09 Haziran 2021 07:04

Akşener: Bu iktidarın Türkiye'ye verecek bir şeyi kalmadı

İYİ Parti grup toplantısında konuşan Meral Akşener, "Milletin güvenini istismar eden bu iktidarın, Türkiye'ye verecek bir şeyi kalmadı" dedi.

Meral Akşener | Fotoğraf: DHA

Paylaş

İYİ Parti grup toplantısında açıklamalarda bulunan Meral Akşener, "Milletin güvenini istismar eden bu iktidarın, Türkiye'ye verecek bir şey kalmadı" dedi. İktidarın çevre politikalarını da eleştiren Akşener, "Sayın Erdoğan'ın çevreciliği de ekonomistliği gibiyse milletçe büyük bir tehlikeyle karşı karşıyayız" diye konuştu. Safranbolu ziyaretinde esnafın açtığı "AÇIZ" yazılı pankartı kürsüde açan Akşener, "Umarım TRT ve Meclis televizyonu yayını kapatmaz!.." dedi. 

Akşener'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

"Sakın Erdoğan'ın yerlilik ve millilik nutuklarına aldanmayın. Milletin güvenini istismar eden bu iktidarın, Türkiye'ye verecek bir şeyi kalmadı." 

"Sen sarayında sefa sürerken milletimizin feryadı her geçen gün artıyor. Zor zamanlarda devletlerini yanlarında görmek istiyorlar."

"1500, 1600 lira emekli maaşı alan bir insan neyle geçinir kardeşim? Evi kendisinin bile olsa geçinemez, aç kalır."

"BU İNSANLARI DAHA NE KADAR DUYMAZLIKTAN GELECEKSİN"

"Bir taraf aç bir taraf beş maaş. Şirketi fesih edersem ben nasıl geçineceğim diyor arkadaş. Oto sanayiine çağırdılar 84 yaşındaki Naci Abimiz anlattı. 'Biz çok zordayız.' Dükkânlarını oradan çıkarıp bir başka yere götürme kararı aldı belediye. Diyor ki 'Bizim dükkânların bulunduğu yer kupon arazi. Bize verilen bir rakam var bunu böyle sayıyorlar diyor, çok daha yeri kıymetli, biz diyelim ki yeni dükkânların orayı diyor, içini kendimiz yaptırmamız gerekiyor diyor, ayrıyeten de 100 bin lira para ödememiz gerekiyor' diyor. Böyle bir şey olabilir mi! Vatan toprağını kupon arazi gören bir zihniyetin oto sanayiinde evini geçindirmeye çalışan insanların ne yapacağına hiç bakmadan oradaki kupon araziyi değerlendirme mantığıdır. Böyle bir zihniyet olamaz. Sayın Erdoğan sen kafanı kuma gömmekte ısrar etsen de bunların hepsi gerçek. Allah'ın izniyle ilk sandıkta seni gönderip hepsiyle biz ilgileneceğiz, biz. Ama bu sırada sen sarayında sefa sürerken milletimizin feryadı her geçen gün artıyor. Zor şartlarda devletlerini yanlarında görmek istiyorlar. Türk milletinin anlayışı iktidarı devlet olarak gördüğü için iktidarın yaptığı tüm alengirli işleri, tüm o insanları perperişan yalnız bırakmaları devletin yalnız bıraktığı şeklinde görüyorlar, aynı anda devlet dediğimiz o anlayış da yerle bir oluyor. Ama bunların seslerini duyan yok. Bu insanları daha ne kadar duymazlıktan geleceksin Sayın Erdoğan? Milletimizin çilesine daha ne kadar seyirci kalacaksın?"

"AKP İÇİN KÜÇÜK MİLLETİMİZ İÇİN BÜYÜK BİR YOLSUZLUK..."

"İBB'de geçmiş dönemde yaşanan AK parti için küçük milletimiz için ise oldukça büyük bir yolsuzluktan bahsetmek istiyorum . Vatan Caddesi'nde belediyeye ait olan bir yeşil alan bir firmaya 25 milyon liraya satılıyor. Ardından bir düzenleme ile bu alan imara açılıyor. Böylece fiyatı katlanıyor. Bir süre sonra aynı arsayı aynı belediye 430 milyon liraya geri alıyor. Böyle bir şey, mantık, akıl, yürek neresi alır bunu! Bu rezaletle milletin belediyesi yani milletin bizzat kendisi 405 milyon lira zarara uğruyor. O para da o firmanın cebine giriyor.  Aynı arsa yeni bir kararla yeniden yeşil alan oluyor ve bugünkü piyasa fiyatına göre fiyatı 90 milyon lira oluyor. Milletin hazinesine düşmüş şu arsızlığa bakar mısınız. Millet İttifakı'nın büyükşehir belediyesi suç duyurusunda bulundu. Şimdi söz yargının. Milletin hakkını hukukunu savunacak, bu yolsuzluğun hesabını soracak onurlu savcı ve hâkimleri göreve çağırıyoruz."

"ERDOĞAN'IN ÇEVRECİLİĞİ DE EKONOMİSTLİĞİ GİBİYSE MİLLETÇE BÜYÜK BİR TEHLİKE İLE KARŞI KARŞIYAYIZ"

"(Müsilaj) Bu bela yeni değil, ilk defa 2007 yılında ortaya çıktı. O felaket ancak 2 yılda temizlenebildi. Yeniden ortaya çıktığında, bilim insanları başta bakanlık olmak üzere ilgili yetkilileri uyardı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ne yaptı? Mayısın ortalarına kadar bunun sıradan bir plankton artışı olduğunu, numune almaya bile gerek olmadığını söyledi. Son bir haftada müsilaj kıyılarımızı sarıp gündem olunca nihayet bakanlık acil durum eylem planı yapmaya karar verdi. Onlarca bilim insanının uyarılarına kulak vermeyen bakanlık, Sayın Erdoğan 'çevre bizim işimiz' deyince sonunda adım attı. Devletin bakanı, "Cumhurbaşkanımızın talimatıyla" demeden adım atmıyor. Kardeşim, sen bu konunun bakanı olarak ne işe yarıyorsun? Seni oraya boş kalmasın diye mi oturttular? Sağa sola git, fotoğraf çektir, bir de maaş al diye mi oturttular? Senin işin bu değil mi, 8 ay önce bambaşka açıklamalarla sorunu görmezden geldiniz. Bugün sırf Erdoğan parmak şıklattı diye acil eylem planı hazırlama yarışına girdiniz." 

"Sayın Erdoğan'ın daha önce ekonomi bizim işimiz dediğinde başımıza gelenler ortada. Bu konuda 'Bu bizim işimiz' dediği anda ben titremeye başlıyorum. Tansiyonum değişiyor. Şimdi de çıktı, 'Çevre bizim işimiz' dedi. Nasıl bir endişe duyuyorum, anlatamam size. Sayın Erdoğan'ın çevreciliği de ekonomistliği gibiyse milletçe büyük bir tehlikeyle karşı karşıyayız." 

"Salda Gölü'ne beton dökenlerin yol kenarın ağaç diktik ya diye kendilerini savunmalarını kabul edemeyiz. Kaz Dağları'nı yamalatanların bizi millet bahçeleriyle uyutmaya çalışmalarına sessiz aklamayız. Çevre bizim işimiz diyen büyük Rizeli iflah olmaz rant sevdalısı için Rize'deki doğa kıyımına göz yummasına görmezden gelemeyiz. Sessiz kalmayacağız, kabul etmeyeceğiz. Memleketin cennet doğası için mücadeleye devam edeceğiz."

"O UCUBE KANALI YAPMALARINA, MARMARA'YI ÖLÜME TERK ETMELERİNE İZİN VERMEYECEĞİZ"

"Marmara ölürken deprem tehdidi ortadayken o ihale kenelerinizin daha fazla semirmesine müsaade etmeyeceğiz. Bilim tüm uyarılarına, ekonomistlerin ikazlarına rağmen İstanbullu açıkça istemiyorum derken kime ne söz verdilerse inatla ve ısrarla yapacağız dedikleri o ucube kanalı yapmalarına, Marmara'yı İstanbul'u ölüme terk etmelerine izin vermeyeceğiz. Bu proje İstanbul'a yapılan yeni bir ihanettir. Bu proje milletimizin kutlu iradesine yapılan saygısızlıktır. Bu bir proje değil düpedüz soygun planıdır. Buradan o ranta göz diken bu soyguna ortak olmaya heveslenen yerli ve yabancı her kim varsa onlara seslenmek istiyorum; boşuna heveslenmeyin bu devran dönüyor, ilk seçimde bu iktidar gidiyor bu saray sefası bitiyor. Şimdiden uyarıyorum o kutlu gün geldiğinde bir kuruş bile alamazsınız. Sayın Erdoğan ve AK parti iktidarına güvenip de sakın ola bu vicdansızlığa, hukuksuzluğa ortak olmayın. Sonra çok üzülürsünüz. Buradan açıkça net bir şekilde söylüyorum bir kuruş alamayacaksınız, ödemeyeceğiz." (HABER MERKEZİ)

ÖNCEKİ HABER

HDP’den hasta mahpusların tahliye edilmesi için kanun teklifi 

SONRAKİ HABER

Avrupa Parlamentosu'ndan aşı sertifikasına "evet" oyu çıktı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa