03 Nisan 2021 10:55

Bir film: O bir gün

Ginkgo Film Atölyesi’nde “That one day” veya Türkçe ismiyle “O bir gün” filminde 17 yaşında Rachelle’in tüm cinsiyetçi söylemlere rağmen kaykayıyla keşfetme yolculuğunu tartıştık.

Pixabay

Paylaş

Ginkgo film atölyesi

Mersin

“That one day” veya Türkçe ismiyle “O bir gün” filmi 17 yaşındaki Rachelle’in kaykayıyla kendini keşfetme yolculuğuna çıkmasını anlatıyor. Cinsiyetçilikten mustarip Rachelle, ona orada başka bir dünyanın daha mümkün olduğunu gösteren etkileyici ve korkusuz kadınlardan oluşan bir gruba rastlıyor.

KADINLAR KAYKAY SÜREMEZ Mİ?

Filmde baş karakter Rachelle’in kaykayıyla ilk önce evinde pratikler yaptığını daha sonra çekinerek ve zorluklarla dışarı açıldığını ve bu kez kaykay parkında kaymaya başladığını görüyoruz. Parkta kaykayıyla kaymaya geldiğinde de onu küçümseyen erkeklerin tacizlerine ve aşağılamalarına maruz kalıyor. Parkta pratik yapmak isterken birinin ona söylediği “kaykay senin gibi küçük sıska prenseslerin oyunu değildir” sözü dikkatimizi çekiyor. Bunun gibi söylemlerle onun kaykay süremeyeceğini, kadınların bu alanda olamayacağını söylüyorlar. Biz de arkadaşlarımızla bu film etkinliğinde bir araya gelip kendimizi başkalarının ifade ettiği şekilde değil kendimizin ifade ettiği şekilde anlattık. “Çoğu zaman yeteneklerimizi ve ilgi alanlarımızı tanımamıza bile fırsat verilmiyorken kendimiz buna nasıl bakıyoruz, kendimizi tanıyor muyuz, ne istiyoruz?​” Bunları tartıştık.

Aynı zamanda film ilerlerken taciz ve ayrımcılık sahnelerinde kadınların da buna karşı seslerini çıkarttıklarını görüyoruz. Bir sahnede Rachelle parkta ayrımcı bir söylemle karşılaştığında orada bulunan diğer kadınlar hemen o kişiyi oradan kovup Rachelle’e destek oluyorlar, başka bir sahnede ise gruplarındaki bir kadına sokakta birisi laf atınca hepsi tacizciye karşı çıkıyor ve birbirlerine yardım ediyorlar. Bu sahnelerde kadınların seslerinin tek tek değil ama birleşince güçlü bir şekilde çıktığını net bir şekilde görüyoruz.

BİR ARAYA GELEREK DAYANIŞMAK ZORUNDAYIZ

Biz film etkinliğimizi yapmadan bir gün önce ülkenin İstanbul Sözleşmesi’nden geri çekildiğine dair Cumhurbaşkanlığı kararnamesi yayınlanmıştı. Kadına yönelik şiddeti ve ayrımcılığı önlemeyi amaçlayan İstanbul Sözleşmesi’nden neden çıkıldığını ve bunun bizi genel olarak nasıl etkilediğini arkadaşlarımızla konuştuk. Kendi deneyimlerimizden ve başka örneklerden bahsedince okulda, sokaklarda, mahallelerimizde ses çıkarma eylemleriyle veya bu film etkinliği gibi online buluşmalarda bir araya gelerek dayanışmanın şart olduğunu vurguluyoruz.

Filmdeki en etkileyici sahneleri konuştuğumuzda ise filmde Rachelle’in yalnızlıktan bahsettiği sahneden çok etkilendiğimizi belirtiyoruz. Rachelle bir yalnızlık ve umutsuzluk jenerasyonu yetiştirilmeye çalışıldığını ve kendisini uzun süredir yalnız hissettiğini fakat bugün ilk defa kendini öyle hissetmediğini anlatıyor. İzlerken bizi duygulandıran bu sahne bir o kadar da anlamlı aslında. Gençlerin neden yalnız hissettiğini tartıştığımızda eğitim sisteminin gençleri bireyci, rekabetçi, içine kapanık ve umutsuz olmaya ittiğini görüyoruz. Buna karşılık gençlerin sorunlarını hep bir araya geldikçe, birbirleriyle dayanışma içinde oldukça çözebildiklerini de görüyoruz.

ÖNCEKİ HABER

ODTÜ yönetimi, gökkuşağı renklerine boyanan merdivenleri ikinci kez boyadı

SONRAKİ HABER

Torbalı’da okullarda vakalar artıyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa