Sağlıkçıları anmaya cezanın gerekçesi: Devletin birliğini ve bütünlüğünü bozmak
Hak arama faaliyetinin iktidar tarafından kriminalize edildiği bu dönemde hayatını kaybeden sağlıkçıları anan ve hak talep eden iki sağlıkçıya da ‘Devletin birliğini bozmak’ suçlaması yöneltildi.
Fotoğraf: Evrensel
Dilek OMAKLILAR
İzmir
Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi, kovid-19’dan yaşamını yitiren sağlık emekçilerini anan ve haklarını talep etmek için hastane yemekhanesinde bir dakikalık saygı duruşu yapan SES İşyeri Temsilcisi Günseli Uğur ve Üye Arzu Sert ile ilgili verdiği uzaklaştırma kararının gerekçesini açıkladı. Tebliğ edilen gerekçede, “Çalışanların sağlığını tehlikeye sokmak, devletin birliğini ve bütünlüğünü bozmak” maddeleri yer aldı.
Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi SES İşyeri Temsilcisi Günseli Uğur sürgün edilmesinin ardından kazandığı davayla işe dönüş yapmış ancak bu kez de uzaklaştırma kararı almıştı. Yine SES Üyesi Arzu Sert de uzaklaştırma kararı almış, ancak gerekçesi bildirilmemişti. DEÜ Hastanesi Başhekimliğinden gelen gerekçede ise 3 madde yer aldı:
“Hastanemiz personel yemekhanesinde Hemşire Günseli Uğur ve Ameliyathane Hemşiresi Arzu Sert, İçişleri Bakanlığı ve İl Hıfzıssıhha kararlarına aykırı olarak, 1-pandemi kurallarına uymayarak çalışanlarımızın sağlığını tehlikeye sokmak, 2-Devletin birliğini ve bütünlüğünü bozmak, 3-Devletin oluşturduğu sağlık politikalarını ve sosyal hizmetlere karşı gelmek. Suretiyle sözlü gösteri/eylem ve kalkışmaya teşebbüs ettiği; belirlenen kişiler hakkında hem disiplin hem de cezai hukuki süreçlerinin ivedilikle yapılması hususunda gereğini bilgilerinize arz ederim” ifadelerine yer verildi.
‘SAĞLIK EMEKÇİLERİNİ ANMAK NE ZAMANDIR TEHDİT OLUŞTURUYOR?’
Konuyla ilgili konuşan SES İşyeri Temsilcisi Günseli Uğur, “Sendikanın kararı doğrultusunda hastane yemekhanesinde kovid-19 nedeniyle kaybettiğimiz sağlık emekçileri için saygı duruşu yaptık. Soruşturma içeriğinde yer alan 3 maddenin de gerçekle alakası yoktur. Suçlamaların hiçbirini kabul etmiyoruz. Kaybettiğimiz sağlık emekçilerini anıp tükeniyoruz demek ne zamandan beri devlete yönelik bir tehdit oluşturmaktır?” diye konuştu.
‘ANMA ÖNCESİ İŞ ÇIKIŞIMI GÖSTERMİŞLER’
Arzu Sert de bu gerekçenin trajikomik olduğunu belirterek, “Hem yaşamını yitiren sağlık emekçilerini anmak suç değil hem de sendikal faaliyet suç değil. Aksine hastanenin gerçekleştirdiği bu politika suçtur. Çünkü diğer arkadaşımdan farklı olarak benim durumum, sözleşmeli personelim. Sözleşmeli olan hemşirenin soruşturmasını uzaktan yürütmek gibi bir hukuki hakları yok ve bu sebeple benim şu an iş çıkışım görünüyor” dedi. 5 Mart tarihinde gerçekleştirilen anma sebebiyle uzaklaştırıldığını ancak şu an SGK’de 4 Mart tarihiyle iş çıkışının verildiğini belirten Sert, “Sözleşme personeli uzaklaştırma gibi bir hakları yok, o yüzden bana maaşımın 3’te 2’sini de vermemek için şu an işten çıkışımı gösteriyorlar. Tüm bu haksız, hukuksuz uygulamaların karşısında elbette onların suçlu olduğunu biliyoruz. Sendikal faaliyetin ve yönetilmeyen pandemi sebebiyle hayatını kaybeden sağlık emekçilerini anmanın, sağlık emekçilerinin sesini bir kez daha yükseltmenin suç olmadığını biliyoruz” diye konuştu.
‘UZAKLAŞTIRMAYA GEREKÇE YARATMAYA ÇALIŞILMAKTADIR’
SES İzmir Şube Avukatı Hasan Hüseyin Evin ise “Hukuki olarak değerlendirmesi mümkün olmayan uydurma bir gerekçe. Yemekhanenin doğal ortamında 1 dakika 6 saniye süren bir anma, yemekhanenin doğal ortamının olması itibariyle mesafe kuralları da uygulanmış durumda, gerekli özen de gösterilmiş. Buna rağmen böyle bir iddia ile ortaya çıkılmış olması sadece uzaklaştırmaya gerekçe yaratmak amacıyla yapılmış demektir. Ülkenin bütünlüğünü tehlikeye sokmak nasıl bir mantıktır, anlaşılması mümkün değil. Yaşamını yitiren sağlık emekçilerini anmak 1 dakikalık 6 saniyelik anma böyle bir iddiayı sunmak için insanın aklını zorlamış olması gerekir diye düşünüyorum” dedi.
‘YAŞANMAMIŞ BİR OLAYI İSTİNAF GEREKÇESİ SUNDULAR’
27 Nisan’da yazılı savunma ile birlikte ifadeye çağrıldıklarını belirten Evin, “Şimdiye kadar onlarca kez sunuldu yeniden anlatacağız. Sendikal hakların kullanılmasına bu derece tahammülsüzlük, aslında idare açısından Ceza Kanunu’nun 118. maddesi uyarınca sendikal hakların kullanılması suçu işleniyor. Biz bu konularda zaten suç duyurusunda bulunmuştuk. Ayrıca şunu da belirtelim, 6 aylık geçici yer değişikliğine ilişkin mahkemenin iptal kararına karşı idare istinafa gitti, yine istinaf başvurusunda da bu gerekçeleri ileri sürüyor. Yani o zaman yaşanmamış bir olayı şimdi istinaf gerekçesi yaparak diyor ki ‘Zaten görevden de uzaklaştırıldığı için böyle bir davayı açmanın hukuki bir yararı yoktur. Biz bunu zaten geri döndüğünde de görevinden uzaklaştıracağız, ne pahasına olsun biz orada çalıştırmayacağız demeye getiren bir savunma” diyerek tepki gösterdi.