18 Mart 2021 17:35
/
Güncelleme: 19 Mart 2021 09:28

10. yılında Suriye savaşı | Hediye Levent: Türkiye yatırımının karşılığını alamadı

Okan BAŞAL
İstanbul

Yüz binlerce kişinin yaşamını yitirdiği, milyonlarca kişinin topraklarını terk etmek zorunda kaldığı, ABD'den Rusya'ya, Türkiye'den Mısır ve Suudi Arabistan'a birçok aktörün rol aldığı Suriye savaşı onuncu yılında. Bölgedeki son durumu, savaşın bugünkü sonuçlarını, Türkiye'nin siyasi ve iktisadi kayıplarını, Türkiye'nin ABD ve Mısır ile ilişkilerini ve barış ihtimalini deneyimli gazeteci, Evrensel yazarı Hediye Levent ile konuştuk.

10 yıllık savaşın coğrafyada birçok şey değiştirdiğini vurgulayan Levent, "Artık bölgedeki hiçbir gelişmeyi Arap Ayaklanması'na atıf yapmadan değerlendiremiyoruz" dedi. Savaş sonucu yeni ittifaklar doğduğunu, eski ittifakların çöktüğünü, yeni cepheler oluştuğunu belirten Levent, "Daha oluşacak gibi görünüyor" diye ekledi.

"TÜRKİYE SİYASİ, ASKERİ VE İKTİSADİ YATIRIMININ KARŞILIĞINI ALAMADI; GÜVENİLMEZ BİR ÜLKEYE DÖNÜŞTÜ"

Türkiye'nin de birçok ülke gibi Arap Ayaklanması'nı nüfuz alanı oluşturmak ve varsa eğer mevcut nüfuz alanını genişletmek için kullandığını aktaran Levent, kısa sürede sürecin vekalet savaşına döndüğünü anımsattı. Türkiye'nin bu süreçte küçük kazançları olduğunu belirten Levent, "Yaptığı siyasi, askeri ve iktisadi yatırımın karşılığını alabildi mi Türkiye, kesinlikle alamadı. 2011 yılında bir, Türkiye'nin sözünün bir ağırlığı vardı. İki, bir prestiji vardı. Üç, gerek ordusu gerek ekonomisi sebebiyle ciddi bir yaptırım gücü de vardı. Herhangi bir hamle yapmadan, sadece sözüyle süreçleri etkileyebiyordu. Şimdi bunun büyük ölçüde ortadan kalktığını görüyoruz. Türkiye din ve mezhepçi söylemleri yoğun olarak dile getiren, Müslüman Kardeşler ev sahipliği yapa ve onun hamiliğini yüklenen, hatta bir dönem cihatçıların hamiliğini yapan, sürekli politika değiştiren, öngörülemez ve kısacası güvenilemez bir ülkeye dönüştü" dedi.

"TÜRKİYE AÇISINDAN UTANÇ VERİCİ BİR DURUM"

Türkiye'nin bölgede dostu olmadığının altını çizen Levent, Türkiye'nin Mısır ile yakınlaşma çabasına dair ise şunları söyledi:

"Türkiye'nin ya da AKP hükümetinin Mısır ile yakınlaşma hamlesi bölgedeki siyasi süreçlerde izole edilmiş durumda olmasından kaynaklanıyor. Mısır hâlâ bölgenin en güçlü ülkelerinden biri. Aynı zamanda Akdeniz'e kıyısı olan bir ülke, Libya'da doğrudan var, Afrika'ya açılan açılan kapı… Hükümet üzerindeki izolasyonu Mısır gibi güçlü bir ülkeyle yakınlaşarak kırmaya çalışıyor gibi görünüyor. Ama bunu da tamamen yanlış yapıyor. Türkiye ile Mısır'ın düşman olduğu süreç ne kadar hatalı, ne kadar tantanalı, ne kadar diplomasi dışı ve ne kadar Türkiye'nin imajını yıpratıcıysa barışma niyetini ortaya koyması da o imajı katmerlendirdi. Arap dünyasındaki basında Türkiye Mısır'dan azar işitmiş gibi bir hava var. Bu Türkiye açısından çok utanç verici bir durum. Bu imajın toparlanması öyle çok kolay değil, on yıllar gerekebilir."

"BİDEN ERDOĞAN'I HENÜZ ARAMADI, BU BİLE BİR SİNYAL OLABİLİR"

ABD'nin yeni Başkanı Joe Biden'ın Suriye'de nasıl bir politika izleyeceğinin henüz net görülemediğini belirten Levent, tahminlere göre Biden'ın Trump'a kıyasla daha sakin, daha öngörülebilir ve bütün tarafları dahil eden bir politika izlemesinin beklendiğini söyledi. Biden'ın Erdoğan'ı henüz aramadığını hatırlatan Levent, "Bu bile bir sinyal olabilir. Türkiye'nin işi çok kolay olmayacak gibi görünüyor" dedi.

"BİDEN'IN YENİ İŞ BİRLİKLERİ ARAYIŞLARINA GİRMESİ MÜMKÜN"

Erdoğan'ın savaşın 10. yılı için Bloomberg’e yazdığı yazıda ABD Başkanı Joe Biden’a yaptığı “Biden yönetimi, Suriye’deki trajediyi sonlandırmak ve demokrasiyi müdafaa etmek için bizimle birlikte çalışmalıdır” çağrısını da değerlendiren Levent, şunları söyledi:

"Türkiye ve ABD arasındaki dosyaların sayısı oldukça fazla. Ama ABD ile ilişkilerini daha da yakınlaştıran bölgesel müttefik sayılabilecek birçok ülke de var. Mısır bu ülkelerden biri. Suriye sahasında Türkiye'nin ABD'yi ikna etmesi zor olabilir. Bir, Rusya var. İki, Suudi Arabistan ve BAE ve Mısır gibi ülkeler var ve bu ülkeler Türkiye'yi de bölgede İran kadar tehlikeli varsayıyorlar. Hatta Osmanlıcı politikacılara karşı Arapçılık şeklinde bir söylemleri de var. Bu ülkelerin yine ABD ile ilişkileri de var. ABD, Suriye sahasında Türkiye ile bir ittifak yapmaya ya da birlikte hareket etmeye niyetlendiğinde göz önünde bulundurması gereken faktör sayısı da artmış oldu. Türkiye'nin öngörülemezliği de söz konusu. Özellikle S-400 meselesi ABD'nin ve Batı bloğunun kafasını karıştırmış durumda. Türkiye'nin yerini doldurabilecek bir ülke şu anda görünmüyor ama yeni iş birlikleri arayışlarına girmesi de mümkün Biden'ın."

"TOPYEKÛN BİR ATEŞKES PEK OLASI DEĞİL"

Irak sınırında IŞİD hücrelerine yönelik hem Suriye Ordusu hem de SDG'nin mücadelesinin sürdüğünü; Suriye'nin kuzeyinde de TSK'nin desteklediği gruplarla SDG ve Suriye Ordusu arasında çatışmalar olduğunu, İdlib'de de ateşkes uygulanmasının tamamen siyasi süreçlere endeksli geliştiğini vurgulayan Levent, "Topyekûn bir ateşkes pek olası değil" değerlendirmesinde bulundu.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

İhyanın aslı

İhyanın aslı

Maraş depremlerinin ardından geçen iki yılda ne yiten on binlerce canın hesabı sorulabildi ne de kalanların bir derdine derman olundu. İki yıl sonra iktidar, ”Asrın İhyası” sloganıyla toplumu aldatmaya çalışıyor. Oysa asıl ihya ihaleler, inşaatlar, rezerv alan ilanları, teşvikler, vergi indirimleriyle, depremi gerekçe eden siyasi baskılarla geldi.

Teslim edilen konut sayısı ihtiyacın 3'te biri.

Deprem bölgesinde 'rezerv alan' kılıfıyla halkın evleri, arsaları gasbedildi.

Deprem işçiye yoksulluk, sermayeye 'fırsat' oldu.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
Sezgin Tanrıkulu: "Depremin maliyetini en aza indirmek için her ay vergi veriyoruz. Nereye harcandığını bilmiyoruz"

Evrensel'i Takip Et