20 Haziran 2021 19:18

Ahmet Şık'tan Veyis Ateş'e yanıt: Kimse aptal değil

Veyis Ateş'in suçlamalarına yanıt veren Ahmet Şık, "Bir sahibim olsaydı ben de Silivri Hapishanesinde değil mafya yöntemleriyle gasbedilmiş Paramount otelde kalırdım" dedi.

Ahmet Şık'tan Veyis Ateş'e yanıt: Kimse aptal değil

Ekran görüntüsü, Veyis Ateş'in Halk TV'de katıldığı programdan alınmıştır

Sezgin Baran Korkmaz ile Veyis Ateş arasında geçen telefon görüşmesine ait olduğu belirtilen ses kaydının bir kısmını yayımladıktan sonra, kayda "montaj" diyen Ateş tarafından "Sahibi tutuklanmış birtakım şahıslar" sözleriyle suçlanan Ahmet Şık, suçlamalara yanıt verdi.

Türkiye İşçi Partisi (TİP) Milletvekili ve gazeteci Ahmet Şık, "montaj" savunması için "Kimse aptal değil" derken, suçlamalara dair de "Bir sahibim olsaydı Sezgin Baran Korkmaz’dan istenilen 10 milyon Euro rüşvet için beni de aracı kılmak isterlerdi. Bir sahibim olsaydı ben de Silivri Hapishanesinde değil mafya yöntemleriyle gasp edilmiş Paramount otelde kalırdım" yanıtını verdi.

Ahmet Şık'ın "Veyis Ateş ve sahiplerine..." ve "Hakikat kendini kolay ele vermez" notlarıyla  Twitter'dan paylaştığı açıklaması şöyle:

"KİMSE APTAL DEĞİL"

"Hakikat kendini kolay ele vermez.

Sanırım bir 10 yıl olmuştur, Veyis Ateş’le tanışalı. Birbirimize özellikle mesafelendiğimizden değil ama o günden bu yana zaman zaman hâl hatır sormanın ötesine gitmeden devam eden bir ilişkimiz oldu. Birbirimize karşı birbirimizi kıracak herhangi bir şey de geçmedi aramızda. Ve tüm samimiyetimle söylüyorum bu son tartışmaların içinde yer alan ismin Veyis Ateş olmasından dolayı üzgünüm.

Hem meslek etiğini ayaklar altına alan hem de yasal olarak suç teşkil eden bir fiilin içinde olmasından dolayı üzgünüm.

Yakıştıramadım.

Ancak bugün yaptığı iki ayrı açıklama ile aslında kendisine yakışanı yaptığını kanıtlamış oldu. Ve bu açıklamalarına dair birkaç kelam etmek şart.

İlk açıklamasında yayınladığım ses kaydında yer alan sesin kendisine ait olmadığını iddia edip o bildik savunmayı yapmış: “Sezgin Baran Korkmaz ve örgütünce, yasa dışı yollarla kaydedilen ve farklı telefon konuşmalarımdan kaydedilerek oluşturulan bu ses kaydının, montajlanma yöntemiyle oluşturulduğu açıktır.”

Bu çok tanıdık savunu için söyleyeceğim tek şey şu ki kimse aptal değil.

Veyis Ateş, Halk TV’deki yayında Sezgin Baran Korkmaz’la iddia edilen içerikte olmayan bir takım görüşmeler yaptığını kendisi de kabul etmişti. O konuşmaları yaptığı tarihlerde de Sezgin Baran Korkmaz, Ateş’in bugünkü açıklamasında ısrarla vurguladığı gibi “Ulusal ve uluslararası yargıda dolandırıcılık iddiasıyla aranan” biriydi. Ulusal ve uluslararası yargıda dolandırıcılık iddiasıyla aranan birinin neden sorununu çözmeye çalışmak istediğini ve bunun bir gazetecilik “hayırseverliği” olup olmadığını da Ateş’in kendisi eğer hakikate bağlı kalarak açıklarsa hepimiz öğreniriz. Eğer ki panik halinde saçmalamak yerine hakikatleri konuşursa bu iyiliksever girişiminin, 20 yıldan uzun zamandır dostluğu olduğu Süleyman Soylu’nun İçişleri Bakanı olmasıyla ilgisi olup olmadığı da ortaya çıkar."

"SAHİBİM OLSAYDI 10 MİLYON AVRO RÜŞVET İÇİN BENİ DE ARACI KILMAK İSTERLERDİ"

"Veyis Ateş, "Sahibi tutuklanan birtakım şahıslar, iş üstü yakalanmanın telaşıyla alelacele montajlanmış bu ses kaydını tıpkı geçmişteki örnekleri gibi sosyal medyada servis etmişlerdir” demişsin. Buna yanıt vermek bile gereksiz.

Bilmelisin ki bir sahibim olsaydı Sezgin Baran Korkmaz’dan istenilen 10 milyon Euro rüşvet için beni de aracı kılmak isterlerdi. Bir sahibim olsaydı ben de Silivri Hapishanesinde değil mafya yöntemleriyle gasp edilmiş Paramount otelde kalırdım. Ve bir sahibim varsa o kesinlikle kendimden daha fazla saygı duyduğum hakikatten başkası değildir. Eğer gerçekten suçlanacaksam, hakikati anlatabilecekken anlatmamak gibi ağır bir suç işlersem olmalı.

“Dokunulmazlık zırhına sığındığımı” iddia etmişsin ama bu ülkede kurulu mafya düzeninin sahibi ya da aparatı olanlara sırtını dayamayan hiç kimsenin dokunulmaz olmadığını hala dokunulamayan biri olarak sen benden daha iyi bilirsin."

"SÜLEYMAN SOYLU İLE YAKINLIĞINI BİLDİĞİM İÇİN TALEBİMİ SANA İLETTİĞİM DOĞRUDUR"

"Şimdi İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile seni aracı kılarak görüşmek istediğimi söylemişsin ki tartışmaların odağına yerleştiğin günden bu yana söylediğin tek doğru bu olsa gerek. Ama bu doğruyu da “Bakan Bey ile siyaseten uzlaşamadığını fakat tavrını çok beğendiğini söylemedin mi?​” diyerek kendince kullanışlı hale getirmek istemişsin.

Manipüle ettiğin doğruyu da açıklayayım ki boşluk kalmasın. Süleyman Soylu’nun istifa ettiğini açıkladığı gece ve sonrasında yaşananlara dair yazdığım yazı için görüşmek istediğim ve aranızdaki yakınlığını bildiğim için seni arayıp talebimi sana ilettiğim doğrudur.

Devamı da şöyle oldu. Beni arayıp Soylu’nun görüşmek istemediğini söyleyince ben de “Madem görüş vermiyor, yazıya baksın yanlış bir şey yazmak istemiyorum” dedim. Yalan doğru bilemem ama bana cevaben, yazının içeriğinin yanlış olmadığının Soylu tarafından teyit edildiğini söyleyince ben de yazıyı yayınladım. Merak edenler için yazının linkini şuraya bırakayım: https://www.birartibir.org/siyaset/673-al-takke-yok-kulah

Şunu da söylemek gerek ki geçmişte hakaret edip hırsızlıkla suçladığı kişiye menfaati için diz çöküp biat ettikten sonra teşekkürsüz cümle kuramayan haysiyet yoksunlarına, işkenceyi savunan ve işkencecileri koruyanlara senin gibi “sayın” demem. Prensipleri menfaatlerine ezdirenler, insanlık suçunun azmettiricisi ve koruyucu olanlar saygıyı hak etmez. İktidara yerleşmiş faşizmin aparatı olan biriyle siyaseten uzlaşamadığım gibi ortada beğenecek bir tavır da zaten yoktu."

"SÖZ DAVA AÇMAYACAĞIM"

"Herkes gibi ben de telefonlarımın dinletildiğinden eminim. Sahibinden istersen aramızda geçen ve kayda alınmış olduğunu düşündüğüm bu konuşmamızı da yayınlayacağından şüphem yok. Söz bu yasa dışı faaliyeti için dava açmayacağım. Zaten kendisi, evrensel hukuk normlarını kendine rehber eden bir yargının egemen olduğu bir hukuk düzeninde, sahipleri ve sahibi olduğunu düşündükleriyle yargılanacaklardan biri olacak. Çünkü liyakatle sahip olunmayan makam ve mevkilerde oturanlar var gücüyle adaletsizliğe tutunur. Hukuksuzluğa göz yumar. Hukuksuzluk üzerine kurulu bir düzenin suç ortağına dönüşür. Ve güce sahip olanla o güce biat edenlerin menfaatleri arasındaki dengenin toplamından adalet çıkmaz."

"BU DÜZEN YIKILACAK VE BİR GÜN HEPİNİZ GİDECEKSİNİZ"

"Ama elbet bu değişecek. Bu düzen yıkılacak ve bir gün hepiniz gideceksiniz. Biz de devam edeceğiz. Eski hayatımızı daha güzel kılarak öyle devam edeceğiz. Şimdi siz buradasınız ve iktidardasınız diye her şeyin dağılmasına izin vermeyeceğiz. Ne gitmenizin tamamen imkânsız hale gelmesine ne de kurduğunuz mafya düzeninin devam etmesine izin vermeyeceğiz. Barışın egemen olduğu, hukuk ve demokrasi normlarının hüküm sürdüğü eşit ve adil bir Türkiye’yi herkes için var edeceğiz."

NE OLMUŞTU?

Kara para aklamaktan aranan Sezgin Baran Korkmaz'dan 10 milyon avro istediği belirtilen ve istifa ettiği açıklanan eski Habertürk TV sunucusu Veyis Ateş, Korkmaz'ın ricası üzerine İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile görüştüğünü açıklamıştı.

Ateş, "Beni arayıp 'Ben çok mağdur edildim. Senden ricam, sayın bakan beni yanlış anlıyor, ben şöyle mağdur edildim, lütfen bu mesajımı iletir misin' dedi. Ben de gittiğim sayın bakana 'Sezgin Baran Korkmaz diye biri var, beni aradı' dedim. 'Keşke açmasaydın' dedi. Dedim böyle böyle şeyler var, 'Kesinlikle doğru değil' dedi" açıklamasında bulundu.

Ateş, Korkmaz'dan 10 milyon avro talep ettiği iddiasını ise yalanlarken, "Böyle bir talep aramızda geçmedi" dedi.

Ateş'in açıklamaları sırasında Halk TV yayına bağlanan Korkmaz ise "Bana bu işi halledebileceğini, benimle uğraşan bir lobinin bana bunu yaptığını, kendisinin aracı olduğunu, bu nasıl olacak dediğimde istedikleri meblağı vermemiz gerektiğini, meblağın ne olduğunu sorduğumda 10 milyon avro olduğunu açık açık söylemiştir" dedi.

Korkmaz, ses kaydının bulunduğunu ve birkaç kişinin kaydı dinlediğini de aktardı.

Ahmet Şık, söz konusu görüşmeye ait olduğu belirtilen kaydın bir kısmını yayımladı. Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, "Veyis Ateş ile Sezgin Baran Korkmaz arasında geçen 12 dakikalık konuşmanın, İsmail Saymaz’ın bugünkü yazısında bahsettiği  kısmına ait ses kaydı budur” dedi.

Veyis Ateş ise kaydın "montaj" olduğunu öne sürdü. (HABER MERKEZİ)

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Çocukları öğüten çark

Çocukları öğüten çark

Yoksulluğun pençesindeki ailelerin çocukları tüm dünyada acımasızca emek piyasasına çekilirken, Türkiye kapitalizmi bu konuda en önde koşuyor. Çarklar köle koşullarında dönsün diye devlet gücünü seferber etmekten geri durmayan iktidar, milyon milyon işçileştirdiği çocukların da uzun ve ağır çalıştırılmasına, onlarcasının ölüme sürüklenmesine göz yumuyor.

2.3 milyon çocuk MESEM kapsamında günde 8-10 saat çalışıp ustalık belgesi aldı

15-17 yaş grubundaki neredeyse her 4 çocuktan biri çalışma hayatında

71 çocuk 2024'te çalışırken hayatını kaybetti

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
16 Şubat 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et