Sorunlara karşı çözümün öznesi biz olalım
Haber alma hakkı hepimizin soruysa bu talep etrafında yürümeliyiz, yaşanabilir gelecek için birilerine umut bağlamak yerine umudu dürtmeli ortak sorunlarımızın çözüm öznesi olmalıyız.
Needpix
İAÜ İletişim Fakültesi öğrencileri
Oranlarla sabit, mezunlarının yarısından fazlasını işsizlik ordusuna servis eden bir fakülte, 4 senenin sonunda işsiz kalacağını inceden bağıran his, alanında iş bulamayacak olmanın derin iç sıkıntısı ve en son yayımlanan Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM) genelgesiyle iş bulabilsen dahi gerçeği fotoğraflamaktan mahrum bırakıldığın meslek... Hoş geldiniz iletişim fakültesindesiniz...
OKURKEN ÇALIŞMAK MI, ÇALIŞIRKEN OKUMAK MI?
Kiminin çocukluktan kalma heyecanı, kiminin boş kalmasın diye doldurduğu tercih listesinin azizliği İstanbul Aydın Üniversitesi İletişim Fakültesi. Vakıf üniversitesi olduğundan olsa gerek İÜ ya da MÜ’deki gibi sınıflarda yüzlerce öğrenci yok. 20-25 kişiyle başlanan yolda sınıfların mevcudu sıklıkla eksilir. Son sene artık sizinle aynı dönemde giren kişi sayısı tek haneye düşmüştür. Gelecek kaygısı işsiz kalma korkusu bir yana, çoğunlukla “Hem okur hem çalışırım” umudu tükendiğinde eksilir sınıflar. Saati 5-10 liraya çalıştıran kafelerden sıyırıp da kendini asgari ücrete tam zamanlı bir iş bulduğunda iletişim fakülteli, içinden çıkılmaz o büyük çelişkinin içine düşer: Çalışmak mı okumama engel, okumak mı çalışmama?
Bu sorgu ayırır birçok arkadaşımızı sıralardan. Çünkü zaten okul taksitlerini çalışarak öderim diye anlaşmıştır ya da mezun olduğunda şu an kazandığını bile kazanamama ihtimali vardır. Ama öyle mi kafeler, giyim şirketleri, perakende mağazalar? Ömrünün yarısını ipotek etmen şartıyla bir gün mağaza müdürü olma ihtimalin hep var.
HABER ALMA HAKKI HEPİMİZİN, ENGELLENMESİNE İZİN VERMEYELİM
Tüm bu çelişkilerle boğuşurken iletişim fakültesi öğrencileri ile medyanın üzerindeki baskıları Evrensel Gazetesi Haber Müdürü Cem Şimşek ile konuştuk. Son çıkan EGM genelgesi ile polislerin görüntüsünün alınmasının yasaklanmasını iletişim fakültesi öğrencileri değerlendirdi. Gençler faili meçhul cinayetlerin artacağından söz etti. Şimdiye kadar gazetecilerin aydınlattığı davalardan söz etti. Çok geçmişe gitmeye gerek yok. 2017 Newroz’unda polisin açtığı ateş sonucu hayatını kaybeden Kemal Kurkut’un dosyası bir gazetecinin anı fotoğraflamasıyla yeniden açılmıştı. Ya da Adana'da polis tarafından kalbinden vurulan Suriyeli Ali Hemda’na ne olduğu medya baskısıyla ortaya çıkmıştı. Yaşanan bu iki olayda da devlet ilk fırsatta polisini korumaya, aklamaya çalıştı. Fotoğraflar haberler bu aklamaya engel oldu. “Eğer fotoğraf çekilemez, haberi yapılamazsa polis cinayetlerinin üzeri kapatılacak, şiddet görünmeyecek” dedi İletişim Fakültesi öğrencileri.
UMUDU DÜRTMELİ
Medya üzerindeki baskının doğrudan topluma yapılan bir baskı olduğunu vurguladı öğrenciler. “Getirilen her yasak halkın haber alma hakkının engellenmesi anlamına geliyor” ifadelerini kullandılar. Bu tespitten de yola çıkarak gazetecilerin, gazetecilik öğrencilerinin hakkı gasp edilen işçiden ya da eğitime ulaşamayan bir başka öğrenciden çözüme giderken çok da bir farkı yok. Her alanda ortak baskıya maruz kalan halkın farklı kesimleri mücadeleyi de ortaklaştırmalı. Haber alma hakkı hepimizin soruysa bu talep etrafında yürümeliyiz, yaşanabilir gelecek için birilerine umut bağlamak yerine umudu dürtmeli ortak sorunlarımızın çözüm öznesi olmalıyız.