Tam kapanma ama nasıl?
“Peki, bu tam kapanmanın hakkını verebildiler mi? Bu kapanma dönemi gerçekten gerçekleştirilebildi mi ya da işe yarayacak mı?” gibi soruları Hacettepe İİBF öğrencileri ile konuştuk.
![Tam kapanma ama nasıl?](https://staimg.evrensel.net/upload/dosya/184886.jpg)
Fotoğraf: Pexels
Eylül KARTAL
Hacettepe Üniversitesi
Türkiye 29 Nisan ve 17 Mayıs tarihleri arasında tam kapanmaya gitti. Biz de “Peki bu tam kapanmanın hakkını verebildiler mi? Bu kapanma dönemi gerçekten gerçekleştirilebildi mi ya da işe yarayacak mı?” gibi soruları Hacettepe İİBF öğrencileri ile konuştuk.
KAPANMA VAR AŞILAMA YOK
Tam kapanmanın amaçlarının üretimin devam edip aşıların hızlanması ve vakaların 5 bine kadar düşmesi olduğu söylendi. Peki bu kontrol altında mı? 4 milyondan fazla insanın izin belgesi aldığı ve ikinci doz aşıların ertelendiği bir dönem “tam kapanma” diye adlandırılıyor. İktisat 1. sınıf öğrencisi Çağla bu konuya dair düşüncelerini şu şekilde dile getirdi: “Tam kapanma eğer aşılama süreci hızlanmış olsaydı işe yarayan bir süreç olacaktı. Fakat durum bu şekilde ilerlemediği, aşılama süreci beklenilen gibi olmadığı için ülkede esnaflar, çiftçiler ve diğer kuruluşlarda çalışan/çalışamayan kişiler tarafından yaşanılan ekonomik krizin daha da kötüleşmesine yol açtığı negatif bir süreç oldu.”
Bununla birlikte düzgün bir aşılanma planı yok ve aşılar da tükendi. Bu üç haftalık tam kapanmada istenilen şekilde ilerlediğini hiçbirimiz söyleyemeyiz. Bu kadar fazla insan dışarıda, aşılanma istenilen şekilde gerçekleşmiyor ve buna rağmen konulan kısıtlamalara ne demeli? Başta alkol kısıtlaması getirildi ve sonrasında da sadece “temel ihtiyaçların alınabileceği” söylendi. Alkol yasağı ise öğrencilerde şu soruyu akıllara getirdi: “Neden ilk bir destek paketi değil de yasak açıklandı? Bu düşüncenin yanında koronavirüs ile mevcut kapanmadaki yasakların arasında ilişki kuramayan birçok kişi de oldu. Bu konuya dair İktisat 2. sınıf öğrencisi bir arkadaşımız: “Alkolle COVID-19 arasında bir bağlantı kurmak bence imkansız. Yasak olması gereken şey evden çıkmak olmalı. Yasak açıklayacaklarına destek paketlerini güçlendirsinler. 500 TL neye yetecek? İşsiz kalan ve yoksulluk çeken insanlar taş mı yesin?” diyerek düşüncelerini dile getirdi.
Aile ve Tüketici Bilimleri Bölümü 3. sınıf öğrencisi bir arkadaşımız ise: “Yasaklardan sonra hemen Turizm Bakanı’nın bir açıklaması oluyor. İlk başta iyi olacak gibi düşünüyordum ama kim için bu kapanma gerçekten? İnsanlar işsiz kaldı, bir haftada 7 intihar haberi gördüm. Tek dertleri ekonominin içinden geçtiği zorlukları aşmak ve bunun kolay yollarından biri de turizm olacak” dedi. Yani öğrenciler arasında yaygın olan düşüncelerden birisi bu kapanmanın yaz sezonu daha fazla turistin gelmesi için getirildiği.
KORONAVİRÜSLE MÜCADELEDE SINIFTA KALDIK
Peki hükümetin politikası, vatandaşın gözünde çizdiği ya da hedeflediği “her şey kontrol altında” resmi nedir? Aşı elimizde var söylemlerine karşın aşı randevuları aksıyor. Test sayılarının düştüğü gözler önündeyken vaka sayılarımız oldukça düştü deniyor. “Pandemi sürecini iyi yönetiyoruz” izlenimi veriliyor ama her şey aslında şu an kontrol dışında. Planlı aşılama, tam kapanma, vatandaşa destek söz konusu bile değil. Ülke giriş ve çıkışları, turist alımları devam ederken nasıl kapanmış oluyoruz? Bence artık buna tam kapanma değil de izinli açılma dönemi de denebilir. Bu tartışmalar üzerine İktisat 1. sınıf öğrencisi Deniz: “Biz evde kalıyoruz fakat bu süreçte hiç kimsenin dışarıda olmaması gerekiyor. İnsanların dışarda olduğu, çalıştığı koşullarda hastalığın geçeceği varsa da geçmiyor. O yüzden maske-sosyal mesafe-temizlik demeyeceğim çünkü biz koronavirüsle mücadelede sınıfta kaldık.”
YOKSULLUK VE BUNALIM ARTIYOR
Bizler yaklaşık bir yıldır evlerimizde bu sürecin bir şekilde bitmesini umut ediyoruz. Bu yasakların etkilerine dair arkadaşımız Çağla: “Bu sürecin psikolojik olarak insanları daha da yıprattığını gözlemlememiz mümkün. Tam kapanma sonrası gerçekleştirilecek önlemler ve planlamalar tam kapanmanın nasıl sonuçlandığını, işe yarayıp yaramadığını anlamamızı sağlayacaktır” diyerek düşüncelerini dile getirdi.
Genel olarak gençliğin bu yasaklara dair görüşleri ve eğilimi bu biçimde. Yoksulluğunun giderek arttığı ve özellikle gençlerin bunaldığı bir dönem içerisindeyiz. Bu durum ise bıkkınlıkla birlikte savrulmuşluğa yol açmakta. Yukarıda değindiğimiz sorunlar çok kopuk ve bağımsız şeyler gibi anlaşılsa da durum pek de öyle değil. Bunlar arasındaki bağlantıları tartışarak, konuşarak bulmanın yollarını aramak da içinde bulunduğumuz bıkkınlığı, umutsuzluğu aşmanın bir anahtarı olarak bu dönem en çok ihtiyacımız olan şey bence.
Evrensel'i Takip Et