17 Mart 2021 06:14

Bu saldırıyı mücadelemizle püskürtürüz

Mücadele ederek ve toplumdaki eşitsizliğin ortadan kaldırılması noktasındaki çabamızı sürdürmekte ısrarcı olarak karşımızdaki bu saldırıyı püskürtebiliriz.

Fotoğraf: Freepik

Paylaş

Sedef DENİZ

İstanbul Üniversitesi

Pandemi süreciyle beraber evlere kapanmamızın üzerinden tam 1 yıl geçti. Bu süreçte okulların kapanmasının ardından yurtların da kapanmasıyla birçok genç kadın arkadaşımız evlerine dönmek mecburiyetinde kaldı. Aileleriyle uzun bir zaman vakit geçirmeleriyle birlikte artan aile baskısı, ev içi şiddet de beraberinde gelmiş oldu. Böylelikle genç kadınların hayatının daha da zorlaştığı bir dönem oldu ve olmaya devam ediyor. Üniversiteye ilk geldiğimiz zamandan itibaren kısmen de olsa kendi ayaklarımızın üzerinde durduğumuz, kendi kararlarımızı verebildiğimiz ve kendimiz gibi olabildiğimiz bir hayat yaşıyorken tekrar aile evinde adapte olabilmek bir hayli güç oldu bizler için. Ben de bu yazıda kalmış olduğum kız öğrenci yurdundaki kadınlarla şu zamanlarda birlikte konuştuğumuz, yaşadığımız ve birbirimizle paylaştığımız sıkıntıları aktaracağım.

ŞU AN TEK İSTEDİĞİM BİR AN ÖNCE MEZUN OLMAK

Kız öğrenci yurdundaki kadın arkadaşımız Seda ile konuşurken “Pandemiyle birlikte aile evinde kaldığım bu 1 yılda hayata dair hiçbir beklentim kalmadı” diye cümlelerine başladı. Ardından “Pandeminin başında boşluğa düştüğüm için inanılmaz mutsuzdum. Bu mutsuzluğum yüzümden belli oluyor. Haliyle evdekiler soruyor. Anlatsam anlamıyorlar herkesin aynı durumda olduğunu benim ise kapris ve şımarıklık yaptığımı sürekli olarak dile getiriyorlar. Anlatmadığım zamanda da huzurlarını kaçırdığımı, onlardan gizlediğim başka sorunlarım olduğunu söyleyip kızıyorlar. Üniversite zamanında ailemden 3 yıl ayrı yaşadım ve üniversitede insanın düşünce yapısı da değişiyor aileyle de uyumlu olmadığı gibi düşüncelerimiz arasında ciddi uçurumlar olduğunu daha da net fark ettim. Bununla birlikte de en ufak bir şeyde tartışma çıkıyor düşünce çatışması yaşanıyor. Tüm bunlar karşısında bazen hiç konuşasım gelmiyor, özel alanım olsun istiyorum ama onu da kişisel algıladıkları için bir tartışama daha buradan çıkıyor. Bu ortamdan biraz uzaklaşmak istiyorum ve bir yerlere gitmek için izin istiyorum hala, yaşım 26… zaten ona da izin verilmiyor. Şu an ise tek isteğim bir an önce mezun olmak” diye bitirdi.

Aslında çoğumuzun yaşadığı ve hala yaşamakta olduğumuz bu sorunlar, pandemi döneminde de kadınları evlerinde hedef almış ve onlara kaçacak yer bırakmamıştır. Bir yandan derslerimize girmeye çalışırken bir yandan da kadına biçilen cinsiyet rolleriyle ilişkili olarak, evin temizliğine, bulaşığı, yemeği de biz kadınları bekliyor. Dışarı çıkacağımızda bir kadın olarak ailelerimiz tarafından eve gelme saatimizin belirlenmesi, sürekli olarak nasıl giyinmemiz, nasıl davranmamız gerektiklerini söylemeleri ve bu süreçte genç kadınların evdeki yükünü, sorunlarını daha da arttırdı.  Pandemi öncesinde bile toplumun erkeğe biçtiği rol; güçlünün erkek olduğu kadının ise ev ile bağlantılı olması gerektiği düşüncesi erkeği yücelterek sürekli bir erkek himayesi altında yaşamaya mahkumedilen kadınların omzuna, pandemiyle birlikte daha da büyük sorunlar yüklemiş oldu.

EKONOMİK OLARAK ZORLANIYORUZ

Şerife arkadaşımız ise bu dönemde yaşadığı sıkıntıları “Evde çok ses olduğu için online olan derslerime mikrofonla katılamıyorum. Zaten katıldığım zamanlarda bile sürekli bir şeyler yüzünden dersin başından kalkmam gerekiyordu. Babam da iş yerinin ihmali yüzünden COVID-19 geçirdiği için işten çıkmak zorunda kaldı. Bu da evdeki ekonomik olarak zorlamasıyla birlikte yaşanılan ekonomik stres, sıkıntı evdeki tartışmaları,  şiddeti daha da arttırdı. Bana yapmam gerekeni söylediklerinde ise farklı görüşlerimi söylediğimde edilen hakaretler, bağırmalar hepsi beraberinde gelmiş oldu” diyerek anlattı.

Belki de çoğumuza bu anlatılanlar en yakınlarımızdan duyduklarımız hatta belki de bizzat kendimiz yaşıyoruzdur. Görüyoruz ki pandemiyle birlikte genç kadınların yaşamları sıkıştırılmaya devam ediyor ve biliyoruz ki yaşadığımız bu sıkıntılar birbirimizinkinden farklı değil.  Her ne kadar bu süreçte yan yana gelemesek de bulunduğumuz her ortamda dayanışma içinde olup, mücadele ederek ve toplumdaki eşitsizliğin ortadan kaldırılması noktasındaki çabamızı sürdürmekte ısrarcı olarak karşımızdaki bu saldırıyı püskürtebiliriz.

ÖNCEKİ HABER

‘İnsan' hakları eylem planı

SONRAKİ HABER

Koronavirüs Bilim Kurulu toplandı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa