CHP’li Beko: Tire Kartal Dağı’ndaki katliamı durdurun
İzmir'in Tire ilçesi Kartal Dağı Mevkii’nde yeni bir mermer ocağının açılmak istenmesini Meclis gündemine taşıyan CHP’li Kani Beko, “Bu katliamı durdurun” çağırısı yaptı.
Fotoğraf: Eda Ebru Naneci/DHA
İzmir'in Tire ilçesi Kartal Dağı Mevkii’nde yeni bir mermer ocağının açılmak istenmesi üzerine konuyu Meclis gündemine taşıyan CHP İzmir Milletvekili Kani Beko, Çevre ve Şehircilik Bakanı tarafından yanıtlanması istemiyle soru önergesi verdi. Mersin Silifke’deki Taşucu Mahallesindeki doğa katliamının yeşile boyanarak örtülmeye çalışılmasını örnek gösteren Beko, “Bu katliamı durdurun” çağırısı yaptı.
İzmir'in Tire ilçesi Büyükkale ve Küçükkale köyleri yakınındaki Kartal Dağı Mevkii’nde yeni bir mermer ocağının açılmak istenmesinin kamuoyunda tepkilere neden olduğunu belirten Beko, “Bahse konu alanda mermer ocağının açılması durumunda, bölgede büyük bir doğa katliamı yanında geri döndürülemez nitelikte çevre kirliliğinin ve olumsuz sağlık koşullarının oluşması kaçınılmazdır. Nitekim proje gerçekleşirse ilgili bölgede var olan çok değerli çam ormanlarıyla birlikte bölgedeki arkeolojik varlık geri dönüşsüz olarak zarar görecek, içme suyu temin edilen alanlar kirlenmeye konu olacak, doğal yaşam alanları ve biyolojik çeşitlilik risk altına girecek, bölgede potansiyel olarak da büyük ölçekli ekolojik, ekonomik ve toplumsal kayba neden olacaktır” dedi.
“HUKUKİ DAYANAK NEDİR?”
Daha önce Mersin’in Silifke ilçesine bağlı Taşucu Mahallesinde verilmiş olan bir ruhsattan ötürü ortaya çıkan doğa katliamını yeşile boyayarak örtme çabasını hatırlatan Beko, “Taşucu örneğinin ortaya koyduğu haliyle doğa üzerinde yıkıcı mahiyette faaliyette bulunmanın öngörülemeyen kısa, orta ve uzun vadeli sonuçlarının ortaya çıkmadan engellenmesi gereği ortadadır. İlgili mevzuatın da gösterdiği üzere kamuya yüklenmiş bir sorumluluğa rağmen ruhsatlandırmaya ilişkin Bakanlık görüşünün gerekçesinin hukuki dayanağı nedir?” ifadelerini kullandı.
Beko Çevre ve Şehircilik Bakanı tarafından yanıtlanması istemiyle şu soruları yönetti:
- İlgili işletme ruhsatının çok yakınında halihazırda tahsis edilmiş ruhsata rağmen aynı bölge için yeniden ve doğaya, ekonomiye ve çevreye büyük zarar vereceği bilinmesine rağmen işletme ruhsatı verilmesi girişiminde bulunulmasının kamuoyuna yansımayan özel bir gerekçesi var mıdır?
- Bölgede yaşayanların temiz içme suyu kaynaklarının hemen yakınında ve arkeolojik açıdan önemli varlıkların yer aldığı bir alanda ruhsatlandırmanın yol açacağı olumsuz sonuçlar ortadayken, talebi işleme koyanlar hakkında görev sebebiyle işlenmiş suçlar kapsamında soruşturma açılmış kamu görevlisi sayısı kaçtır?
- Daha önce Mersin’in Silifke ilçesine bağlı Taşucu Mahallesinde verilmiş olan bir ruhsattan ötürü ortaya çıkan doğa katliamını yeşile boyayarak örtme çabası kamuoyunun malumudur. Taşucu örneğinin ortaya koyduğu haliyle doğa üzerinde yıkıcı mahiyette faaliyette bulunmanın öngörülemeyen kısa, orta ve uzun vadeli sonuçlarının ortaya çıkmadan engellenmesi gereği ortadadır. Nitekim 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununca “…Her kimin mülkiyetinde veya idaresinde olursa olsun, taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının korunmasını sağlamak için gerekli tedbirleri almak, aldırmak ve bunların her türlü denetimini yapmak veya kamu kurum ve kuruluşları ile belediyeler ve valiliklere yaptırma…” kamuya ödev olarak yüklenmiştir. İlgili mevzuatın da gösterdiği üzere kamuya yüklenmiş bir sorumluluğa rağmen ruhsatlandırmaya ilişkin Bakanlık görüşünün gerekçesinin hukuki dayanağı nedir?
- İşletme ruhsatı tahsisi halinde Anayasanın değiştirilemez nitelikli hukuk devleti ilkesini ihlal nedeniyle ortaya çıkacak zararın tazmininde öngörülmüş ve Bakanlığınız emrine verilmiş ekonomik araçlar var mıdır?
(İzmir/EVRENSEL)