Boğaziçi direnişinin 177. gününde akademisyenler 120. kez rektörlüğe sırt döndü
Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri, 120. kez rektörlüğe sırt döndükleri eylemlerinde atanmış yönetimden taleplerinin yazılı olduğu “Talep Ediyoruz” dövizlerini taşıdı.
Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri, Boğaziçi direnişinin 177. gününde 120. kez rektörlüğe sırt döndü ve atanmış yönetimden taleplerinin yazılı olduğu “Talep Ediyoruz” dövizlerini taşıdı.
2021-06-29 Boğaziçi Üniversitesi Akademisyenleri Nöbeti No. 120 - 26. Hafta/177.Gün (1/3) from Can Candan on Vimeo.
Akademisyenler, yaptıkları basın açıklamasında yine #KabulEtmiyoruzVazgeçmiyoruz diyerek taleplerini şu şekilde dile getirdi:
• Sosyal Bilimler Enstitüsü'ne, seçtiğimiz müdür atansın!
• Fen Bilimleri Enstitüsü'ne, seçtiğimiz müdür atansın!
• Mühendislik Fakültesi'ne, seçtiğimiz dekan atansın!
• Hukuksuzca açılan yeni fakülteler kapatılsın!
• Ders ve öğretim konularında, bölüm ve fakülte kurul kararları esas alınsın!
• Feyzi Erçin'in yaz okulu dersi açılsın!
• Akademik yöneticiler demokratik seçimle belirlensin!
• İdari kadrolara üniversite dışından atama yapılmasın!
• Üniversite yönetimi ile öğretim elemanları arasında amir-memur ilişkisi kurma uğraşısından vazgeçilsin!
• Kampüslerimizdeki ve çevresindeki polis varlığına son verilsin!
• Cinsiyetçi ve ayrımcı politikalara son verilsin!
• Tepeden inme enstitüler kurulmasın!
• Öğrencilerimizin geleceğine dokunulmasın!
Boğaziçi akademisyenlerinin bugünkü nöbetine Öğretim Görevlisi Feyzi Erçin’in öğrencilerini temsilen bir öğrenci de katıldı. Öğrenci, nöbet boyunca elinde “Feyzi Hoca Burada” yazılı bir döviz taşıdı.
"CEMRE BAYTOK'UN BİR AN EVVEL İŞİNE GERİ DÖNMESİNİ TALEP EDİYORUZ"
Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri, "Cinsel Tacizi Önleme Komisyonu ve Koordinatörlüğü'ne emek vermiş ve hâlâ vermekte olanlar" adına yaptıkları açıklamada ise şunları söyledi:
"1 Ocak 2021 tarihinde üniversitemize yapılan kayyım rektör atamasının ardından, kampüsümüzde toplumsal cinsiyet alanındaki en önemli kazanımlardan biri olan Cinsel Tacizi Önleme Koordinatörlüğü işlevsiz kılınmıştır. 1 Nisan 2021 tarihinde CİTÖK Ofis Koordinatörü Cemre Baytok’a ücretsiz izne çıkarıldığı e- posta yoluyla tebliğ edilmiştir. Boğaziçi Üniversitesi Vakfı’nın iştiraki olan BÜTEK’in çalışanlarının tümü aynı sırada pandemi koşulları nedeniyle ücretsiz izne çıkarılmış, birçoğu yaklaşık 1 ay içerisinde, kısa çalışma ödeneğinden faydalanarak işlerine dönmüş fakat Cemre Baytok için tekrar kısa çalışma ödeneğine başvurulmamıştır. Bunun yanı sıra 9 Nisan 2021 tarihinde, CİTÖK’e başvuru ve danışma, yüz yüze veya online görüşme için randevu alma aracı olan e-posta adresinin, Melih Bulu tarafından atanan Öğrenci İşleri Dekanı/Rektör Yardımcısı Fazıl Önder Sönmez’in sekreterine devredildiği bilgisi gelmiştir. Ofis Koordinatörünün ücretsiz izne çıkarıldığı, elektronik posta adresinin devri ve dolayısıyla geçmiş başvuru mesaj- larının de Fazıl Önder Sönmez ve sekreterinin erişimine açıldığı bilgisi, CİTÖK resmî hesapları tarafından kamuoyuyla paylaşılmıştır.
Bu gelişmelerin ardından, Öğrenci Dekanı olduğu için resmî komisyon üyesi de olan Fazıl Önder Sönmez’le yapılan ilk toplantıda, komisyon üyeleri Ofis Koordinatörünün ücretsiz izne çıkarılmasına itirazlarını bildirmiş, bu görevin ne kadar elzem olduğunu ifade etmiş ve maddi açıdan alternatif çözüm yolları bulunarak Cemre Baytok’un görevine dönmesini talep etmiştir. Fakat Sönmez bu toplantıda, Cemre Baytok’un ücretsiz izne çıkarılmasının gerekçelerinin farklı olduğunu açıkça ifade etmiştir. Ofis koordinatörümüzün farklı mecralardaki yazı ve söyleşilerini, 5 yıldır üstlendiği bu görev için uygun olmadığı iddiasına kendince kanıt olarak göstermiş fakat ne yazık ki aslında okuduklarını anlamamış ve Cemre Baytok’un öğrencileri ifşaya teşvik ettiği yönünde asılsız çıkarımlarda bulunmuştur. Sönmez’in bu iddiaları birer yanlış okuma olmanın ötesinde, CİTÖK’ün kurulduğu günden bugüne temel aldığı feminist ilkeleri açıkça sakıncalı addetmektedir. Daha sonra e- posta yoluyla da ilettiği ifadelerinden bazıları aynen şu şekildedir: ‘Kadının beyanı esastır, erkek aksini ispatlamakla yükümlüdür’ ifadesi ‘masumiyet karinesi’ ve ‘delilin esas olması’ gibi evrensel hukuk normlarına aykırı olduğu gibi, böyle bir anlayış disiplin süreçlerinin istenmeyen sonuçlar vermesine yol açar. Kadının beyanı abartılar içerebilir, duygu yoğunluğunun olduğu bir ortamda algılarla gerçekler arasındaki makas açılabildiğinden doğru olmayan ithamlar içerebilir. (...) Ayrıca, erkek öğrencide iftira ettiğini düşündüğü hanım öğrenciye karşı husumet duygusu oluşabilir. (...) Kadının beyanını esas alan yaklaşım yerine ‘kadının beyanı dikkate alınır’ ilkesine göre hareket edilmelidir.'
Bu ve benzeri birçok tespit ve iddiasıyla beraber Fazıl Önder Sönmez, Cemre Baytok’un 'radikal feminist' olması sebebiyle bu göreve devam edemeyeceğini belirtmiştir. Kendisinin bütün ifadelerine komisyon tarafından yazılı olarak yanıt verilmiştir. Bu yanıta karşılık ise Sönmez 'Sizlere gönderdiğim yazımda kesinlikle Cemre Baytok’un CİTÖK’e başvuran öğrencileri ifşaya yönlendirdiğine dair suçlamada bulunmadım. (...) öğrencileri ifşaya teşvik et- memiş olsa da, onları ifşanın sakıncaları hakkında uyardığını düşünmüyorum.' gibi varsayımlara dayalı yargılarını ifade etmeyi sürdürmüştür. İkinci mesajının sonunda konunun kendisi için tartışmaya kapalı olduğunu ifade eden Sönmez, kayyım rektör Melih Bulu’nun CİTÖK Ofis Koordinatörlüğü’yle ilgili kararı kendisine bıraktığını ve kendisinin de Cemre Baytok ile yolunu ayırmaya karar verdiğini belirtmiş, ofis koordinatörü olarak BÜREM’de de çalışacak bir psikolog istihdam etme düşüncesi olduğunu söylemiştir. Bu haberleşmenin ardından bir kısım komisyon üyesi kayyım rektör Melih Bulu ile görüşerek CİTÖK Ofis Koordinatörü’nün kim olacağı kararının komisyondan habersiz olarak verilemeyeceğini ifade etmiştir. Melih Bulu ise 'elbette komisyona da danışılır, benim düşüncem bir soysal hizmet uzmanı almak' şeklinde, yine kesin olmayan bir yanıt vermiştir. Şunu da eklemek gerekir ki yeni koordinatör alımı ve kim olacağı henüz Cemre Baytok’un sözleşmesi feshedilmemişken konuşulmaktadır.
2016 yılında CİTÖK Ofis’in kurulmasından bugüne kadar koordinatörlük yapmış olan Cemre Baytok, toplumsal cinsiyet eşitliği çalışmaları ve cinsel taciz, saldırı, şiddet gibi fiiller karşısında hukuki ve psikososyal destek mekanizmaları hakkında uzman olarak çalıştığı 5 yıllık süreç boyunca güncel araştırmalar ve uluslararası yayınları takip ederek alanındaki birikimini artırmış ve güncel tutmuştur. Ofise gelen başvurulara danışmanlık yapmanın yanı sıra öğrencilere, fakülte kurullarındaki akademisyenlere, güvenlik görevlileri ve idari personellere toplumsal cinsiyet ve cinsel tacize ilişkin bilgilendirici eğitimler vermiş; üniversite dışında da birçok sivil toplum ve kamu kuruluşunda atölye ve eğitimlere davet edilmiştir. Bütün bu emek ve deneyimin yok sayılmasını, 'kadın' demekten dahi imtina eden bir zihniyet tarafından maruz bırakıldığı muameleyi kabul etmiyoruz. Üniversitemizde bir çalışanın 'radikal feminist' olduğu gerekçesiyle bir rektör yardımcısı tarafından haksız yere işten çıkarılmasına itiraz ediyoruz. Hem CİTÖK Ofisi’ne hem de üniversitemizin genelinde toplumsal cinsiyet farkındalığı ve cinsel taciz vb. fiillerini önlemeye yönelik farkındalık faaliyetlerine büyük emek vermiş olan Cemre Baytok’un yanındayız. Cinsel Tacizi Önleme Komisyonu ve Ofisi üniversitemizde on yıllar boyu feminist akademisyenlerin ve öğrencilerin verdikleri emeğin sonucu olarak kurulmuş ve faaliyetlerini sürdürmüştür. Cinsel Tacizi Önleme Komisyonu ve Ofis Koordinatörlüğü, faaliyetlerine herhangi bir katkısı olmadığı gibi hakkında en ufak bir bilgi sahibi de olma- yan atanmış rektör ve yardımcıları tarafından gasp edilmektedir. CİTÖK Ofisi’ne yapılan bu saldırıları kabul etmiyor ve Cemre Baytok’un bir an evvel işine geri dönmesini talep ediyoruz.
"İSTANBUL SÖZLEŞMESİ'NDEN DE CİTÖK'TEN DE KULÜPLERİMİZDEN DE ÜNİVERSİTEMİZDEN DE VAZGEÇMİYORUZ!"
Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri de CİTÖK'e dair bir açıklama yaptı ve şunları söyledi:
Bugün direnişimizin 177. Günü!
2 Ocak gecesi üniversitemize atandığından beri hem Melih Bulu hem de usulsüzce enstitülerin ve fakültelerin başına atadığı kadrosu, üniversitemizde feministlerin ve LGBTİ+ların mücadeleleriyle elde edilmiş toplumsal cinsiyet odaklı tüm kazanımlara saldırmaya devam ediyor.
Bu süreçte kampüsümüzü ve mahallemizi abluka altına alan polislerin tacizlerine maruz kaldık, kulüp odalarımız baskınlarla usulsüzce arandı, BÜLGBTİ+ Çalışmaları Kulübü kapatıldı, BÜKAK odası hâlâ kilit altında ve 2016’dan beri CİTÖK Ofis koordinatörlüğünü sürdüren Cemre Baytok; pandemi koşulları bahane edilerek ücretsiz izne çıkarıldı. Bianet’in haberine göre, Cemre Baytok’u "radikal feminist” olarak niteleyen Fazıl Önder Sönmez’in açıklaması gösteriyor ki ofis koordinatörümüz pandemiden ziyade bir feminist olduğu için izne çıkarılmıştır. CİTÖK’e giden mailler, Bianet’in haberine göre “Kadının beyanı esastır.” ilkesine inanmadığını açıkça belirten Fazıl Önder Sönmez’in sekreterine bağlandı. Bu durum kişisel hayatın ve verilerin gizliliği bağlamında açıkça bir hak ihlalidir. Komisyonun yaptığı bilgilendirici etkinliklerin yanı sıra Cemre Baytok; idari ve akademik personele, her sene başında da hazırlık öğrencilerine ve kulüplere cinsel tacizi önlemeyi hedefleyen eğitimler veriyordu. Koordinatörün ücretsiz izne çıkarılması komisyonun önleyici faaliyetlerini de engelledi. Böylece CİTÖK Ofis işlevsizleştirildi.
Tüm bu yapılanlar kayyum kadronun yağmacı ve fetihçi bir zihniyete sahip olduğunun göstergesidir. Kadınların ve LGBTİ+ların en büyük güvencelerinden biri olan İstanbul Sözleşmesi’nden çıkmaya çalışan ile otopsi raporunda işkence bulgularına rastlanan Deniz Poyraz’ın katledilmesine zemin hazırlayan nasıl aynı ataerkil ve militarist zihniyet ise bugün Boğaziçi Üniversitesi kampüslerinde her gün burun buruna geldiğimiz ve yaşam alanlarımızı tehdit eden de aynı zihniyettir.
Boğaziçi Üniversitesi’nin daha önce de bir ütopya olmadığını ve toplumsal cinsiyet alanında kat etmemiz gereken daha çok yol olduğunu biliyoruz ancak CİTÖK Ofisi’nin işlevsizleştirilmesi, Melih Bulu’nun ve kayyum kadrosunun Boğaziçi Üniversitesi’nin yayımladığı Tacizden Koruma ve Korunma Kılavuzu’nda garanti altına alınan haklarımızı tanımayacağını ve bu kadronun cinsel tacizi önlemeye yönelik bir tavır almayacağını açıkça gösteriyor. Yıllardır sürdürdüğümüz mücadelemizi kayyumun ellerine bırakmayacağız. Bunu asla kabul etmiyoruz, erkek adalet değil gerçek adalet talep ediyoruz!
İstanbul Sözleşmesi’nden de CİTÖK’ten de kulüplerimizden de üniversitemizden de vazgeçmiyoruz!
Her gün söylediğimiz taleplerimize ek olarak bugün tekrar dile getiriyoruz:
• 2016 yılından beri CİTÖK Ofis koordinatörlüğü görevini sürdüren Cemre Baytok görevine devam etsin!
• Daha önce yüzlerce öğrencinin imzaladığı dilekçemizde belirttiğimiz gibi CİTÖK’e giden mailler Fazıl Önder Sönmez’in sekreterinin elinden alınıp tekrar CİTÖK Ofis’e bağlansın!
• BÜLGBTİ+ Çalışmaları Kulübüne kulüp statüsü iade edilsin!
• BÜKAK’ın kulüp anahtarı geri verilsin!
• Cinsel tacize karşı verilecek kararlarda CİTÖK Ofis öncelikli ve ağırlıklı söz sahibi olsun!
Ve son olarak:
• Danıştay yürütmeyi durdursun! İstanbul Sözleşmesi ve 6284 uygulansın!
(İstanbul/EVRENSEL)
Evrensel'i Takip Et