Siyaset Bilimci Kaya: Davutoğlu ve Babacan Kürt meselesine pragmatik yaklaşıyor

Şerif KARATAŞ
İstanbul

AKP’den ayrılarak parti kuran Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu, Kürt meselesine dair çıkışlar yapıyor. Bu isimlerin Kürt meselesinde Demokrat Partiden bu yana süregelen sağcı retoriği takip ettiklerini belirten Siyaset Bilimci Celil Kaya, “Kürt meselesine yönelik yaklaşımları tamamen pragmatik. On yıllardır tekrarlanan bu döngünün kırılmasının yolunun güçlü, gerçekçi ve hegemonik bir sol siyaset geliştirmekten geçtiğini düşünüyorum” ifadelerini kullandı. Araştırmacı Roj Girasun, Babacan ve Davutoğlu’nun Kürt meselesini sadece Kürt seçmene mesaj değil, Cumhur İttifakının birleşenlerinin arasını açmak için dile getirdiklerini ifade etti.

Partisinin Şırnak kongresinde konuşan Ali Babacan, “Kimse Roboskî’nin hesabını vermedi” çıkışını yaptı. Roboskî Katliamı’nın yaşandığı dönemde başbakan yardımcısı olan Deva Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ın ve Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun Kürt meselesi üzerine yaptıkları açıklamaları Siyaset Bilimci Celil Kaya ve Rawest Araştırma Genel Müdürü Roj Girasun’la konuştuk.

‘HESABI, BELİRSİZ BİR FAİLE İHALE EDEREK KENDİNİ AKLAMAYA ÇALIŞIYOR’

Siyaset Bilimci Celil Kaya, Ali Babacan’ın Şırnak’ta yaptığı konuşmayı Erdoğan’ın 2000’lerdeki konuşmalarına benzettiğini belirterek, “Hatta neredeyse aynısı. Duygulara hitap eden ve tamamen retorikten ibaret bir söylem. Belli ki gittiği her şehirde oranın en derin travmasıyla ilgili brifing alıyor ve ona göre bir konuşma hazırlıyor” dedi. Roboskî’nin failinin kendisinin de dahil olduğu AKP hükümeti olduğunu da hatırlatan Kaya, “Dolayısıyla hesap vermesi gerekenlerden biri de kendisi. Hesabı, belirsiz bir faile ihale ederek kendini aklamaya çalışıyor. Eğer gerçekten bunu dert ettiyse katliamdan sonra katıldığı ilk bakanlar kurulu toplantısında bunun açıklamasını istemeli, tatmin edici cevap almayınca bunu kamusal olarak paylaşmalıydı, ama yapmadı. Dolayısıyla şimdi durduğu pozisyon, Kürt meselesinde birkaç kez tekrarlanan döngünün başına benziyor” ifade etti.

HAMASİ BİR KARDEŞLİK SÖYLEMİ

Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu’nun, Kürt meselesinde Demokrat Partiden bu yana süregelen sağcı retoriği takip ettiğine vurgu yapan Kaya şunları söyledi: “Kendinden önceki döneme kökten bir karşı çıkış, genel geçer bir demokrasi tarifi ve eşitliğe dair hiçbir somut şey vadetmeyen hamasi bir kardeşlik söylemi. Türkiye’de ana akım sağ siyaset her zaman önce Kürtlerin desteğini garantiye almaya çalışır. Milli Görüş geleneği de ümmetçilik ideolojisine yaslanarak Kürtlerle ilişkilenmeye çalışmıştır. Babacan ve Davutoğlu da kökenlerinin dayandığı bu iki damarı takip ediyorlar. Sağcılar açısından meşruiyet kazanmak için ilk başvurulan grup Kürtler olduğu gibi, ilk kriz anında düşmanlaştırılacak grup da onlardır. Yani, Babacan’ın da, Davutoğlu’nun da Kürt meselesine yönelik yaklaşımları tamamen pragmatik. On yıllardır tekrarlanan bu döngünün kırılmasının yolunun güçlü, gerçekçi ve hegemonik bir sol siyaset geliştirmekten geçtiğini düşünüyorum.”

ARAŞTIRMACI ROJ GİRASUN: SADECE KÜRT SEÇMENE MESAJ ÜZERİNDEN OKUMAK YANLIŞ

Diyarbakır merkezli Rawest Araştırma Genel Müdürü Roj Girasun, Babacan’ın teknokrat yönünü öne çıkardığını belirterek, Şırnak’ta yaptığı açıklamanın şaşırtıcı olmadığını ifade etti. Babacan’ın katliam yaşandığı dönemde Başbakan Yardımcısı olduğunu da hatırlatan Girasun, “O sebeple bu açıklama kendisine zarar veren ve soruları da beraberinde getiriyor. Bir iletişim kazasına da sebebiyet veriyor aynı zamanda” dedi. Ali Babacan’ın AKP’nin 2002 ile 2009 arasındaki dönemi sahiplendiğini söyleyen Girasun, Babacan’ın Kürt meselesini konusundaki düşüncesi, AB ve AB reformlar çerçevesinde meseleyi çözmek olduğunu söyledi. Ahmet Davutoğlu’nun AKP’nin 2010 ile 2015 arasındaki siyaseti sahiplenen bir yerde durduğunu belirten Girasun, “Söz konusu yıllardaki çözüm sürecini aslında hatırlatmak istiyor Kürt meselesiyle alakalı” dedi.  Davutoğlu’nun dış politika eksenli olarak Kürt meselesine yaklaştığını belirten Girasun, Başbakanlığı dönemindeki politikaları işaret ederek, Irak ve Suriye’deki Kürtlerle kurulan ilişkileri hatırlattı. Davutoğlu ve Babacan’ın iktidara gelmek için Kürt oylarına ihtiyaçları olduğunu anlatan Girasun, “Ama bugüne kadar kendilerini AK Parti’nin MHP ile kurduğu ittifakın rahatsızlıkları olan muhafazakar Kürtlere yaslanarak siyaset yürütüyorlar. Merkez sağda ya da iktidara yürüyen her siyasal parti en başta Kürtlerden rağbet görüyor. Adalet Partisinin aldığı oy 1950’lerde öyle olması, Milli Görüş geleneğinden gelen siyasi partiler Bölge’de hep Türkiye genelinden aldığı oyların iki katını aldılar. Şu an Bölge’de Türkiye genelinin iki katı oy alıyorlar iki parti de” dedi. Davutoğlu’nun partisinin oylarının AKP’den aldığını belirten Girasun, Babacan’ın partisinin AKP dışında, HDP ve diğer siyasi partilere oy veren seçmende de oy aldığını söyledi.  Babacan ve Davutoğlu’nun Kürt meselesi üzerinden yaptıkları çıkışı tek Kürt seçmene mesaj üzerinden okumanın da eksik olacağını düşünen Girasun, “AK Partinin geçmişteki hafızasını da hatırlatmak, Kürt meselesi ile ilgili adımları hatırlatmak, hem de Cumhur İttifakının içerisindeki bileşenlerinin arayı açmaktan da kaynaklıyor” dedi.

MEHMET ENCU: BABACAN KEŞKE BAŞBAKAN YARDIMCISI OLDUĞU ZAMAN DİLE GETİRSEYDİ’

Çoğu  çocuk 34 kişinin hayatını kaybettiği Roboskî Katliamı’nda yaşamını yitiren Erkan Encu’nun babası Mehmet Encu, şimdiye kadar katliamın sorumlularının yargılanmasına dair bir adım atılmadığını belirtti. Çalmadıkları kapı bırakmadıklarını da anlatan Encu, “Babacan, keşke, başbakan yardımcısı olduğu zaman dile getirseydi. Şimdi kim ne derse desin AKP ve MHP dinlemiyor” dedi. Katliamın sorumlularının yargılanması konusunda umutlarının da kalmadığını belirten Encu, siyasetçilerin, katliamın sorumlularının yargılanması konusunu daha fazla dile getirmesini de istedi.

Roboski ailelerinden Babacan'a: Savcılığa gitmeniz gerçekleri ortaya çıkaracaktır

Ali Babacan, milletvekilliği düşürülen Gergerlioğlu’na destek için HDP’yi aradı

Davutoğlu ve Babacan, HDP’ye açılan kapatma davasına tepki gösterdi