ama gençlerin %50,3'ü gibi bir kesimi örgütlenmenin sorunları kısmen çözeceğini düşünüyor. %30,6'sı ise örgütlenmek sorunları çözemez diyor. Gençlerin bu düşüncesinin temeli örgütlülüğün işe yaramaz oluşundan değil içinde bulunduğumuz ülkenin şartlarındandır. İktidarın muhalif söylemlerde bulunan herkesi terörist diye damgalaması ve hakkını arayanı ağır cezalarla karşı karşıya bırakması gençleri örgütlenme düşüncesinden uzaklaştırıyor ve örgütlülüğün bir karşılığının olmadığına inandırıyor. Biz bunun doğru olmadığını biliyoruz. Şimdiye kadar örgütlenerek elde ettiğimiz birçok kazanımımız oldu; fabrikalarda grevler, sokaklarda yürüyüşlerde bir araya geldikçe hep kazançlı çıktık. Bundan sonra da haklarımızı canımızı bile önemsemeyenlerin insafına bırakamayız. Ancak amacımız etrafında birleşip birlikte hareket ederek sorunları çözüme ulaştırabiliriz.

ÖNCEKİ HABER

Hep birlikte kazanacağız!

SONRAKİ HABER

Patronların kâr hırsı işçilerin kabusu oluyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa