İTÜ’de cevapsız sorular
İTÜ’de kulüplerin faaliyetlerini düzenleyecek yeni yönergeye dair konuşmak için kulüpler ile yönetimin görevlendirdiği öğretim üyeleri görüştü, kulüplerin kaygıları ve talepleri cevapsız bırakıldı.
Fotoğraf: A.Savin/Wikimedia Commons (Free Art License 1.3)
İTÜ’den bir öğrenci
İstanbul Teknik Üniversitesi’nde kulüplerin iç yapısını ve faaliyetlerini düzenlemek amacıyla oluşturulan İTÜ Öğrenci Kulüpleri ve Öğrenci Faaliyetleri Koordinatörlüğü Yönergesi’nin yürürlüğe girmesinin ardından İTÜ Rektörlüğü İTÜ kulüplerini bir araya toplayarak yönergeyi anlatmak ve kulüplerin görüşünü almak adına bir toplantı düzenledi. Toplantıya katılan onlarca kulüp temsilcisi ile yeni yönerge sonucu oluşturulan koordinatörlüğün temsilci öğretim üyeleri ve öğrenci işlerinden sorumlu rektör yardımcısı bir araya geldi. Yeni oluşturulan yönergenin geçen yönetim döneminde eksik kalan noktaları doldurmak ve kulüplere daha rahat imkanlar sağlamak adına düzenlendiğini ve birçok farklı üniversite örneğinin incelenerek oluşturulduğunu belirterek söze başlayan sorumlu öğretim üyeleri daha sonra sözü kulüp temsilcilerine bıraktılar. Söz alan kulüp temsilcilerinin dikkat çektikleri ilk nokta bu süreçte neden kulüplerin de katılımının sağlandığı ve kulüplerin fikirleri ile son halini alan bir yönerge hazırlanmadığına yönelik oldu. Bu sürecin demokratik ve şeffaf bir şekilde işletildiği takdirde kulüplerin yönergeden son anda haberinin olduğu değil bizzat içerisinde yer aldıkları bir sürecin de mümkün olduğuna dair görüşler paylaşıldı. Yönergede yer alan ve kulüplerin kendi faaliyetleri dışında sosyal medya paylaşımı yaptıklarında veya haber kuruluşlarına görüş bildirdiklerinde kapatılma tehdidi ile karşı karşıya kalma durumları temsilcilerin çoğunluğunun yetkili öğretim üyelerine sorduğu önemli sorulardan birini oluşturdu. Kulüplerin kapatılmasının bu kadar kolay bir şekilde; tek bir paylaşım bahane gösterilerek yapılacak olmasının kulüpler üzerinde ciddi bir korku yarattığını belirten temsilcilerin kaygılarına karşın, yetkililerden kulüp kapatmak gibi bir amaçları olmadığı ve bu maddelere çok fazla takınılıp kalınmaması gerektiği oldu. Burada belirtilen maddenin kulüplerin her paylaşımı sonrası onları kapatmak ile ilgili olmadığı fakat kulüplerin de İTÜ kurumunu düşünerek belirli kurallara bağlı olmaları gerektiği, şeklinde yanıtlar verildi. Bu konuya dair sorulan birçok soru için detaylı cevap verilmesi yerine aynı cevapların tekrarlandığı bir süreç yaşandı.
YÖNETİM ÖĞRENCİLERİN DEMOKRASİ KAYGILARINI YERSİZ BULDU
Kulüplerin soru işaretlerinin olduğu bir başka konu olan kulüplerin temsili meselesine dair yapılacak oylamalarda atanan görevlilerin seçilen kulüp temsilcilerinden sayıca üstün kalacak olmasının demokratik olmadığı yönündeki kaygılara da bu konuda “kulüplerin kaygılanmaması gerektiği temsil haklarının olduğu” vurgulanarak cevap verildi. Kulüp temsilcilerinin söylediklerini dinleyeceklerini ve dikkate alacaklarını yineleyen yetkililer; oylama konusunda öne çıkan demokratik olmama kaygılarına yönelik ise bundan önceki yönetimlerde de öğrenci temsilciliği diye bir şey olmadığını ve bunun bu şekilde yapılamayacağını söylediler. Kulüp temsilcilerinden gelen genel soru ve kaygılara yönelik kesin cevapların verilmediği toplantıda genel olarak kulüplerin kaygılarının yersiz olduğu ve her şeyin onları düşünülerek hazırlandığı yinelendi. Kulüplerin baştan sona sürecin dışarısında bırakıldıkları bir yönergenin açmazlarına yönelik soruların cevapsız bırakıldıkları bu toplantının genel seyri İTÜ’de kulüplerin ve öğrencilerin temsil mekanizmalarının ne kadar önemli olduğunu ve sürecin dışında bırakılmamak adına bu temsiliyet noktalarının peşinden koşulması gerektiğini gösteren bir oturum oldu. Kulüpleri ve öğrencileri aktif bir özne olarak değil yapılan düzenlemelerin sonucunda kaygılanmaması gereken pasif özneler olarak konumlandıranlara karşı bizleri etkileyen her türden değişikliğin onaylayıcısı da değiştiricisi de ancak bizler olabiliriz.