"Mafya iktidarına son verelim" diyenlere Kadıköy’de gözaltı
Kadıköy’de devlet, sermaye, mafya işbirliğine karşı yapılmak istenen basın açıklamasına polis müdahale etti, 35 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınan 35 kişi gece saatlerinde serbest bırakıldı.
Fotoğraf: Evrensel
Emek Partisi (EMEP), Halkların Demokratik Partisi (HDP), Halkevleri, Türkiye İşçi Partisi (TİP) ve Toplumsal Özgürlük Partisinin (TÖP) çağrıcısı olduğu eyleme polis izin vermedi.
Basın açıklamasına 'yasak kararı' nedeniyle izin verilmedi. Kadıköy İskele Meydanı'nı ve meydana çıkan sokakları ablukaya alan polis, basın açıklaması yapmak isteyen, aralarında Emek Partisi İl Başkanı Sema Barbaros ve HDP İl Eş Başkanı Elif Bulut’un da olduğu 35 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınan 35 kişi gece saatlerinde serbest bırakıldı.
POLİS ABLUKASINA VEKİLLERDEN TEPKİ
HDP milletvekili Ali Kenanoğlu ve TİP milletvekili Ahmet Şık duruma tepki gösterdi.
Ali Kenanoğlu, “Mafya düzenini savunanlar, ülkenin başına çökenler, çeteyi kollayanlar açıklama yapmamıza engeller oldular. Bu ülke mafyalara teslim olmayacak. Bu ülkenin geleceği karanlık güçlere, mafyalara, çete gruplarına teslim edilmeyecek” ifadelerini kullandı.
Polisin tutumuna tepki gösteren Ahmet Şık, yapılan ifşaatları işaret ederek, halka seslendi, “Mafyadan arınmış bir devlet talebini dile getirmezseniz hiçbir şey değişmeyecek. Eğer bir şey değiştirmek istiyorsanız, herkes yanındakinin sesine seslenmek zorunda. Bu ülke mafyaya teslim olmamalı. Çocuklarınıza ayaklarını basacağı bir Türkiye bırakmak istiyorsanız, hepiniz sokağa çıkmalısınız, mafyaya hayır demelisiniz. Devletin mafyalaşmasına da mafyanın devletleşmek istemesine de itiraz etmelisiniz” diye konuştu.
June 5, 2021
June 5, 2021
“Baskı, sömürü, mafya iktidarına son verelim, memleketi yeniden kuralım” açıklaması polis tarafından engellendi. Kadıköy İlçe Kaymakamlığının yasak kararıyla İskele Meydanı ve meydana çıkan bütün yollar polis tarafından ablukaya alındı.
Eylem öncesi Khalkedon Meydanı ile Tellalzade Sokağı polis tarafından abluk altına alındı. Eylem alanının çevresine gözaltı araçları getirildi. Kadıköy Rıhtım ve çevresine de yığınak yapıldı. Polis, yaklaşık 35 kişiyi gözaltına aldı.
Gözaltına alınan 35 kişi, gece saatlerinde serbest bırakıldı.
“BASKI, SÖMÜRÜ, MAFYA İKTİDARINA SON VERELİM”
Polis tarafından engellenen siyasi partilerin ortak açıklamasında, “Baskı, sömürü, mafya iktidarına son verelim. Memleketi yeniden kuralım” ifadelerine yer verilerek şunlar dile getirildi: “Siyasi cinayetlerden dünyanın her tarafına uzanan uyuşturucu ve benzeri kirli ticaret ağlarına, telaffuzu güç rakamlara ulaşan yolsuzluk çarkına ilişkin ifşalar, bu ifşalar karşısında söylenen yalanlar, suskunlukla geçiştirme ve üzerini örtme çabaları devletin kurumlarıyla içinde, hatta merkezinde bulunduğu bir suç örgütlenmesiyle karşı karşıya olduğumuz tüm çıplaklığıyla ortada. Türkiye’de demokrasinin ve özgürlüklerin tamamen tasfiye edilmesi, Kürt sorununda çözümsüzlük, çıkar çetelerinin halklara karşı işlediği suçlar, kamu kaynaklarının, yeraltı ve yerüstü varlıkların, doğanın talanı ve yerli, yabancı tekellerin yağmasına kalkan olma, kadına yönelik şiddet, taciz, tecavüz ve kadın cinayetleri, yolsuzluk ve rüşvet bu ülkeyi yönetenler açısından istisna değil kural haline geldiğine dikkat çekilen açıklamada, Siyasi çıkarları için milliyetçiliği, dini, örtü olarak kullananlar, emekçilerin alın terine ve halkların geleceğine el koymayı meşrulaştırmaya çalışıyorlar.
HALKA MÜCADELE ÇAĞRISI
Yaşananlara sessiz kalınmayacağı belirtilen açıklamada, kamuoyuna şu çağrı yapıldı: “Bu suç ortaklığına karşı birleşiyoruz, sen de bu birliğe katıl, birlikte hesap soralım. Bu memleket bizim.
Memleket kan ağlıyor. İşçiler, esnaflar, kadınlar, gençler, çocuklar, yaşlılar, doğa, deniz topyekûn acı çekiyor. Bütün kurumlarıyla, yapılarıyla bir suç örgütüne dönüşmüş, mensuplarının ve çevrelerinin çıkarlarından başka bir şey düşünmeyen bir iktidarın uygulamaları yüzünden acı çekiyor. Bakanlar devlet ihalelerini şirketlerine bağlıyor. İçişleri Bakanı mafyadan aylık 10 bin dolar alan milletvekilleri var diyor. Başta petrol olmak üzere kaçakçılık iktidar çevrelerini zenginleştiriyor. Cumhurbaşkanı danışmanı yargıya baskı kurarak uyuşturucu baronunu hapisten kurtarıyor. Gerçekleri yazan gazeteciler bir yandan iktidar ortağı çeteler tarafından saldırıya uğrarken diğer taraftan gazete ve televizyonlar BİK ve RTÜK’ün para cezalarına maruz kalıyor. Cumhurbaşkanı muhalefet liderleri başta olmak üzere siyasetçileri tehdit ediyor. İktidar ortağı bir mafya liderini hapisten çıkartırken tasfiye edilen bir diğer mafya lideri iktidarla ortak suçlarını itiraf eden video dizileri yayınlıyor. Ülkenin doğası üç beş şirketin karı uğruna yok edilirken direnen köylüler kolluk şiddetine maruz kalıyor. Üç beş sermayedarın vergi borçları silinip, teşviklerle desteklenirken borca batan insanlarımız intihar ediyor. İstanbul sözleşmesinden çekilme kararı alınırken durdurulamayan kadın cinayetlerinin önü açılıyor. Kayyum rektör atanmasına karşı üniversitenin özgürlüğünü savunan öğrenciler şiddete uğrayıp hapse atılıyor. Denetlenmeyen sanayi atıkları yüzünden Marmara Denizi can çekişiyor ve bu yetmiyormuş gibi rant uğruna tasarlanan Kanalla tamamen öldürülmesi göze alınıyor. Seçilmiş belediye başkanları hukuksuza görevden alınıp hapse atılıyor. Ücretsiz izin, kısa çalışma ödeneği, kod29 ve yeni kod uygulamaları işçileri sefalete sürüklüyor… Ve yazamadığımız birçokları yüzünden bir ülke topyekûn acı çekiyor. “
“SUÇ İKTİDARINA SON VERİP MEMLEKETİ YENİDEN KURALIM”
İktidarın devlet imkanlarıyla zenginleşme, yolsuzluk, kara para döngüsüne girmiş ve bu döngü içerisinde mafya ile işbirliği yaptıkça mafyalaştığı ve tüm kurumlarıyla bu döngünün parçası haline gelmiş bir suç örgütü olduğuna vurgu yapılan açıklamada, “Bu suç iktidarı yeni ortaya çıkmıyor. Biz bu oluşumu kayyumlardan, faili meçhullerden, kumpas kurularak oluşturulan Kobanê davasından, Suruç’tan 10 Ekim’den, failleri korunan kadın cinayetlerinden... tanıyoruz. Bu suçlular ittifakı ile mücadele etmek; emekçiler için ekmek ve iş, kadınlar için yaşam, gençler için gelecek, Kürtler ve Aleviler için eşit haklarla yaşam mücadelesidir. Bizler bu ülkenin sosyalistleri, yurtseverleri, kadınları, gençleri, işçileri olarak bu halkın bu ülkenin bu suç örgütüne dönmüş bir yapılanmanın altında daha fazla acı çekmeye mecbur olmadığını söylüyor ve herkesi bu suç iktidarına son verip memleketi yeniden kurmaya çağırıyoruz” ifadelerine yer verildi.
Siyasi egemenliğini bu baskı, terör ve yolsuzluk mekanizmasının üzerine kuran iktidarın, ortaya dökülen suçların hesabını kendiliğinden vermeyeceğine dikkat çekilen açıklamada şunlar dile getirildi: “Türkiye halkları olarak, bizlere karşı işlenen bu suçların hesabını örgütlü bir güçle sormaya girişmezsek, suçluları hakkettikleri cezalarla yüz yüze getiremezsek, siyasi sorumluları yapıştıkları koltuklarından söküp atamazsak, bu pisliğin içinde boğulmaya, bu zulmün pençesinde mahvolmaya devam edeceğiz. Bu nedenle Türkiye toplumunun bu suçlara, bu zulme bulaşmamış bütün kesimlerini ve örgütlü güçlerini, siyasi partilerini, demokratik kitle örgütlerini, toplumsal kurumlarını bu suçların hesabını sormak, bu suç düzeninden kurtulmak için seferber olmaya, halkın iddianamesini hazırlamaya, bu işin peşini bırakmayıp mücadele etmeye çağırıyoruz. Hakkımız olan eşit, özgür, insanca yaşanacak bir ülke ancak ve ancak bu düzenin değişmesiyle mümkündür. Gelin memleketimizi yeniden kuralım.” (İstanbulEVRENSEL)