Evrensel için yeni bir dönem
13 Haziran 2021 23:24

Haydi mangala oynayalım…

Her yaş ve seviyeden insanın oynadığı mangala, pandemi döneminde, özellikle evde vakit geçirmek zorunda olan 65 yaş üstü bireylerin torunlarıyla kaliteli ve eğlenceli vakit geçirmelerini sağlayabilir.

Haydi mangala oynayalım…

Fotoğraf: AA

Nazlı GİRAL*
Çanakkale

Köçürme, binlerce yıllık bir Türk zeka oyunu. 17. yüzyılda dünyada mankala, mancala, mangala isimleri ile var olmuş ve günümüze kadar kaybolmadan ulaşmıştır. “Oyun ve Bügü” Kitabının Yazarı Metin And, taşların dizilişini en küçük askeri birlik olarak kullanılan “manga” sözcüğünden, taşların konulduğu kuyuların da “mangal” sözcüğünden türetilmiş olabileceği yorumunda bulunmuştur.

MANGALA OYUNUNUN TARİHİ

Kazakistan’da MÖ 3000 yılına ait olduğu düşünülen dokuz kumalak kayası bulunmuştur. MÖ 1400 yılına ait benzer bir oyun tahtası Mısır’da ve son olarak MÖ 10.000 yılına ait tapınak sütunlarının üzerinde benzer bir oyun tahtası Şanlıurfa Göbeklitepe’de bulunmuştur.

Oyunun Osmanlı dönemindeki adı “minkala” idi. 1582 yılında Şehzade Mehmet’in sünnet düğününün resmedildiği Surname-i Humayun adlı eserde oyunu oynayanlar görülmektedir.

16.yüzyıldan başlayarak Türk minyatürlerinde mangalaya ait tasvirlere de rastlanmaktadır.

Türkistan ve Türkiye’de “dokuz kumalak” olarak bilinen oyun, küçük kuyulara küçük taşların göçürülmesi, aktarılması ile oynanır. Birçok ismi ve onlarca değişik kurallarla oynanan çeşidi vardır. Zaman geçirmek isteyen her yaş ve seviyeden insanın zevkle oynadığı bu oyun hesaba dayalı oynanışı ile diğer taş oyunlarından ayrılmaktadır. Günümüzde ise Türkiye’de oyun tahtasının üretilmesi ile olgunlaşır. Modern versiyonu ile “mangala” adını alan oyunun kuralları da yarışmalara uygun olarak tekrar düzenlenir.

SEÇMELİ DERS OLARAK MANGALA

T.C. Milli Eğitim Bakanlığı Zeka Oyunları Seçmeli Dersi Müfredatı’nda yer alan, Tüm Akıl ve Zeka Oyunları Federasyonu tarafından turnuvaları düzenlenen bu oyunun müfredata alınması çocukların bilişsel zekalarını geliştirmesinin yanı sıra mangala oyununun yeni nesillere aktarımında önemli bir etken. Mangala Araştırmacısı Serkan Aziz Ceyhan’ın deyimi ile “Şimdi oyun zamanı!” diyelim ve oyunun kurallarını hadi öğrenelim.

MANGALA OYUN KURALLARI

Öncelikle mangala oyununun terimlerini öğrenelim.

Hazine: taşları biriktirmeleri gereken bölmenin adıdır.

Kuyu: Taşların bulunduğu çukura denir.

Çift yapma: Son taşı geldiği rakip kuyudaki taşlar çift sayı olunca alınır.

Son taş: Kuyudan alıp dağıtılan taşların en sonuncusudur. Son taş oyun işlevi için önemlidir.

1) Oyun tahtası 48 taş, 12 (bölme) kuyu ve 2 hazineden oluşur. İki kişi ile oynanır. Her oyuncunun kendine ait 6 bölmesi ve 1 hazinesi vardır. Öncelikle her bir kuyuya dörder taş koyulur ve hazineler boş kalacak şekilde oyuna başlanır. Tahtamız şimdi oyuna hazır. Kura ile oyuna ilk kimin başlayacağı belirlenir. Oyunun amacı oyuncunun kendi hazinesine en fazla taşı biriktirmesidir. Oyun sonunda hazinesinde en fazla taşa sahip olan oyunu kazanır.

2) Oyuncu kendi bölgesinden istediği bir kuyuyu seçer ve kuyuda bir taş bırakarak geri kalan taşları alır. Taşları saatin tersi yönüne doğru sırasıyla kuyulara birer birer atar. Elinde taş kaldıysa kendi hazinesine atarak rakip kuyuya atmaya devam eder rakibin hazinesine geldiğinde taş atmadan kendi kuyusuna geçer.

3) Dağıtılan son taş oyuncunun kendi hazinesine denk gelirse oyun sırası kendisine geçer. Kendi bölgesinden seçtiği kuyuda bir taş varsa onu sağ kuyuya atabilir. Oyun sırası rakibe geçer.

4) Oyuncu kendi tarafındaki boş kuyuya son taşını denk getirirse son taşı ve hemen karşısında bulunan rakip kuyudaki bütün taşları alır ve kendi hazinesine atar. Oyun sırası rakibe geçer. Oyuncu eğer rakibin kuyularından bir kuyuyu son taşı ile çift yaparsa (2,4,6,8 gibi) o kuyudaki bütün taşları alır ve hazinesine atar. Oyun sırası rakibe geçer.

5) Oyun, bir oyuncunun kendi bölgesindeki taşlar bitince sonlanır. Kuyularındaki taşları ilk bitiren oyuncu rakibin kuyularındaki tüm taşları alır ve kendi hazinesine atar.

6) Oyun bittiğinde hazinelerde biriken taşlar sayılır hazinesinde daha çok taş olan oyuncu oyunu kazanır ve bir puan alır eğer oyun berabere biterse iki oyuncu da ½ (yarım) puan alır.

7) Oyun böylece beş set devam eder. Beş set sonunda en çok puan alan oyuncu oyunu kazanmış olur.

 Mangala oyunu bireye; dikkatli olma, odaklanabilme, teknik ve taktik geliştirme, stratejik düşünebilme yetisi, öngörü, sosyal beceri ve ince motor becerileri geliştirme, analiz etme, hafıza güçlendirme, öz güven, ipuçlarını imgeleme yetileri ve aynı zamanda bireye başarısızlıklar karşısında olumlu davranış sergileme, başarı ve planlı çalışma, kurallara uyma, sabırlı olma özellikleri kazandırır.

Mangala oynayan çocuklar

Fotoğraf: AA

UNESCO SOMUT OLMAYAN KÜLTÜREL MİRAS TEMSİLİ LİSTESİNDE

Kültürel aktarımdır oyun, kuşaklar boyu üzerine koyarak değişerek dönüşerek günümüze kadar ulaşır. Mangala bu oyunlardan sadece biri ve UNESCO tarafından Somut Olmayan Kültürel Mirası Temsili Listesi’ne kaydedildiğinde bu haber oyunseverleri gururlandırmıştır.

ÇOCUK VE OYUN

ÇOCUK oyun ile eğlenir, öğrenir, hayal gücünü geliştirir, taklitçi beyni ile yaşadığı toplumun sorunları ve davranışlarını oyunlaştırır. Mangalayı, her yaş ve seviyeden insanın severek oynaması ve tercih etmesinin nedenleri arasında oyun malzemelerinin kolay temin edilebilir olması, oyunun kolay öğrenilmesi, her türlü ortamda oynamaya uygun olması ve oyunun kısa sürmesi sayılabilir. İşte bu sebeplerledir ki toplumun her kesiminde zevkle oynanıyor.

“Yaşlandığımız için oyun oynamayı bırakmayız, oyun oynamayı bıraktığımız için yaşlanırız” diyor George Bernard Shaw.

Mirasçısı olduğumuz, oyun kültürüne kazandırılmış bu oyunu pandemi döneminde evde vakit geçirmek zorunda olan 65 yaş üstü bireylerin torunları ile kaliteli ve eğlenceli vakit geçirmeleri için ailecek Doğukan Manço’nun mangala belgeseli için seslendirdiği mangala şarkısı eşliğinde keyifle oynamanızı öneririm.

Oyun geçmişten günümüze gelen bir haber. Oyunun günümüze kadar varlığını koruyarak sürdürebilmesinde çocuğun tutucu, koruyucu hafızasının önemi büyüktür.

Maria Montessori’nin dediği gibi: “Çocuk evrenseldir. Bütün çağlarda var olmuştur ve zamanın sonuna dek var olacaktır. Tarih öncesi çocuğu, Orta Çağ çocuğu diye bir şey yoktur. Gerçekte tek bir çocuk vardır. Bütün çağların, törelerin varisi, kültürün temel taşı, tarihi kuşaktan kuşağa aktaran ve barışın yolunu açan çocuk” ve günümüze kadar ulaşan oyunları…

(*) NG Eğitim Derneği Başkanı

Evrensel'i Takip Et